Browsing by Author "Edis, Zeki"
Now showing 1 - 20 of 40
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis A Feminist Analysis of Sylvia Plath's the Bell Jar: the Impact of Sexuality and Virginity Concepts on Social Gender Norms(2025) Okay, Sibel; Edis, ZekiBu tez, Sylvia Plath'ın hayatındaki psikolojik mücadeleler ile başarı hırsının, kimlik arayışı, cinsiyet rolleri ve feminist temalarla eserlerinde nasıl bütünleştiğini, feminizmin tarihsel çerçevesi içinde ortaya koymaktadır. Plath'ın yazılarında sıkça karşılaşılan kimlik bunalımları, kadın-erkek eşitsizliği ve kadınlık deneyimi gibi konular hem kişisel yaşantısından hem de dönemin toplumsal yapısından izler taşımaktadır. Özellikle yazarın tek romanı olan Sırça Fanus, bu temaların yoğun biçimde yansıtıldığı bir metin olarak öne çıkmakta; Plath'ın feminist düşüncelerle kurduğu bağ, eserlerine belirgin biçimde yansımaktadır. Feminizm çerçevesinde değerlendirilen aile tipleri, yazarın kendi ailesi ile Sırça Fanusun başkarakteri Esther Greenwood'un ailesi arasında dikkat çekici benzerlikler sunmaktadır. Bu bağlamda Plath'ın yaşadığı kişisel zorluklar ve toplumsal baskılar, eserlerinde feminist bir bakış açısının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yaşadığı yoğun baskılar ve kendi içsel çatışmaları, onun hem kişisel hem de sanatsal yaşamını derinden etkileyip, daha iyi olma arzusunu kabullenememesi ve bu durumun yarattığı duygusal gerilimler, onun ruhsal dünyasının temel unsurları olarak öne çıkmıştır. Sylvia Plath'ın kişisel ve psikolojik mücadelesi, edebi dil ve feminist söylemlerle şekillenmiş ve eserlerine derinlemesine bir yansıma bulmuştur. Tüm bu çerçevede Plath'ın yaşamı ve ruhsal çatışmaları ile bunların edebi üretimindeki etkileri incelenmiş; Sırça Fanus özelinde başkarakterin kimlik arayışı, toplumsal cinsiyet rollerine karşı tutumu ve yazarın cinsellik ile bekâret kavramlarına yönelik yaklaşımı ele alınmış ve bu temaların eserlerinde nasıl bir etki yarattığı analiz edilmiştir.Master Thesis An Examination of Myths, Legends and Traditional Stories in African-American Literature and Their Reflection in the Works of Contemporary Writers(2025) Embiyaoğlu, Beyzanur Demir; Edis, ZekiBu çalışma, Afrika'dan Amerika'ya zorunlu göçle başlayan Afro-Amerikan kimliğinin tarihsel, kültürel ve ruhsal evrimini incelemektedir. Araştırma, transatlantik köle ticaretinin etkileriyle şekillenen Afrika kültürel pratiklerinin, Yeni Dünya'da dirençli ve dinamik bir kimlik yapısına dönüşümünü vurgulamaktadır. Disiplinler arası bir yaklaşım benimsenerek, Afro-Amerikan mitolojisi, dini inançları ve kültürel anlatıları ele alınmakta; Afrika ruhaniyetinin Amerika kıtasındaki korunumu ve yeniden yorumlanışı incelenmektedir. Temel temalar arasında Vodun, Hoodoo ve Santería gibi Afrika kökenli dini sistemlerin Hristiyan unsurlarla senkretik bir şekilde harmanlanması; Anansi ve Br'erRabbit gibi mitolojik figürlerin, direniş ve kültürel sürekliliğin sembolleri olarak benimsenmesi yer almaktadır. Ayrıca, kutsal hayvanlar, doğa ruhları ve hilekâr arketiplerin Afro-Amerikan mitolojik yapısındaki önemi de vurgulanmaktadır. Araştırma, aynı zamanda Siyahi kiliselerin sosyokültürel işlevini ve ruhani geleneklerin Sivil Haklar Hareketi sürecinde politik bir araç olarak dönüşümünü incelemektedir. Sözlü gelenekler, spirituals (ruhani şarkılar), gospel müziği ve kültürel direnişin kalıcı mirası üzerinden, Afro-Amerikan kimliğinin sistematik baskılara rağmen nasıl ayakta kaldığı ve evrildiği açıklanmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma, kültürel