Browsing by Author "Akman, Hami"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Other Azerbaycan Türkçesiyle Van Küresin Ağzında Kullanılan Ortak Deyimler(2024) Akman, HamiDeyim, en genel ifadelerle gerçek anlamından az ya da çok sıyrılarak mecaz bir anlam kazanmış, en az iki kelimeden oluşan kalıplaşmış söz dizileri olarak tanımlanabilir. Türkçe ilk kullanıldığı dönemlerden itibaren oldukça zengin bir deyim varlığına sahip olmuştur. Bu zenginlik Türkçenin sadece yazı dillerinde değil; aynı zamanda ağızlarında da kendisini göstermektedir. İşte bu ağızlardan birisi de Van ağzı olarak da bilinen Van Küresin ağzıdır. Van Küresin ağzı her ne kadar Türkiye Türkçesi ağzı olarak bilinse de taşıdığı birçok özellik onu daha çok Azerbaycan Türkçesine yaklaştırmaktadır. Azerbaycan Türkçesi, Batı Türkçesinin doğu sahasında yer alan ağızlar topluluğu ve bu sahada gelişen yazı dilidir. 13. yüzyıldan günümüze kadar kullanılan Batı Türkçesi zamanla Osmanlı Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesi olarak iki ayrı kola ayrılmıştır. Bundan dolayı Azerbaycan Türkçesine Doğu Oğuzcası, Osmanlı Türkçesineyse Batı Oğuzcası denir. Bu çalışmada Azerbaycan Türkçesi ile Van Küresin ağzında kullanılan ortak deyimler ele alınmıştır. Söz konusu her iki dilde, 113 ortak deyim tespit edilmiştir. Bu deyimlere çeşitli kalıplarda rastlanmaktadır (sıfat tamlaması, edat grubu vs.). Deyimler alfabetik sıra gözetilerek sıralanmıştır. Bunların, Türkiye Türkçesi yazı dilinde kullanılmayanlardan oluşmasına dikkat edilmiştir. Çalışmanın sonunda Van Küresin ağzındaki deyimlerin derlendiği “kaynak kişi”lerin listesine yer verilmiştir.Article Eski Anadolu Türkçesi Özelinde Süheyl ü Ne-bahâr’ın Söz Varlığında Kullanılan Tek Örnekler (Hapax Legomenonlar)(2024) Akman, Hami; Ak, ZüleyhaHapax legomenon, “sadece bir kez, bir defa söylenen” anlamında Yunanca bir kelime grubudur. Bu terim Türkçede genellikle “tek kullanımlık, “numunelik” veya “tek örnek / örnekler” olarak karşılanmaktadır. Süheyl ü Nev-bahâr, XVI. yüzyılda Hoca Mes’ud bin Ahmed ile yeğeni İzzeddin Ahmed tarafından aslı bilinmeyen Farsça bir eserden tercüme edilmiştir. Bu eser çağdaşı olan aşk mesnevilerden, eskicil öğelerin oldukça fazla olması, arkaik unsurları ve deyimleri fazlaca barındırması ve bunlar arasında tek örnekleri (hapax legomenon) içermesi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Süheyl ü Nev-bahâr’daki bu tek örnekler genelde Tarama Sözlüğü’nde de tanık gösterilmek için örnek verilmiştir: dikim, uçarda, ḳımrat-, yanıt- vb.; ancak Tarama Sözlüğü’nde gösterilmeyen, sadece Süheyl ü Nev-bahâr’da mevcut olanları da vardır: al-, arkala-, bayla-, çayla-, ürk vb. Süheyl ü Nev-Bahâr’da kullanılan bu tek örnekler genelde türemiş kelimeler olmasıyla da dikkat çekmektedir: tüzüt-, tazıḳ-, sıvışdur-, sarpraḳ, kişirek, kıvanıḳ / ḳıvanuḳ vb. Bundan başka kök görünümünde olanlar da vardır: soy, köy, al- gibi. Bu çalışmada Süheyl ü Nev-Bahâr’ın söz varlığında yer alan tek örnekleri Süheyl ü Nev-bahâr metni ve Eski Anadolu Türkçesi özelinde Tarama Sözlüğü de göz önünde bulundurularak değerlendirilmeye çalışıldı.Article Kızar-, Kavur- ve Kavuşmak Kelimelerinin Etimolojisi Üzerine(2024) Sevinçli, Veysi; Akman, HamiTürkçede bir kelimenin etimolojik açıdan çözümlenebilmesi için kök olan kelime