Master Tezleri

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14720/11

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 5673
  • Master Thesis
    Brian Friel'ın Dancing At Lughnasa ve The Volunteers Adlı Eserlerinde İrlanda Folklörüne Ait Sosyo-Kültürel Ögeler
    (2025) Kaplan, Kevser; Barlık, Memet Metin
    İrlanda tiyatrosu, İrlanda'nın karmaşık sosyo-politik manzarasını ve çalkantılı tarihini yansıtan, uzun zamandır siyasi ifade için güçlü bir araç olmuştur. İrlanda tiyatrosunun ilk günlerinden beri oyun yazarları sahneyi acil siyasi sorunları ve kültürel kimliği ele almak için bir platform olarak kullandılar. Diyaloğu, empatiyi ve toplumsal farkındalığı geliştirmede sanatın dönüştürücü gücüne dair içgörü sunan güçlü bir ifade aracı olmuştur ve ulusal kimliğin yeniden tanımlanması, sömürgecilik sonrası miraslar, toplumsal eşitsizlikler ve zorluklar dahil olmak üzere siyasi sorunlarla yüzleşmek çok mümkündür. Oyunlarda kendini tanımlamalar ve kültürel kimlikler. Bu tez, Brian Friel'in ikonik eserleri 'Gönüllüler' ve 'Lugnasa'da Dans'taki İrlanda siyaseti ve ideolojik akımların ikili bir incelemesine girişiyor. Titiz karakter analizi, sembolik yorum ve dilsel seçimlere gösterilen yakın ilgi sayesinde bu çalışma, Friel'in, İrlanda'nın tarihine ve siyasi ortamına ilişkin kendi karmaşık anlayışından kaynaklanan siyasi nüansları kişisel yaşam anlatılarına nasıl kusursuz bir şekilde ördüğünü ortaya koyuyor. 'Gönüllüler'de Friel, 20. yüzyılın başlarındaki İrlanda'nın karmaşık dünyasında olağanüstü bir ustalıkla geziniyor. Her biri İrlanda kimliğine ve özerklik mücadelesine dair farklı bakış açılarını simgeleyen çok çeşitli karakterlerden yararlanan Friel'in karmaşık diyaloğu, ülkenin sosyo-politik karmaşıklığını yansıtıyor. İngilizce ve İrlanda lehçelerini birleştiren dil seçimleri, İrlanda halkının katmanlı kimliklerini yansıtıyor. Tarihi el yazmaları ve geleneksel müzik gibi semboller, İrlanda'nın tarihi ve kültürel mirasına kanal görevi görerek Friel'in politik olanı kişisel olanla kusursuz bir şekilde iç içe geçirmesine olanak tanıyor. 'Lugnasa'da Dans Etmek' konusuna dönersek Friel, İrlanda yaşamının farklı bir yönünü yakalıyor ve Mundy kardeşleri 1930'ların kırsal İrlanda'sının arka planında çerçeveliyor. Kız kardeşlerin bireysel gidişatları İrlanda'nın daha büyük yolculuğuyla örtüşüyor; gelenek ile modernite, kırsal ile kentsel ve yerel ile ulusal arasındaki toplumsal gerilimleri özetliyor. Bir sembolizm ustası olarak Friel, İrlanda'nın uyum ve kendini keşfetme arayışını yansıtan bir anlatı oluşturmak için radyo ve Lughnasa festivali gibi unsurları kullanıyor. Brian Friel'in Kuzey İrlanda'da büyüyen kendi deneyimlerinden yola çıkan siyasi ideolojisi, bu oyunlara ustaca işlenmiştir. İrlanda kimliğinin siyasi coşkuyla kesiştiği noktada yön veren bir oyun yazarı olarak Friel'in çalışmaları, onun İrlanda'nın sömürgecilik tarihi, milliyetçiliği ve devam eden kendi kaderini tayin etme mücadelesi hakkındaki keskin farkındalığını ortaya koyuyor. Bu farkındalık, her biri İrlanda'nın sosyopolitik dokusunun benzersiz bir yönünü temsil eden karakterlerinin ikilemleri ve diyaloglarında yankılanıyor. Bu tez sentez olarak Brian Friel'in İrlanda siyaseti ile kişisel deneyimlerini birleştirme konusundaki derin ustalığını açığa çıkarıyor. 'Gönüllüler' ve 'Lughnasa'da Dans Etmek' yalnızca İrlanda tarihinin farklı ancak birbiriyle bağlantılı dönemlerine açılan pencereler değil, aynı zamanda Friel'in siyasi bilincinin yansımalarıdır. Dilsel seçimler, sembolizm ve karakter dinamiklerinin analizi yoluyla bu çalışma, Friel'in eserlerinin, İrlanda'nın çalkantılı siyasi mücadelelerden gelenek ile modernlik arasındaki hassas dansa kadar olan yolculuğunu nasıl özetlediğini aydınlatıyor; bunların tümü, Friel'in İrlanda siyasi anlatısına ilişkin karmaşık anlayışına dayanıyor.