direnç, kimlik inşası ve Afro-Amerikan topluluğunun tarihsel deneyimlerinin ışığında, miras ve uyum arasındaki karmaşık ilişkiye katkı sunmayı amaçlamaktadır.Master Thesis August Wilson'ın The Pittsburgh Cycle Adlı Eseri Üzerinden Afroamerikan Kültüründe Halk Büyüsü ve Ruhanilik(2025) Acar, Amine; Edis, ZekiKültür, inanç ve sanat, her toplumun ayrılmaz şekilde birbiriyle bağlantılı temel unsurlarıdır. Toplumsal yaşamın bir yansıması olan sanat, o toplumun kültürü ve inanç dünyasıyla biçimlenir, şekillenir ve gelişir. Sanat eserleri, sanatçının ait olduğu toplumun kültürel dokusunu, inanç sistemini ve değer yargılarını yansıtan önemli izler taşır. Özellikle edebiyat ve tiyatro, toplumsal kimliğin ve kolektif deneyimlerin ifade bulduğu en güçlü sanatsal alanlardan biri olarak öne çıkar. Eserlerine yaşadığı toplumun değerlerini yansıtan yazarlardan biri de Afro-Amerikalı edebiyatında ve tiyatro sahnesinde önemli bir yere sahip olan August Wilson'dur. Yerel dile olan hakimiyeti, güçlü imgeler yaratma becerisi ve toplumsal deneyimleri sanatsal bir incelikle işleyişi, onu modern dünyanın en tanınmış Afrikalı-Amerikalı oyun yazarlarından biri haline getirmiştir. Onun tiyatro mirasının belki de en dikkat çekici yönü, yirminci yüzyılda siyah deneyimini her on yıl için bir oyunla tasvir etmeyi hedeflediği The Pittsburgh Cycle ya da diğer adıyla American Century Cycle adlı on oyunluk serisidir. Bu döngü, Afro-Amerikalıların sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamlarını, inançlarını ve kimlik mücadelelerini bir asırlık bir zaman diliminde ele alarak tiyatro sahnesine taşımaktadır. Bu çalışma, Wilson'un American Century Cycle adlı eserinde öne çıkan büyü ve ruhanilik temalarını detaylı bir şekilde inceleyecektir. Çalışma, Wilson'un eserinde büyü ve ruhaniliğin nasıl temsil edildiğini, bu kavramların Afro-Amerikan kültüründeki yerini ve önemini ele almayı hedeflemektedir. Ayrıca, Wilson'un bu temaları kullanarak Afro-Amerikan toplumunun kültürel belleğine ve tarihsel deneyimlerine nasıl bir anlam kazandırdığı bu çalışmanın konusu olacaktır.Master Thesis A Comparative Study of Migrant Muslim Identity in London: Brick Lane by Monica Ali and White Teeth by Zadie Smith(2019) Özdemir, Halil; Edis, ZekiBu tez, Monica Ali'nin 'Brick Lane' ve Zadie Smith'in 'White Teeth' romanlarında, Londrada ki göçmen Müslüman Kimliğini, Homi K. Bhabha'nın 'taklit' ve 'melezlik' kavramları aracılığıyla incelemektedir. Postkoloniyalist edebiyat türü olarak her iki roman da, önceki İngiliz sömürgelerinden gelen birinci ve ikinci kuşak göçmen Müslüman kimliğini temsil eden karmakarışık kimlikleriyle kültürel melezlik ve taklitçilik sergilemektedir. Tezde işlenen iki romanda kurgu Londra'nın farklı bölgelerinde yer almakta ve karakterler Güney Asya diasporasının göçmen Müslümanlarıdırlar. Tez dört bölümden oluşmaktadır ve ilk bölüm, yazarların kısa özgeçmişi, Londra'daki göçmen Müslüman kimliklerini analiz etmek için gerekli olan temel terimlerin kısa tanımları ve teorik terimlerin kısaca açıklanmasından oluşmaktadır. Genel olarak, ikinci bölümde tartışılan tüm teoriler, iki romanda incelenmiştir. Üçüncü bölümde, çokkültürlü Britanya ve göç hususlarına odaklanılmıştır. Ayrıca, bu tez her iki romandaki metropolde yaşayan göçmenlerin kimliklerini nasıl tanımladığını ve kendilerini çevreleyen İngiliz kimliğinin, baskın kültür ile kimliğini değiştirip değiştirmediğini veya nasıl etkilediğini analiz etmektedir. Son olarak, Bhabha'nın kavramlarıyla, aslında toplumda 'öteki' ve 'aşağı' olarak görülen göçmen Müslümanların kimliğini