ile bundan türeyen kelimenin hem anlam hem şekil bilgisi açısından tam bir uyumluluk içerisinde olması gerekir. Bazı kelimelerin etimolojisi üzerinde farklı bakış açıları söz konusu olabilmektedir. Bu kelimeler arasına kızar-, kavur- ve kavuş- fiillerini de katabiliriz. Kızar- fiilinin genelde kız “kırmızı, kızıl” isminden, kavur- fiilinin kaġur- fiili veya kak isminden, kavuş- fiilinin ise kaw- / kavı- fiillerinden türediğine dair bilgiler mevcuttur. Ancak bu çalışmada kızar- fiilinin birçok yerde tespit edilen kız- “yanmak, ısınmak, hararetlenmek” fiiline, kavur- fiilini türevlerinden yola çıkarak *ka- “yanmak, yakmak” anlamlı farazi bir köke ve kavuş- fiilinin ise Kıpçak Türkçesinde de tanıklanmış olan kab- “tutmak, almak” fiiline dayandığı ileri sürülmüştür. Kab- fiili sadece kavuş- fiilinin değil aynı zamanda kavra- fiili ile kavşak isminin de kökünü teşkil ederken *ka- fiili, kavur- fiili ile beraber kavut ve kavurga kelimelerinin de dayandığı bir kök olarak kabul edilmiştir.Article Letâyifnâme'de Fiil Yapım Ekleri(2018) Sevinçli, Veysi; Akman, Hami15. yüzyılda Hatiboğlu tarafından kaleme alınan Letâyif-nâme, ihtivâ ettiği Türkçe kelimeler dolayısıyla dil incelemeleri için önemli bir yere sahiptir. Dillerin zenginleşmesinde önemli bir yer ihtiva eden yapım ekleri ve çeşitliliğine eserde bolca rastlanmaktadır. Biz de makalemizde Türkçenin zenginleşme-sine katkı sağlamak amacıyla, eserin bu yönünü göz önünde bulundurarak söz konusu eserin tümünü bir kez daha gözden geçirdik ve fiil yapım eklerini inceledik.Böylece makalemizi üç başlık altında ele aldık;ilk kısımda Hatiboğlu ve Letâyifnâme hakkında bilgi vererek, yapım ekleri ve fiil yapım eklerini kısa-ca tanıttık.İkinci başlıkta eserdeki fiilden fiil yapım eklerini en az on örnekle vermeye çalıştık.Üçüncü aşamada aynı şekilde isimden fiil yapan ekleri anlattık.Makalemizin sonuç kısmında ise, eserde geçen fiil yapım eklerini yüzdelik oranlarıyla verdik.Article *Ö-/*Ü- Fiillerinin Türevleri Üzerine(2025) Akman, HamiSondan eklemeli dillerin temel özelliklerinden birisi, kelime türetmek ya da kelimeyi çekime sokmak için bir kelimenin sonuna yapım ve çekim eklerinin eklenmesidir. Bu dillerin önde gelen temsilcilerinden olan Türkçede bazı kelimelerin kökenine dair muhtelif görüşler söz konusu olabilmektedir. Bu çalışmada *ö-/*ü- fiillerinden türediği düşünülen bazı kelimeler ele alınmıştır. Bu kelimelerden yola çıkılarak söz konusu köklere birincil anlam olarak “yükselmek, yukarı çıkmak, çıkmak”, ikincil anlam olarak da “örmek, dokumak” ve “biriktirmek, toplamak, yığılmak” anlamları verilmiştir. Bunlardan birincil anlamlarla ikincil anlamların yakın bir ilişki içerisinde olduğu çalışmada yeri geldikçe vurgulanmıştır. Üst kelimesi *ü-s+t şeklinde ek köklerine ayrılmış ve*ü- köküne “yükselmek, yukarı çıkmak, çıkmak” anlamı verilmiştir. Ör- “örmek” fiili *ö-r- şeklinde etimolojik çözümlemeye tabi tutulmuş, *ö- köküne “örmek, dokumak” anlamı yüklenmiştir. Yine *ö-/*ü-y-ü-k şeklinde çözümlenen öyük/üyük kelimesindeki *ö-/*ü- kök fiile de “toplamak, yığmak, biriktirmek” gibi anlamlar verilmiştir. Çalışmada ayrıca hörgüç, üze “üzerine, üzerinde” ve öv- “övmek, methetmek” gibi daha birçok kelimenin kökenine dair öneriler getirilmiştir. Ele alınan her kelimenin Tarihî ve çağdaş Türk