  • Master Thesis
    Mekânsal Değişimin Kentsel Makroform Boyutunda İncelenmesi; Van İli Örneği
    (2025) Bayram, Merve; Kemeç, Serkan
    Yerleşmeler, tarihsel süreç boyunca hem doğal çevrenin hem de toplumsal dinamiklerin etkisiyle sürekli bir değişim, dönüşüm ve gelişim süreci içerisinde olmuştur. Bu dönüşüm yalnızca kentlerin fiziksel yayılımını değil; aynı zamanda sosyo-kültürel yapının, ekonomik faaliyetlerin ve yasal-yönetsel kararların şekillenmesini de kapsamaktadır. Bu unsurlar, kent dokusunun ve kentsel lekelerin değişimini tetikleyerek kentsel formun evrimini belirleyen temel faktörler arasında yer almıştır. Kentsel form, bir yerleşimin fiziksel yapısını tanımlayan ve onu diğerlerinden ayıran başlıca unsurlardan biri olarak, bu evrimin hem ürünü hem de belirleyicisi konumundadır. Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı, Van kenti Metropoliten Alanı (Edremit, İpekyolu ve Tuşba ilçeleri) sınırları içerisinde, tarihsel süreçte meydana gelen mekânsal değişimi analiz ederek, kentsel makroformun oluşumunu etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Çalışmada, farklı dönemlerde ve farklı büyüklüklerde hazırlanan imar planları ile bu planların kent üzerindeki etkileri karşılaştırmalı olarak incelenmiş; kentsel alanların makroform tespiti yapılmıştır. Ayrıca, Van kentinin mekânsal deseni üzerinde etkili olan dinamikler analiz edilmiş ve planlama yaklaşımının zaman içerisindeki değişimi değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, doğal ve yapay eşiklerin tarihsel yerleşim süreci ile imar planlarına yansıyan ya da yansımayan yönleri detaylı biçimde ele alınmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma; tarihsel değişim süreci ile bu değişime etki eden coğrafi (topografya, hidroğrafya), afet riski gibi fiziksel faktörleri; imar planlarının hazırlanma sürecinde karşılaşılan zorlukları, yasal ve yönetsel süreçlerin etkilerini ve kent üzerindeki fiziksel ile sosyo-ekonomik eşikleri bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmiştir. Çalışma, Van kentinin tarihsel-mekânsal gelişimini kapsamlı bir şekilde ortaya koyarak, bölgesel ölçekte yapılacak mekânsal analizlere ve kentsel makroform araştırmalarına örnek teşkil edecek nitelikte olup, hem mevcut akademik yazına önemli bir katkı sağlamayı hem de Van kenti özelinde yapılan ilk örneklerden biri olarak sonraki araştırmalara kaynak oluşturmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, Van kentinde yaşanan mekânsal değişimlerin gelecekte yapılacak planlama çalışmalarına ışık tutması hedeflenmekte ve sürdürülebilir, bütüncül bir kentsel gelişim anlayışına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Anahtar kelimeler: Doğal ve yapay eşikler, İmar planları, Kentsel makroform, Kent planlaması, Mekânsal gelişim, Tarihsel süreç ve değişim, Van Metropoliten Alanı, Sürdürülebilir kentsel gelişim
  • Master Thesis
    DC-DC Boost Dönüştürücü için Kullanılan Pid Kontrolcüsünün Parametrelerinin Belirlenmesinde Gri Kurt ve Kızıl Tilki Algoritmasının Kullanılması
    (2025) Tutar, Nevrez Deniz; Saraçoğlu, Rıdvan; Üzmuş, Hasan
    Bu çalışmada, DC-DC boost dönüştürücü devresinin çıkış gerilimini sabit referans değerinde tutmak amacıyla PID tabanlı bir kontrol sistemi tasarlanmış ve PID kazanç parametreleri GWO, RFO ve ABC algoritmaları ile optimize edilmiştir. Sistem performansı; geçici rejim davranışları, aşım, yerleşme süresi ve ISE, IAE, ITAE hata kriterlerine göre değerlendirilmiş, ayrıca yük direnci (R) ve giriş gerilimi (Vin) değişkenlikleri altında algoritmaların adaptif kontrol kabiliyetleri test edilmiştir. Gerçekleştirilen analizler sonucunda, GWO algoritması sabit ve direnç değişkenliği koşullarında en düşük hata kriterlerine ulaşarak öne çıkmıştır. Bu koşullarda IAE, ISE ve ITAE değerleri açısından diğer algoritmalara kıyasla daha başarılı sonuçlar üretmiş; ayrıca sistemin referans değere hızlı oturmasını sağlamıştır. Vin değişkenliği gibi dışsal bozulmalar altında ise GWO, RFO ve ABC algoritmaları benzer seviyede hata değerleri vermiştir. GWO'nun sistem tepkisinde gözlemlenen aşım, diğer algoritmalara kıyasla biraz daha yüksek olsa da bu aşım kısa sürede sönümlenmiş ve sistem hızlı şekilde kararlı duruma ulaşmıştır. Ayrıca, algoritmaların hata kriterleri (IAE, ISE, ITAE) bazında sıralı istatistiksel karşılaştırmasını yapmak amacıyla Friedman testi uygulanmıştır. Yapılan bu çoklu karşılaştırmalı analiz sonucunda, GWO algoritması istatistiksel olarak en iyi genel performansı sergileyen yöntem olarak öne çıkmıştır. Test sonuçlarına göre GWO, her üç hata kriteri açısından da en düşük sıralama ortalamalarına sahip olmuş; bu da algoritmanın hem sabit hem de değişken koşullarda diğerlerine kıyasla daha istikrarlı ve başarılı bir performans sunduğunu istatistiksel olarak da doğrulamaktadır. Sonuç olarak, her üç algoritma PID optimizasyonunda etkili sonuçlar vermiştir. GWO, genel hata performansı, geçici rejim başarısı ve istatistiksel üstünlükleri ile öne çıkarken; ABC algoritması daha yumuşak ancak daha geç tepki veren bir yapı sunmuştur. RFO ise düşük aşım avantajına sahip olmakla birlikte bazı hata kriterlerinde geri planda kalmıştır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, benzer sistemlerde yüksek global arama kapasitesi ve hızlı yakınsama özelliği sunan GWO gibi optimizasyon algoritmalarının tercih edilmesi, kontrol sistemlerinin performansını artırmak açısından daha uygun bir strateji olabilir.