benimsetmek amacıyla egemen İngiliz kültürünü nasıl taklit etmeye ve benimsemeye çalıştıklarını anlamaya dönük bir çalışma yapılmıştır. Bu tez, göçmen Müslüman kimliği hususlarını 'taklitçilik ve melezlik' bakış açısıyla her iki romanda baskın olan kültürel kimliği kapsayan 'ben' ve 'öteki' 'arasındaki kimlik çatışması, 'İngiliz'- 'Bangladeşli', 'kültür çatışması', yabancılaşma ve ana karakterlerin nihai hayal kırıklığı, postkoloniyalist eleştirel yaklaşımlar ışığında incelemektedir.Master Thesis Comparison of Sylvia Plath's the Bell Jar and Tezer Özlü's Çocukluğun Soğuk Geceleri in Terms of Alienation(2025) Çıkar, Selime Polat; Edis, ZekiBu çalışma, karşılaştırmalı edebiyatın teorik çerçevesi üzerinden yabancılaşma temasını incelemeyi amaçlamaktadır. Yabancılaşma kavramı tarihsel, felsefi ve sosyolojik bir zemin üzerinde ele alınmış; dünya ve Türk edebiyatında temanın ne şekilde işlendiği örneklerle açıklanmıştır. Sylvia Plath ve Tezer Özlü'nün hayatları, edebi kişilikleri ile Sırça Fanus ve Çocukluğun Soğuk Geceleri adlı otobiyografik eserleri üzerinden yapılan karşılaştırmalı çözümleme, iki farklı kültürel bağlamda benzer temaların nasıl işlendiğine ışık tutmuştur. Çalışmamızdaki her iki kadın karakterin intihar, bunaltı, delilik, korku ve kaçış temalarıyla derinleşen yabancılaşmaları işlenmiştir.Master Thesis Contributions of İmamu Amiri Baraka and August Wilson To Black American Theatre and Literature(2022) Maviş, Yunus; Edis, ZekiDünya tarihi, güçlü-zayıf, zalim-mazlum ve zengin-fakir gibi birbirine mukabil bu kavramların arasındaki eşitsizliklerle dolu birçok hadiseye tanık olmuştur. Bu eşitsizlikler bazen her iki sınıf arasında çatışmalara neden olarak büyük savaşlar doğurmuş, bazen de sivil itaatsizliklerle ezilen ve hor görülen sınıflar arasında pasif direniş örnekleri teşkil etmiştir. Sömürülen insanların ve ırkların yazın dünyasında da bu sömürü ve eşitsizliğe karşı seslerini yükselterek birer direniş örneği sergiledikleri görülmüştür. Özellikle Amerika'da, günümüzde bile yer yer örneklerine rastlanılan siyah ve beyaz ırk arasındaki eşitsizlikler, adaletsizlikler ve çifte standartlar geçmişten günümüze Siyah Amerikan Edebiyatı'nın ele alınan en önemli temalarından olmuştur. Bu çalışmada yaşadıkları toplumda tanık oldukları birçok ayrımcılık örneğini, ırkçı yaklaşımı ve çifte standardı eserlerinde işleyip sıkça eleştiren iki önemli Siyahi yazar olan LeRoi Jones/Amiri Baraka ve August Wilson'ın Amerikan edebiyatına ve tiyatrosuna olan katkıları ele alınacaktır. Oldukça üretken olan ve birçok esere imza atan Amiri Baraka ve August Wilson gibi bu yazarlar yazın dünyasında Siyahların da söz hakkı olduğunu yüksek sesle dile getirerek söz konusu edebiyata ve tiyatro dünyasına büyük katkılar sunmuşlardır.Master Thesis Critical Responses To Walt Whitman in the 19th Century(2001) Edis, Zeki; Boynukara, HasanAmerikan Edebiyatının önde gelen şahsiyetlerinden Walt Whitman özellikle Romantizmden Realizme geçiş döneminde şairlik kariyeri konusunda önemli bir kişilik olarak karşımıza çıkmakta ve Walt Whitman akademik çalışma yapmak isteyen araştırmacılar için önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Bu çalışmamızda Walt Whitman' in çağdaşları arasındaki yerini saptamaya çalıştık. Bunun için, yazarın edebi kariyeri ve kişiliği hakkında panoramik bir bakış açısı edinebilmek maksadı ile onun yaşamından zaman zaman biyografik alıntıların yanı sıra Ondokuzuncu yüzyıl eleştirmenlerinin değerlendirmelerine de yer verdik. Whitman' m şiirinin içeriği ile ilgili birtakım kavram ve olgular içebakışçı