Women Entrepreneurs in the Cittaslow Movement: a Case Study of Seferihisar

Abstract

Dünyanın farklı ülkelerinde potansiyeli olan birçok kent turizme konu olmak isterler. Ancak bu sürecin sağlıklı ve kontrollü bir şekilde gerçekleşmesi ve nihayetinde sürdürülebilir olması için belli kurallara ihtiyaç vardır. Cittaslow hareketi tam da bu anlamda sürdürülebilir kentler yaratmak isteyen yerel yöneticiler için bir fırsattır. Zira Cittaslow hareketinin tarihsel sürecine bakıldığında öncelikle bu kavramın yavaş yemek kavramı ile ortaya çıktığını ve ilerleyen süreçte ise yavaş felsefesi olarak kendini gösterdiği anlaşılmaktadır. Yavaş felsefesi hayatı yavaşlatmak değil insanın biyolojik, fizyolojik ve sosyolojik olarak yaşaması gereken gerçek bir hayat mekanizmasıdır. Bu mekanizma zamanla kendini şehirlerde göstererek Cittaslow kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Cittaslow hareketi insanların gerçek doğasını yansıtarak toplumların huzur ve sakinlik içinde yaşamasını sağlayacak kriterlere sahip şehirler oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, gerek kültürel değerleri gerekse sahip olduğu fiziki özellikleri ile İzmir'in Seferihisar İlçesi Türkiye'nin ilk Cittaslow unvanına sahip kenti olmuştur. Dolayısıyla birçok farklı çekiciliği bünyesinde barındıran Seferihisar araştırmaya konu edilmiştir. Özellikle Seferisihisar'daki kadın girişimcilerin ilçenin bu unvanı almasındaki katkıları ve bu unvanın sürdürülebilir olmasında oynadıkları etkin durum araştırmada Seferihisar'ın seçilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmanın amacı Seferihisar'daki Cittaslow hareketini kadınlar özelinde incelemektir. Bu kapsamda, öncelikle Cittaslow hareketinin kadın girişimciliği üzerindeki etkisi ortaya konulmuş ve kadınların bu süreçten nasıl etkilendiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca, Cittaslow unvanının Seferihisar'daki kadın girişimcilerin sosyo-ekonomik durumlarını, aile içindeki rollerini ve Seferihisar'da bu hareketin sürdürülebilirliğini ne ölçüde etkilediği veya desteklediği konusu bu araştırmanın alt amaçları olarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın metodolojisi sadece ilgili akademik ve diğer ikincil kaynakların taranmasına değil, aynı zamanda Seferihisar'da gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler yoluyla birincil veri toplanmasına dayanmaktadır. Araştırmanın modeli nitel araştırma yöntemlerine dayanmaktadır. Bu bağlamda, kolayda örnekleme tekniği ile Seferihisar'daki 20 kadın girişimciye ulaşılmıştır. Detaylı bilgi edinmek ve araştırmanın daha hızlı bir şekilde çözümlenmesini sağlamak amacıyla bu kişilerle yapılandırılmış form üzerinden derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerden elde edilen veriler, akademik gizlilik esasına uygun olarak anonimleştirilmiş ve her bir görüşmeci K1, K2, K3 şeklinde kodlanmıştır. Araştırma kapsamında yürütülen saha çalışması sonucunda elde edilen veriler betimsel analize tabi tutularak (bulgu) çalışmada sunulmuştur. Gerekli görülen yerlerde görüşülen kişilerin sözlerine doğrudan atıfta bulunulmuştur. Çalışmanın bulguları değerlendirildiği zaman ilçedeki kadın girişimciler Cittaslow hareketi sayesinde aile içindeki rollerinde kendilerini daha özgür hissetmeye başlamış, özgüvenleri artmış ve ekonomik açıdan aile içinde söz sahibi olmaya başlamışlardır. Ayrıca sosyal açıdan ise toplumda kendilerini ispatlayan bireyler haline gelerek bu hareketin sürdürülebilir olmasına katkı sağlamaya devam etmektedirler.Many cities with potential in different countries of the world want to be the subject of tourism. However, certain rules are needed for this process to take place in a healthy and controlled manner and ultimately to be sustainable. The Cittaslow movement is an opportunity for local administrators who want to create sustainable cities in this sense. When looking at the historical process of the Cittaslow movement, it is necessary to know that this concept emerged in accordance with the concept of slow food, and in the following process it manifested itself as a slow philosophy. The philosophy of slow is not slowing down life, but a real life mechanism that human beings should live in biological, physiological and sociological. This mechanism demonstrated itself in cities over time and led to the emergence of the Cittaslow concept. Cittaslow movement targets to create cities that reflect the inner nature of people and have criteria that will enable communities to live in peace and quiet. In this direction, with its cultural values and physical characteristics, İzmir's Seferihisar District was firstly awarded the Cittaslow title in Turkey. Therefore, this study focused on Seferihisar. Particulary, the contribution of women entrepreneurs in Seferihisar to the district's achievement of this title and their effective status in the sustainability of this title play in important role in the selection of Seferihisar in study. The objective of this study is to examine the Cittaslow movement in Seferihisar in the context of women. In this context, first of all, the impact of the Cittaslow movement on female entrepreneurship was put forward, and it was tried to determine how women were affected by this process. Besides, the issue of how the Cittaslow movement affects or promotes the socio-economic status of female entrepreneurs in Seferihisar, their roles in the family, and the sustainability of this movement in Seferihisar was tried to grasp as sub-objectives of this study. The methodology of this study is based not only on the review of relevant academic and other secondary sources but also on primary data collection through in-depth interviews conducted in Seferihisar. Its research model depends on qualitative research methods. In this context, 20 female entrepreneurs in Seferihisar were reached with the convenience sampling technique. In-depth interviews were conducted with these interviewees over the structured form in order to grasp detailed information and to analyze the data faster. The data obtained from the interviews were anonymized in accordance with the principle of academic confidentiality, and each interviewees was coded as K1, K2, K3. The data obtained through the fieldwork study conducted within the scope of the research were presented in the study after being subjected to descriptive analysis. Where deemed necessary, direct reference was made to the statements of the interviewees. When the findings of the study were evaluated, women entrepreneurs in the district started to feel freer in their roles in the family, their self-confidence increased and they started to have a say in the family economically thanks to the Cittaslow movement. In addition, they continue to contribute to the sustainability of this movement by becoming individuals who prove themselves socially in the society.