  • Master Thesis
    Türkiye'de Yaşayan Japonların Türk Mutfak Kültürü Hakkındaki Görüşlerine Yönelik Bir Araştırma
    (2024) Kanal, Kumıko; Okat, Çinuçen
    Bir ülkenin mutfak kültürü, yabancı turistlerin tatil deneyimlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda, farklı milletlerden ülkemize gelen turistlerin Türk mutfağına dair görüşlerini anlamak, turizm sektörüne değerli katkılar sunabilir. Japonların Türk mutfağı hakkındaki görüşlerini ortaya koymak ve elde edilen sonuçlara ışığında yiyecek içecek işletmeleri ile konaklama işletmelerine öneride bulunmak amacıyla yapılan bu çalışma, Türkiye'de yaşayan 450 Japon ile 2023 Eylül ve Aralık ayları arasında gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında anket formu kullanılmış ve elde edilen veriler SPSS 24 programı ile analiz edilmiştir. Türkiye'de yaşayan Japonların Türk mutfağını sevdikleri ve Türk mutfak kültürüne olumlu yaklaştıkları anlaşılmıştır. Yemekler hakkında yapılan analiz neticesinde Türk mutfağının kalorisi yüksek, yağ ve salça kullanımının fazla olduğu, tatlıların ise yağ ve şeker oranlarının yüksek olduğu, hamur işlerinin ise yağlı olduğu düşünülmektedir. Japonların Türk mutfağı hakkındaki bilgilerine ilişkin elde edilen verilerde ise, bilinirlik oranın düşük olan yiyecek ve içeceklerin tespit edildiği ve bu durumun müşteri promosyonları ile öneriler için bir fırsat sunduğu görülmüştür. Türkiye'de yaşama süresine göre Türk mutfağına ilişkin görüşler karşılaştırıldığında, Türkiye'de daha uzun süre yaşayan katılımcılar arasında kararsız kalanların azalma eğilimi gösterdiği ortaya çıkmıştır. Cinsiyete göre bir karşılaştırma yapıldığında, 'lezzetlidir' veya 'çeşitler çok zengindir' gibi olumlu ifadelere daha fazla katılım gösterenlerin kadınlar olduğu tespit edilmiştir. Yaşa göre bir değerlendirme yapıldığında ise, yaşça daha büyük olan grupların genç gruplara kıyasla Türk mutfağını daha pahalı buldukları sonucu elde edilmiştir.
  • Master Thesis
    Van Gölü Havzası Seramiklerinde Kullanılan Motifler ve Boyalar
    (2024) Kartal, Saim; Çakar, Nurtaç
    Yerleşik yaşama geçiş ile birlikte kilin şekillendirilerek ürüne dönüşmesi, insanlığın tarihsel sürecinde gerçekleşen önemli aşamalardan biri olarak gösterilmektedir. Geçmiş toplumların yaşam biçimini temsil eden ve onlar hakkında ipuçları elde edeceğimiz izler, günümüze kısmen sağlam gelmiş kalıntılarda gizlidir. Bu izlerin büyük bir kısmı Urartu medeniyetine ait olmak üzere Van Gölü Havzası'ndadır. Van Gölü Havzası, tarihi zengin ve kültürel görünümüyle dikkat çeken bir bölgedir. Bu bölge, tarih boyunca farklı uygarlıkların etkisi altında kalmış ve çeşitli kültürel dokulara ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgede yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan çanak çömlekler, araştırmacılar için tarihsel süreç hakkında bilgi veren en önemli kaynaklardandır. Bu kalıntı ve buluntular geçmişten günümüze ulaşan önemli bir sanat eseri ve kültürel ifadedir. Van Gölü Havzası' nda bulunan çanak çömlekler, bu zengin yapının önemli bir parçasını oluşturur. Bu çanak çömleklerin yüzeylerinde kullanılan boya ve motifler; döneme, kültüre ve çömleğin üretildiği topluma bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ayrıca, bu bölgede yaşamış halkaların çanak çömleklerinde kullanılan motifler ve boyalar, o toplumunun sembollerini ve estetik anlayışını yansıtmaktadır. Van Gölü havzasında ortaya çıkan çanak çömlekler, farklı dönemlerde yaşamış uygarlıkların sosyal, kültürel, ekonomik ve dini yaşamlarına ilişkin ipuçlarını, dönemine göre çanak çömleklerde kullanılan motif ve boyalarda el vermektedir. Ancak arkeolojik çalışmaların çoğu Orta Demir Çağı'na denk gelen Urartu uygarlığına yoğunlaştığından ve genelde seramiklerin tipolojisi üzerinde durulduğundan Urartu öncesi ve sonrası buluntular bu anlamda akademik kaynaklarda yeterince yer bulamamıştır. Bu çalışmada, Van Gölü Havzası'nın prehistorik dönemlerine tarihlenen çanak çömlek üretiminde, kullanılan boyalar ve motifler ele alınacaktır.
  • Master Thesis
    İnsansız Hava Aracı (İHA) Destekli Fotogrametrik Teknikle Tarihi Yapıların Peyzaj Projeleri için Hassas Sayısal Yüzey Modelinin Üretilmesi: Ayanis Kalesi (Van) Örneği
    (2025) Işık, Zekeriya; Yeler, Okan
    Tarih boyunca teknoloji sürekli evrim geçirmiş ve sürekli kendini yenileyerek gelişmiştir. Yaşadığımız dönemde de teknolojinin kullanıldığı alanlar çoğalmıştır. Verinin yüksek doğrulukla elde edilmesi, bu verinin uygun alanlarda saklanması ve bunun insanların ihtiyacı için uygun bilgiye dönüşmesi teknolojinin de gelişmesiyle daha kolay hale gelmiştir. Bu gelişmeler teknolojinin getirdiği yenilikler ile peyzaj projelerinde tasarım ve uygulamaları dünya genelinde daha uygun ve uygulanabilir hale getirmiştir. Özellikle konumsal modellemede daha hassas veriler uzaktan algılama desteğiyle elde edilebilir hale gelmiştir. Çalışma kapsamında, tarihi yapıların peyzaj projeleri ve planlama çalışmaları yapılmadan önce 3 boyutlu sayısal yüzey modelinin çıkarılması ve bu model sayesinde gerçekleştirilecek çalışmaların daha hassas, detaylı ve yapının tarihi görseline uygun olarak yapılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, İHA destekli ölçümlerle arazinin hassas sayısal yüzey modeli oluşturularak arazi üzerinde detay çalışmalarının gerçekleştirileceği bir model ortaya konulmuştur. Sonuç olarak seçilen Ayanis Kalesi (Van) örneğinde ortaya konulan bu model ile peyzaj projeleri ve buna bağlı analiz çalışmalarına (eğim, bakı, yükseklik, manzara, hidrolojik özellikler gibi) örnek bir sayısal altlık verisinin oluşturulması amaçlanmıştır.