lehçelerindeki bazı kullanımlarına kısaca değinilmiş, ardından bu kelimenin etimolojisine dair varsa araştırmacıların görüşlerine yer verilmiş, son olarak da kendi etimolojik önerimize geçilmiştir.Master Thesis The Syntax of Seyyad Hamza's Joseph and Zeliha(2018) Akman, Hami; Sevinçli, VeysiKonusunu Kur'an'dan alması, Anadolu sahasında yazılan ilk eserlerden olması ve Türkçe kelime kullanımındaki zenginliği ile Yûsuf u Zelîhâ mesnevisi hem edebî açıdan hem de Türk dili açısından önemli bir eserdir. Eserin yazarı Şeyyâd Hamzâ hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. Söz konusu eser, kelime grubu ( belirtme grupları, cümle, cümle çeşitleri) açısından oldukça zengindir. Ancak bu zengin kullanımı her kelime grubu için söyleyemeyiz.Örneğin sıfat tamlaması, neredeyse her sayfada kullanılmasına karşın, aitlik grubu sadece bir yerde geçmektedir. Bazı kelime gruplarına ise (belirtme grubu, eşitlik grubu, yaklaşma fiilleri gibi) rastlanmamaktadır. Biz bu çalışmamızda, Şeyyâd Hamzâ'nın Yûsuf u Zelîhâ adlı eserinin söz dizimini kapsamlı olarak ele aldıktan sonra, bulgularımızı hem sayısal hem de yüzdelik oranlarla gösterdik.Doctoral Thesis Syntax of Süheyl ü Nev-bahâr(2023) Akman, Hami; Sevinçli, VeysiSüheyl ü Nev-bahâr'ın Sentaksı (Söz Dizimi) adlı bu tez çalışmasında, Eski Anadolu Türkçesinin 14. yüzyıl temsilcilerinden birisi olan Hoca Mes'ud bin Ahmed ve yeğeni İzzeddin Ahmed'in, yazarı belli olmayan Farsça bir eserden tercüme ettikleri Süheyl ü Nev-bahâr adlı mesnevinin kelime grupları ele alınıp incelenmeye çalışılmıştır. Çalışma bir giriş ve sonuç kısımları ile dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde Eski Anadolu Türkçesi, Hoca Mes'ud bin Ahmed'in hayatı ve kişiliği ile özellikle Süheyl ü Nev-bahâr'daki veriler göz önünde bulundurularak onun sanatı ve eserleri hakkında genel bilgiler verilmiş; eserleri kısmında ise özellikle Süheyl ü Nev-bahâr; nüshaları, özeti, edebî yönü ve üzerine yapılan çalışmalarla tanıtılmıştır. İkinci bölümünde söz dizimi hakkında genel; yargı bildirmeyen kelime grupları (belirtme grupları) hakkında ise nispeten daha ayrıntılı bilgiler verilmiş ve bu bilgiler ışığında belirtme gruplarının özellikleri maddeler halinde gösterilmiştir. Tezin esas bölümünü oluşturan üçüncü ve dördüncü bölümlerdir. Üçüncü bölümde Süheyl ü Nev-bahâr'da yer alan yargı bildirmeyen kelime grupları (belirtme grupları), dördüncü bölümde ise yargı bildiren kelime grupları (cümle) ele alınmıştır; ayrıca bu bölümün başında cümle hakkında ana hatlarıyla bazı bilgiler verilmiştir. Söz konusu ana bölümde, belirtme gruplarının tamamının sonunda istatistiki ve sayısal bilgiler tablo ve şekillerle belirtilmiş; cümle kısmında da bazı kısımlar haricinde yine aynı yol takip edilmiştir. Tezin sonuç kısmında ise kullanılan kelime gruplarının genel istatistiki bilgileri ile ayırıcı özellikleri verilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın, başta Eski Anadolu Türkçesi olmak üzere dil incelemelerine ve özelikle sentaks çalışmalarına katkı sağlayacağını ummaktayız.Other Tarama Sözlüğü ve Azerbaycan Türkçesindeki Ortak Deyimler(2024) Sevinçli, Veysi; Akman, HamiTanıklarıyla Tarama Sözlüğü, Anadolu sahasında 13. ve 19. yüzyıllar arasında yazılmış, Türkçe eserlerden derlenmiş Türkçe kelimeleri ihtiva eden tarihî bir