  • Master Thesis
    Diyabetik Ratlarda Arı Ekmeği (Perga)'nın Antidiyabetik Etkisinin Histopatolojik, İmmunohistokimyasal ve Biyokimyasal Olarak Araştırılması
    (2025) Çubukçu, Mehmet; Yaman, Turan
    Bu çalışmada, streptozotosin (STZ) ile oluşturulan deneysel diyabet modelinde arı ekmeğinin (perga) antidiyabetik potansiyelinin histopatolojik, immünohistokimyasal ve biyokimyasal olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada 40 adet erkek Wistar albino sıçanı rastgele beş gruba ayrılmıştır: Kontrol, perga (0,5 g/kg), STZ (STZ, 55 mg/kg), STZ + perga (STZ, 55 mg/kg + Perga, 0,5 g/kg) ve STZ + Akarboz (STZ, 55 mg/kg + Akarboz, 20 mg/kg). Diyabet, tek doz STZ enjeksiyonu [55 mg/kg, intraperitoneal (i.p.)] ile indüklenmiştir. Perga ve akarboz uygulamaları deney süresi boyunca günlük olarak gastrik gavaj yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Deney süresince belirli aralıklarla kuyruk veninden kan glukoz düzeyleri ölçülmüş; deney sonunda pankreas dokuları histopatolojik ve immünohistokimyasal olarak incelenmiştir. Ayrıca serumda ALT, AST, ALP, LDH, total kolesterol, trigliserid, kreatinin, üre ve glukoz düzeyleri analiz edilmiştir. STZ uygulaması, pankreas dokusunda belirgin histopatolojik lezyonlara ve immunohistokimyasal olarak insülin ekspresyonunda anlamlı azalmaya yol açmıştır. Biyokimyasal analizlerde diyabete bağlı olarak önemli değişiklikler gözlenmiştir. Perga uygulaması, hiperglisemiyi baskılayarak kan glukoz düzeylerinde azalma sağlamış; pankreatik histopatolojik bulgularda ve insülin immunekspresyonunda iyileştirici etkiler göstermiştir. Ancak, perga ile tedavi grubunda karaciğer enzim düzeylerinde olumsuz değişiklikler saptanmıştır. Elde edilen bulgular, perganın STZ ile oluşturulan deneysel diyabet modelinde potansiyel antidiyabetik etkiler gösterebileceğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, karaciğer üzerine gözlemlenen etkiler dikkate alındığında, perganın antidiyabetik etkinliğinin ve güvenirliliğinin daha ileri çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir
  • Master Thesis
    Modern Resim Sanatında Renk Kullanımının İşlevselleştirilmesi
    (2024) Yılmaz, Hüseyin; Göktepe, Mehmet
    Bu çalışma, modern resim sanatında rengin kullanımının nasıl işlevselleştirildiğini, kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Çalışma; rengin tarihsel yolculuğundan başlayarak, Gotik dönemden Sembolizm' e kadar olan sanat akımlarında rengin nasıl kullanıldığını özetlemektedir. Bu dönemlerde renk, çoğunlukla estetik ve sembolik anlamlar taşımış, sanatsal kompozisyonların bir unsuru olarak kullanılmıştır; ancak, modern sanatın asıl dönüm noktası olarak değerlendirilen Empresyonizm ile birlikte renk, yalnızca görsel bir unsur olmanın ötesine geçerek, sanatçının içsel dünyalarını ve anlık izlenimlerini aktaran merkezi bir ifade aracına dönüşmüştür. Empresyonizm, bu bağlamda modern sanatın çıkış noktası olarak değerlendirilmiş olup, tezde en önemli akım olarak öne çıkarılmıştır. Empresyonizm ile başlayan bu dönüşüm; Neo Empresyonizm, Post Empresyonizm, Fovizm, Ekspresyonizm, Kübizm, Suprematizm, Pop Art, Op Art ve diğer önemli akımlarla devam etmiş ve bu akımlar, renk kullanımına yeni teknikler ve farklı yorumlar katarak sanata yeni bir boyut kazandırmışlardır. Neo Empresyonizm, renkleri küçük dokunuşlar halinde uygulayarak optik karışımlar yaratırken; Post Empresyonizm sanatçıları, renkleri duygusal ve kişisel ifadeleri için yoğun bir şekilde kullanmışlardır. Fovizm, renkleri abartılı ve özgür bir biçimde kullanarak duygusal etki yaratırken; Ekspresyonizm, renkleri psikolojik durumları ifade etmek için çarpıcı tonlarda uygulamıştır. Kübizm' de renkler, form ve yapının analiziyle kullanılarak mekân algısını değiştirken; Suprematizm' de ise renkler, minimal ve soyut biçimlerle saf bir şekilde kullanılmıştır. Pop Art, parlak renklerle popüler kültür ve tüketim imgelerini vurgularken; Op Art, renkleri optik illüzyonlar yaratmak için kullanmıştır. Bu akımlar; farklı teknikler, özgür ve içsel ifadeler açısından modern sanatın evriminde renk kullanımının vazgeçilmezliğini ortaya koymuştur. Bu çalışma; belirtilen sanat akımları ve renk ile ilgili yayımlanmış makaleler, kitaplar, tezler ve internet kaynakları araştırılarak ilgili kısımlardan yararlanılmış olup, ayrıntılı bir analiz süreci sonucunda elde edilen veriler derlenerek oluşturulmuştur.
  • Master Thesis
    Van İli Gevaş İlçesinde Koyunlarda Anaplasma Ovis ve Anaplasma Capra Türlerinin Moleküler Yöntemlerle Araştırılması
    (2025) Ölmez, İbrahim; Oğuz, Bekir
    Keneyle bulaşan hastalıklar, dünya genelinde hayvan yetiştiriciliğinde ekonomik olarak önemli kayıplara yol açmaktadır. Ruminantları enfekte eden ve bu kayıplara neden olan hastalıklardan biri de anaplazmozisdir. Ancak Türkiye'nin doğusunda yer alan evcil hayvan sürülerinde bu patojenin yayılımı hakkında yeterli veri bulunmamaktadır. Bu doğrultuda, bu çalışmada Van ilinin Gevaş ilçesindeki koyunlarda Anaplasma ovis ve Anaplasma capra prevalanslarının belirlenmesi ve tespit edilen suşların spesifik genler üzerinden moleküler karakterizasyonunun yapılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, görünürde sağlıklı 200 koyun rastgele seçilerek, vena jugularis'ten alınan kan örnekleri EDTA'lı tüplere konulmuştur. Elde edilen örneklerde A. ovis ve A. capra varlığı, sırasıyla msp4 (major surface protein 4) ve gltA genlerini hedefleyen konvansiyonel ve nested PCR yöntemleriyle araştırılmıştır. Toplamda 200 örneğin 149'unda (%74,5), A. ovis'e özgü 852 bp uzunluğunda msp4 gen fragmanı başarıyla amplifiye edilmiştir. Buna karşılık, hiçbir örnekte A. capra pozitifliği saptanmamıştır. İstatistiksel analizler sonucunda, incelenen epidemiyolojik özellikler arasında cinsiyet ve yaş ile A. ovis enfeksiyonu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (P > 0,05). Ancak örneklerin alındığı bölgelere göre yapılan değerlendirmede, İnköy bölgesindeki prevalansın istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu belirlenmiştir (P < 0,05). Sanger dizileme yöntemiyle elde edilen eksik msp4 gen dizileri doğrulanmış ve GenBank veri tabanına (PV231424–PV231428) eklenmiştir. msp4 gen sekans analizine göre, A. ovis izolatlarının diğer ülkelerden bildirilen suşlara kıyasla önemli bir genetik çeşitlilik göstermediği saptanmıştır. Bu çalışma, Van ili Gevaş ilçesindeki koyunlarda A. ovis ve A. capra'nın filogenetik ve moleküler sınıflandırmalarına ilişkin önemli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, A. ovis enfeksiyonunun bu bölgede önemli bir yaygınlığa sahip olduğu rapor edilmiştir. Bununla birlikte, örneklenen hayvanlarda A. capra enfeksiyonu tespit edilmemiştir. Anaplasma cinsine ait yeni bir tür olarak tanımlanan A. capra'nın bulaşma durumu ve potansiyel etkilerini değerlendirmek amacıyla daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
  • Master Thesis
    Modernizmden Postmodernizme Görsel Sanatlarda Kent Formu ve Kentleşme Sorunsalı
    (2024) Özaraz, Murat; Can, Gökçen Şahmaran
    Bu araştırma, moderniteden postmoderniteye geçişi görsel olarak ele alarak formda meydana gelen değişimlere ve kentleşme sorunsalına dikkat çekmektedir. Postmodernizm, globalleşme sürecinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle yeniden düzenlenen kentsel yapılara kendi kimliğinin damgasını vurmuştur. Bu bağlamda modernizm ve postmodernizm ile gelişen kentleşmenin kentsel mekâna yansımaları, konunun ana temasını oluşturmaktadır. Kentlerde yaşayan insanlar, hızlı kentleşmenin yol açtığı sorunlar dolayısıyla zihinsel ve fiziksel yıpranma yaşamakta ve bu tür sorunların ele alınması sorgulanmaktadır. Kentlerin insan yaşamını sosyolojik, psikolojik, sağlık ve ekonomik olarak etkilediğini ve bu sorunların farklı mecralarda tartışıldığı görülmektedir. Son zamanlarda görsel sanatlarda da tartışılan bu konular farklı sanat dallarında da yorumlanmaya başlamıştır. Bundan dolayı konunun güncel hayata yakın olması nedeniyle kent konusu verilen çerçeve içinde incelenmiş ve sanat öğeleriyle tartışılmış, yorumlanmış ve sanatsal öğelerle modernizmden postmodernizme birçok sanatçı kent yaşamını ve kenti birçok farklı açılardan ele alarak tuvallerine yansıtmışlar. Kent yaşamını resmeden sanatçılar, eserlerinde genellikle çarpıcı renkler, soyut formlar ve dinamik kompozisyonlar kullanarak kentlerin enerji dolu, ancak bir o kadar da kaotik atmosferini yansıtmaktadır. Bu eserler, modern ve post-modern kentlerin hem estetik hem de toplumsal açıdan eleştirisini sunarken, izleyicilere de kent yaşamı üzerine düşünme fırsatı vermektedir. Bu sayede hızlı kentleşmenin yarattığı sorunlar, melankoli, karmaşıklık, yabancılaşma, kirlilik resimsel olarak ifade edilmeye ve farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır.
  • Master Thesis
    Van İlinde İshalli Buzağılarda Toxocara Vitulorum'un Prevalansı
    (2025) Ölmez, Güler İnat; Denizhan, Vural
    İnat Ölmez G. Van İlinin İlçelerindeki İshalli Buzağılarda Toxocara Vitulorum'un Prevalansı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Van, 2025. Çalışmanın materyalini Van ili ve ilçelerinde yetiştirilen 0-6 aylık ishalli buzağılardan toplanan 250 adet ishalli dışkı örneğinden oluşmaktadır. Dışkı örneklerinin mikroskobik muayenesi santrifüjleme ile flotasyon yöntemi kullanılarak yapıldı. Yapılan çalışmada 250 adet dışkı numunesinin mikroskobik muayenesi sonucunda 23 (% 9,2) numunede T. vitulorum yumurtasına rastlanmıştır. Enfeksiyonun genel yaygınlığı ilçeler bakımından değerlendirildiğinde en yüksek pozitiflik % 16 (25/4) oranı ile Saray ilçesinde tespit edilmiştir. Bunu %15,7 (19/3) ile Erciş, %14,28 (42/6) ile İpekyolu, %11,42 (35/4) ile Gevaş ve %10 (20/2) ile Tuşba, %8,69 (23/2) ile Edremit ilçeleri takip etmiştir. En düşük pozitiflik %7,4(27/2) oranı ise Özalp ilçesinde belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel analizlerinde Toxocara vitulorum ile enfeke olan 0-6 aylık ishalli buzağılardan ilçeler, yaş. cinsiyet, ve ay bazında p<0,05 düzeyinde değerlendirildiğinde anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak; Van İli ve ilçelerinde Toxocara vitulorum'un küçümsenmeyecek düzeyde yaygın olduğu tespit edilmiş olup hastalığın ihmal edilmemesi gerektiğini saptanmıştır. Hayvancılık işletmelerinde özellikle buzağılarda T. vitulorum gibi paraziter enfeksiyonların kontrol altına alınabilmesi için kapsamlı ve sürdürülebilir stratejilerin geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
  • Master Thesis
    Mevlânâ'nın Mesnevi'sinin Thompson'un Motifler İndeksine Göre İncelenmesi
    (2025) Sönmez, Kadir; Yavuzer, Mehmet Şahin
    Bu çalışmada Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nin (1207-1273) Mesnevî adlı eseri üzerine ayrıntılı bir okuma yapılmış ve eserde kullanılan motifler incelenmiştir. Tespit edilen motifler; Stith Thompson'ın (1885-1976) motif dizinine göre tasnif edilmiş ve edebiyat, mitoloji, arkeoloji, din ile ilgili kaynaklar taranarak analitik-tanımlayıcı yöntemlerle değerlendirilmiştir. Bu incelemeler yapılırken disiplinler arası çalışılmış ve bu konuyla ilgili edebiyat taramaları yapılmıştır. Sonuç olarak Mevlânâ'nın evrensel bir değere sahip birçok motifi farklı anlamlara gelecek şekilde sıklıkla kullandığı tespit edilmiştir. Şairin motifler üzerinden yaptığı sembolik anlatımlar çalışmaya yorumlamaya açık geniş bir araştırma alanı sağlamıştır.