sözlüktür. Bu sözlükteki kelimelerin bazıları günümüze ulaşamadan kullanımdan düşmüşken bazıları az ya da çok ses ve şekil değişikliklerine uğrayarak varlığını hâlen sürdürmektedir. Kelimelerin birçoğu da günümüzde ses, şekil ve anlam değişikliğine uğramadan olduğu gibi kullanılmaktadır. Bu sözlükte dikkat çekici yönlerden biri de deyimlerin ayrı madde başı olarak verilmesidir. Bu da deyimlere ulaşma noktasında kolaylık sağlamaktadır. Deyimlerin kalıplaşmış söz dizileri olması, onların değişime uğramadan uzun yıllar kullanılmasını sağlamıştır. Bu yönüyle diller arası söz varlığı çalışmalarında deyimler önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bu çalışmada, deyimlerin bu yönünden faydalanılarak Tarama Sözlüğü ve Azerbaycan Türkçesinde kullanılan ortak deyimler tespit edilmeye çalışılmıştır. Azerbaycan Türkçesi, 13. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar genelde Eski Anadolu Türkçesi olarak adlandırılan dönem içerisinde varlığını sürdürmüştür. Daha sonra bağımsız bir yazı dili olarak kullanımını devam ettirse de gerek Eski Anadolu Türkçesi, gerek onun devamı olan Osmanlı Türkçesi ve gerekse de Türkiye Türkçesiyle olan benzerliklerini büyük oranda korumuştur. Tarama Sözlüğü ve Azerbaycan Türkçesinde yaklaşık 100 (yüz) civarında ortak deyim tespit edilmiştir. Bu deyimler, genelde kelimesi kelimesine benzer olsa da bazı ses değişikliklerine uğrayan deyimlere de rastlanmaktadır. Tarama Sözlüğündeki deyimin Azerbaycan Türkçesindeki karşılığı olan deyimin daha iyi anlaşılması için deyimler tablo üzerinde gösterilmiştir.Article Titiz, Yüksek ve Yükselmek Kelimelerinin Etimolojisi Üzerine(2024) Akman, HamiÖz: Etimoloji kelimesi, Eski Yunancada êtümos “gerçek” lógos “bilgi; mana” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Gerçek mana ya da gerçek mana bilgisi gibi bir anlama gelen bu birleşik, Türkçeye köken bilgisi ya da köken bilimi olarak tercüme edilmiştir. Bir kelimenin gerçek ve asıl manasına ulaşmak aslında onun köküne ulaşmak demektir. Türkçede bir kelimenin köküne ulaşmanın belli kuralları vardır. Bunlar, kök olan kelime ile türevi arasında anlam, ses ve şekil bilgisi açısından uyumun kuvvetli olmasıdır. Türkçe ile ilgili bugüne kadar bazı etimolojik çalışmalar yapılmıştır. Türk dilinin ilk karşılaştırmalı etimolojik sözlüğü Vámbéry’e aittir; ancak çağdaş Türkçenin etimolojik sözlüklerden ilk ve en önemlisi Marti Résénen’in Türk Dillerinin Etimoloji Sözlüğü Üzerine Bir Deneme adlı eseridir. Sir Gerard Clauson’un 1972’de yayımlanan An Etymological Dictionary Of Pre-Thirteenth-Century Turkish adlı sözlüğüyse, Türkçenin etimolojik sözlükçülüğünde bir dönüm noktasıdır. Bir dilde üzerinde çalışılan en zorlu alanlardan birisi etimolojik araştırmalardır. İşte bu çalışmada titiz, yüksek ve yüksel- kelimelerinin etimolojileri ele alınmıştır. Titiz kelimesi “deşmek, deşelemek “yün, pamuk vb.ni tellere ayırarak kabartmak; elle çok küçük parçalara ayırmak” anlamlı dit- ~ tit- anlamlı fiilden türerken; yüksek ve yüksel- kelimeleri ise üst kelimesinden türemiştir. Çalışmada, söz konusu kelimelerle alakalı kendi etimolojik önerilerimize yer vermeden önce tarihî metinlerde ve çağdaş Türk lehçelerindeki tanıklarına yer verilip bazı araştırmacıların bunlarla ilgili etimolojik açıklamaları hakkında bilgi verilmiştir.