  • Master Thesis
    Para Politikası Kararlarının Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: Mint Ülkeleri Üzerine Ekonometrik Bir Analiz
    (2025) Sarıbulak, Mihriban; Alev, Nigar
    Ekonomik büyüme iktisat politikasının en önemli amaçlarından biridir. İktisadi yazında maliye politikasının mı yoksa para politikasının mı ekonomik büyümeyi sağladığına dair ortak bir görüş yoktur. Para politikasının ekonomik aktivite üzerindeki etkisi uzun zamandır tartışma konusudur. Teorik yaklaşımlar çerçevesinde özellikle reel ekonomi üzerindeki etkisine dair bir fikir birliği olmasa da dolaylı olarak ekonomik büyümeyi sağladığına dair genel kanı mevcuttur. Ancak amprik literatürde bu konu ile ilgili farklı sonuçların varlığı para politikası- büyüme ilişkisine dair bu çalışmayı zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada öncelikle para politikasına dair genel bir bilgi verilmiştir. Parasal aktarım mekanizması açıklanmış ve kanalları çalışmada yer almıştır. Daha sonra ekonomik büyüme hakkında kısa bir bilgi verilmiştir. Sonrasında ekonomik büyüme- para politikası ilişkisine dair teorik literatür açıklanmış ve amprik literatür çalışmaya eklenmiştir. Tezimizde, para politikası-ekonomik büyüme ilişkisini ölçmek amacıyla para politikası kararlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi, 1997-2023 dönemi için Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye (MINT) yıllık verileri kullanılarak ARDL sınır testi yaklaşımıyla test edilmiştir. Bağımlı değişken olarak büyümeyi temsil eden GSYİH, enflasyon, parasal büyüme, bankaların özel sektöre verdiği krediler, reel efektif döviz kuru ve mevduat faiz oranları bağımsız değişkenler olarak kullanılmıştır. Her bir ülke için ayrı ayrı zaman serileri kullanılmıştır. Durağanlıklarını ölçmek için ADF ve PP birim kök testleri uygulanmıştır. Bulgulara göre uzun dönemde para politikası ekonomik büyüme ilişkisi Meksika ve Nijerya'da negatif ve anlamsız, Türkiye'de ise pozitif ve anlamsız bir ilişki vardır. Endonezya'da ise bu ilişki hem kısa hem de uzun dönemde negatif ve anlamlıdır. Meksika'da para politikası ekonomik büyüme ilişkisi kısa dönem sonuçları pozitif ve anlamlıdır. Nijerya'da kısa dönemde bu ilişki negatif ve anlamlıyken Türkiye'de ise kısa dönemde ise böyle bir ilişkiye ulaşılmamıştır.
  • Master Thesis
    Âmil ve Karîne Teorileri Bağlamında Lafız-Mana İlişkisi
    (2025) Öztürk, Yunus Emre; Çınar, Mehmet Şirin
    Bu çalışmada âmil ve karine teorileri bağlamında lafız-mana ilişkisine yaklaşmak hedeflenmiştir. Bununla beraber lafız-mana ilişkisi, dil ilimlerinden olan nahiv, mantık ve belagat çerçevesinde ele alınmış ve bu ilimlerin lafız-mana ilişkisine yaklaşım tarzları ortaya konmuştur. Daha sonra ise lafız-mana ilişkisine çağdaş yaklaşımlar başlığı altında edimbilim, semantik ve hermenötik disiplinleri ele alınmıştır. Nahiv ilmi çerçevesinde değerlendirilen işlevsel dilbilgisi lafızdan manaya geçişte sentaksal zemini oluşturmaktadır. Nahiv usulüne konu olan müşterek lafız olgusu, bir mana için birden fazla lafzın vazedildiğini ortaya koymaktadır. Mantık ilmi çerçevesinde delâlet türleri ele alınmış ve lafız-mana ilişkisi sistematize bir şekilde sunulmuştur. Belagat ilmi ise özellikle beyân ilmi özelinde manaların lafızlara büründürülmesindeki farklı ve etkili yolları inceleme konusu edinmektedir. Âmil teorisine gelecek olursak, iletişim esnasında varlığı kabul edilen birtakım lafzi ve manevi amiller neticesinde lafızların gramatik konumlarının tespit edildiği iddia edilmektedir. Modern dilbilimcilerden olan Temmâm Hassân ise âmillerin ve dolayısıyla irâb alametlerinin manaya delalet etmede yeterli olmadığını düşünmektedir. Ortaya attığı karineler teorisiyle birtakım lafzî ve manevi karinelerin yardımlaşması (تضافر القرائن) neticesinde doğru anlamın tespit edilebileceğini iddia etmektedir. Bunlarla beraber çağdaş dilbilimsel yaklaşımlardan olan edimbilim, mananın sadece lafızlarda ve gramatik konumlarda yüklü olmadığını savunmakta dolayısıyla da semantik ve gramer disiplinlerinin inceleme alanı dışında kalan anlamsal bölgeyi araştırmaktadır. Semantik ise mana nazariyesine konu olan her şeyi ele almaktadır. Yorumun bilimi olarak addedilen hermenötik ise anlamın tekliğinden ve kesinliğinden bahsedilemeyeceğini, her anlamın kendisiyle beraber bir yorumu da zorunlu kıldığını iddia etmektedir. Tüm bu bahsettiğimiz ilimler, disiplinler ve teoriler bağlamında lafız-mana ilişkisi ele alınmış ve bu ilim, disiplin ve teorilerin ortak alanları ile kesişim noktaları tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma klasik dönemden modern döneme değin lafız-mana ilişkisinin evrimsel boyutunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.
  • Master Thesis
    Hüseyin Su'nun Öykülerinde Hikmet Kavramı Üzerine Bir İnceleme
    (2025) Sular, Canan; Demir, Bilal
    Hüseyin Su, ele almış olduğu öyküleriyle derin izler bırakan ve İslamî edebiyat anlayışının yansımalarını metinlerinde ön plana çıkaran isimlerdendir. Bu bağlamda yazmış olduğu öykü kitapları içerisinde yer alan öykü metinlerinde bu zevk ve anlayış doğrultusunda şekillenen bir izlek mevcuttur. Türk edebiyatında İslamî anlayışa özgü bir kavram olan hikmet kavramının metinlerde pek çok örneği vardır. Hüseyin Su'nun Öykülerinde Hikmet Kavramı Üzerine Bir İnceleme adlı çalışma yazarın öykü metinlerinden okunup derlenerek oluşturulmuştur. Yazarın öykü eserlerinden olan Ana Üşümesi (2018), İçkanama (2018), Aşkın Halleri (2020) Kırklar Cemi (2020) Gülşefdeli Yemeni (2021) , Ağılı Ağılı (2021), Kırık Sızısı (2022) gibi eserler içerisinde yer alan öykü metinleri birtakım hikmetler barındırır. Hakikate erişmede bir aracı görevi üstlenen hikmet kavramı bir bakıma eserlerdeki olayların şekillenmesinde en büyük paya sahiptir. Bu anlamda yazarın öykü metinlerinde yer alan hikmet unsurları ayrı ayrı başlıklandırılıp, temlerin hikmet ile bağlantısı yorumlanmıştır.
  • Master Thesis
    İngilizce Dil Öğretiminde Kısa Öykünün Kullanımı ve Konuya İlişkin Öğretmen Görüşleri Üzerine Bir Araştırma
    (2025) Yıldız, Gülcan; Kasap, Süleyman
    Evrensel bir dil olan İngilizce'nin öneminin artmasıyla birlikte, dili daha interaktif, hızlı ve kalıcı bir şekilde öğretmenin ve öğrenmenin de önemi artmıştır. Bu sebeple çeşitli yöntem, teknik ve yaklaşımlar kullanılmaya başlanmıştır. Edebiyatın, İngilizce dil öğretimindeki önemi de tam manasıyla bu ihtiyaçtan doğmuştur. 'Bu çalışma söz konusu durumu İngilizce dil öğretiminde kısa öykünün kullanımı ve konuya ilişkin öğretmen görüşleri nelerdir?' başlığıyla incelemeyi amaçlamaktadır. Bu araştırmanın temel amacı, alanda asıl oyuncular olan öğretmenlerin konu hakkındaki görüşlerini bütün açıklığı ile gözler önüne sermektir. Çalışma ayrıca kısa öykü kullanımının yabancı dildeki yeri ve önemi üzerine durmuştur. Araştırma nitel yöntemin görüşme tekniği aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. İlk olarak görüşmede yer alan soruların belirlenebilmesi için alan uzmanlarından destek alınmıştır. On altı farklı öğretmen ile yapılan görüşme sonucunda, kısa öykünün yabancı dil öğretimindeki yeri araştırılmış ve yadsınamayacak derecede önemli olduğu anlaşılmıştır. Öğretmenlerin görüşlerinden elde edilen bulgulara göre edebiyatın türlerinden biri olan kısa öykünün kullanımı, dil öğretimini hem kolaylaştırmıştır hem de daha eğlenceli hale getirmiştir. Ancak, müfredatın yoğunluğu, öğrencilerin derse karşı olan ilgi ve tutumları, ailelerin sosyo-ekonomik durumları ve sınıfların kalabalık olması gibi olumsuz etkenler nedeniyle, kısa öykü anlatımının uygulama aşamasında çeşitli dezavantajlar barındırdığı katılımcılar tarafından ortak bir görüş olarak ifade edilmiştir.
  • Master Thesis
    Sürdürülebilir Gastronomi Kapsamında Yöresel Yemek Hizmeti Sunan Restoranların Atık Gıda Uygulamaları: Van Örneği
    (2025) Kanat, Tuğçe Görürüm; Koç, Pelin
    Dünyada nüfusun hızla artmasına bağlı olarak gıda israfı da her geçen gün artmaktadır. Gıda israfının ekonomik ve çevresel etkilerinin yanı sıra insan sağlığına dolaylı olarak verebileceği zararlardan dolayı çoğu ülke ve sivil toplum kuruluşları bu durumu günümüzün problemi olarak değerlendirmektedir. Bu problemlerin ortadan kaldırılması için çeşitli uygulamalar olmakla birlikte bunlardan birini de atık gıda uygulamaları oluşturmaktadır. Gıda israfı üretimden tüketime kadar her aşamada ortaya çıkabilmektedir. Gıda israfının üretici aşamalı kaybını belirlemeye yardımcı olacak mevcut araştırma ile sürdürülebilir gastronomi kavramı çerçevesinde yöresel yemek hizmeti sunan restoranların atık gıda uygulamalarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Ek olarak yöresel yemek hizmeti sunan restoranların atık gıda stratejileri, bu kapsamda yaşadıkları sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri de araştırma amacı kapsamında yer almaktadır. Araştırma evrenini Van ilinde faaliyet gösteren restoranlar; bu restoranlar arasından amaçsal örnekleme yöntemiyle seçilen yöresel yemek hizmeti sunan restoranlar ise araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda amaçsal örnekleme yöntemiyle seçilen yöresel yemek hizmeti sunan restoranlarla yüz yüze görüşme yapılması planlanmaktadır. Böylece elde edilen veriler ışığında araştırma amacına cevap bulunacağı öngörülmektedir.
  • Master Thesis
    Mizah Çekiciliği Olan Reklamlara Yönelik Tutumun Satın Alma Niyeti Üzerindeki Etkisinde Marka Sadakatinin Düzenleyici Rolünün Araştırılması
    (2025) Aksoy, Ferhat; Aydın, İbrahim
    Bu araştırmanın amacı, mizah çekiciliği olan reklamlara yönelik tüketici tutumunun satın alma niyeti üzerindeki etkisini ve bu etkide marka sadakatinin düzenleyici rolünü incelemektir. Araştırmada, nicel bir yöntem benimsenmiş ve veri toplamak için anket tekniği kullanılmıştır. Veriler, Ülker Kestra reklamının videosunu izleyip değerlendiren katılımcılardan elde edilmiştir. Kartopu örnekleme yöntemiyle hedef kitleye ulaşılmıştır. Çalışmanın evrenini Türkiye'de yaşayanlar oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemi 403 kişiden oluşmaktadır. Elde edilen verilerin analiz edilmesi için yapısal eşitlik modellemesi ve Process Macro kullanılmıştır. Çalışmanın amacına ulaşması için farklı çalışmalardan elde edilen uygun ölçeklerden faydalanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, mizah çekiciliği olan reklamlara yönelik tutumun satın alma niyeti ve marka sadakati üzerinde olumlu ve anlamlı bir etkisi vardır. Mizah çekiciliği olan reklamlara yönelik tutumun satın alma niyeti üzerindeki etkisinde marka sadakatinin düzenleyici rolünün olmadığı görülmüştür. Marka sadakatinin satın alma niyeti üzerinde olumlu ve anlamlı bir etkisinin olduğu anlaşılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre mizah çekiciliği olan reklamlara yönelik olumlu tutum oluşturulması işletmeler açısından önemlidir. Mizah reklamlarına yönelik olumlu tutum oluşturulması amacıyla, marka-ünlü uyumu, hedef kitlenin mizah anlayışına yönelik reklamlar hazırlanması gibi hususlara dikkat edilmesi önerilmektedir.
  • Master Thesis
    Gevaş (Van) İlçesinde Doğal Olarak Yetişen Sambucus Nigra L.' Nın Peyzaj Mimarlığına Uygun Genotiplerinin Belirlenmesi
    (2025) Genç, Ahmet; Alp, Şevket
    Ağaç mürver (Sambucus nigra L.), ılıman iklimlerde geniş bir dağılıma sahip, nemli alanları tercih eden önemli bir bitki türüdür. Türkiye'de, belirgin coğrafi özellikler gösteren bu bitki, yerel ekosistemlerde önemli bir rol oynamaktadır. Yetiştirilmesi kolay olan ağaç mürver, sert iklim koşullarına dayanıklı olup, kırsal alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Tıbbi açıdan, ağaç mürver, geçmişten günümüze bağışıklık sistemini güçlendirici ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan bir bitki olarak öne çıkmaktadır. İçerdiği yüksek C vitamini ve antioksidanlar, sağlık açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu özellikleri sayesinde, ağaç mürver, günümüzde gıda takviyesi ve doğal gıda boyası olarak artan bir talep görmektedir. Peyzaj mimarlığında ise, ağaç mürver estetik ve çevresel faydalar sağlamaktadır. Doğal sınırlar oluşturma yeteneği, ekosistem dengelerine katkıda bulunma ve biyoçeşitliliği artırma gibi işlevleri ile dikkat çekmektedir. İklim değişikliği karşısında, yeşil alanların korunmasında önemli bir kaynak olarak değerlendirilebilir. Van Gevaş ilçesinde yapılan morfolojik analizler, ağaç mürverinin potansiyel süs bitkisi olarak kullanılabilecek bireylerini belirlemiştir. Bu incelemeler, bitkinin estetik değerinin yanı sıra, çevresel faydalarını da ortaya koymaktadır. Ayrıca, biyokimyasal analizlerle meyvelerinin gıda takviyesi ve doğal gıda boyası olarak kullanılabilecek çeşit adayları tespit edilmiştir. Sonuç olarak, ağaç mürver, estetik ve ekolojik yararları yanında gıda ve ilaç sektöründe değerli bir potansiyele sahiptir. Bu çalışmanın bulguları, ağaç mürveri yetiştiriciliğinin ekonomik kalkınma ve sürdürülebilirlik açısından önemini vurgulamakta ve peyzaj açısından elverişliliğini ortaya koymaktadır. Ağaç mürverinin, doğal yaşam alanlarının korunmasına ve yerel ekonomilerin desteklenmesine katkı sağlama potansiyeli, gelecekteki araştırmalar ve uygulamalar için önemli bir fırsat sunmaktadır
  • Master Thesis
    Hilbert Uzayları Üzerindeki Adjoint Operatör Denklemlerinin Çözümü Üzerine
    (2025) Akman, Ayhan; Temel, Cesim
    Bu tez çalışması sekiz bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tezin genel bilgilerine ve ilgili konunun kısa bir tarihine yer verildi. İkinci bölümde, literatür bildirişi verilmiştir. Üçüncü bölümde, tezin diğer bölümlerinde kullanılacak bazı temel tanım ve teoremlere yer verildi. Dördüncü bölümde, Selfandjoint operatörlerin özellikleri ele alınarak, Von Neumann'ın simetrik operatörler arasındaki self-adjoint operatörlerin karakterizasyonlarını geliştirilmiştir. Beşinci bölümde, Hilbert uzaylarındaki operatörlerin toplam ve çarpımlarının adjointleri üzerine yaptığımız çalışmada, yoğun tanımlı 𝐴 ve 𝐵 sınırsız operatörleri için (𝐴 +𝐵)∗ = (𝐴∗)+(𝐵∗) ve (𝐴𝐵)∗ = 𝐵∗𝐴∗ denklemlerini garanti eden yeterli ve gerekli koşulları sağlayarak, Nelson, Kato, Rellich ve Wüst'ten kaynaklanan selfadjoint ve esasen selfadjoint operatörlerin pertürbasyon teorisini geliştiriyoruz. Altıncı bölümde, Hilbert uzay operatörlerin adjointleri üzerine çalışılmıştır. Yedinci bölümde, A𝑥 +𝜆𝑇𝑥 = 𝑓 şeklindeki doğrusal olmayan operatör denklemlerinin çözümleri incelenmiştir. Bu denklemlerde 𝐴 ve 𝑇, Hilbert uzayında tanımlı doğrusal olmayan operatörlerdir ve 𝜆 bir parametredir. Çalışmada, Banach, Mann ve Ishikawa yineleme yöntemleri kullanılarak bu denklemlerin çözümleri yapılmıştır.