bir yaklaşımla onun yaşama dair bakış açısı ve felsefesi bağlamında ele alındı; bunun için Whitman' in şiirdeki biçimsel ayrıntılar yerine daha çok tematik unsurlar üzerinde durmayı yeğledik.Master Thesis Cultural Reconciliation in Sherman Alexie's Flight and the Absolutely True Diary of a Parttime Indian(2019) Rasul, Shokhan Abdalla; Edis, ZekiÇok kültürlü kimlik küresel dünyanın ortak özelliğidir. Modern dünyada bir yer bulmaya çalışan bir birey olmak, modern çok kültürlü değerler ve normlar arasında uzlaşma ve özümseme gerektirir. Bu çalışma, Amerikan yerlilerinin kültürel geleneklerini ve yaşam tarzını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Sömürgecilik sonrası sadece siyah, kahverengi, sarı Amerikalıları değil aynı zamanda Kızılderili bireylerini de kültürel ve psikolojik olarak etkilemiştir. Kültürlerarası çatışma sonucunda, kıtada birçok sosyo-politik problem ortaya çıkmıştır. Yerli Amerikalılar, yeni yerleşimciler tarafından ihlal ve ırkçı uygulamalara maruz kaldı. Alkolizm ve yoksulluk, Amerikan yerlilerinin rezervasyon havzasında en bilinen, endemik sorunları olmuştur. Dini dönüşüm ve azınlıkların asimilasyonu en büyük problem olarak ortaya çıktı. Sherman Alexie, 'Spokane Indian' rezervasyonunda yetişen üretken, çağdaş ve kırmızı tenli Amerikalı yazardır. Onun ünlü iki yeni romanı - Flight ve The Absolutely True Diary of a Part-Time Indian - düzensiz toplumların yeni kimlik arayışlarını tartışmaktadır. O ustaca, Amerikan Yerlilerinin acı dolu hallerini edebi ve gerçek hikâyelerden esinlenmiş karakterler kullanarak toplumun sosyal sorunlarını somutlaştırımaktadır. Genç nesli Amerikan Kızılderili klişelerini ortadan kaldırmaya güdüler. Her zaman kültürel kimlik uzlaşmasına doğru ilerler. Bu iki önemli roman aracılığıyla sorunun resmini dünyaya çizer. Zits, Flight eserinde yarı Amerikan yerli kahramandır Arnold ise The Absolutely True Diary of a PartTime Indian 'ın kahramanıdır. Her iki kahraman da rezervasyonlarında yoksulluk ve alkolizm muzdariptirler. Sheman bu İki anlatıyı kullanarak sömürgecilik nedeniyle Amerikan yerlilerinin travmatik yaşamını anlatmaktadır. Alexie, bu iki Kızılderili gencinin gözüyle, umut mücadelesini gösterir ve modern çağda kızılderili kimliğini iv oluşturur. Her iki kahraman da kendileriyle ve diğer ırk gruplarıyla uzlaşmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler : Kültür, Uzlaşma, Amerikan Yerlileri, Sherman Alexie, Alkolizm, Rezervasyon, Sömürgecilik SonrasıMaster Thesis Dehumanization and Identity in Aldous Huxley's Brave New World and Suzanne Collin's Hunger Games(2023) Husseın, Muthana Mahmood; Edis, ZekiKimlik, kavram olarak bir kişinin kişilik, bireysellik ve çevreyle olan ilişkisini ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Terim, özellikle sosyoloji ve psikolojide kullanılırken aynı zamanda bu iki bilimde önemli bir kavram olarak ta öne çıkar. İnsanlıktan çıkarma tabiri, psikolojik süreçlerde, muhaliflerin birbirlerini insandan aşağı görmelerinden dolayı etiksel olarak saygıyı hak ederler. Nitekim uzun süreli çatışmalar, ilişkilere zarar verip tarafların ortak insanlıklarını kabul etmelerini zorlaştırabilir. Buna bağlı olarak ta çatışan taraflar, bu tür durumlardan dolayı sıklıkla derin bir düşmanlık ve yabancılaşma hissedebilir. Gruplar arasında meydana gelen psikolojik boşluk, bir tartışma ile beraber daha ciddi bir hale gelerek genişler. Örneğin, otoritedeki adaletsizlikler ve insanların yaşantıları, yetenekleri ve geçim kaynakları üzerindeki zalimce hâkimiyetleriyle hükümetler, Açlık Oyunları'ndaki karakterlerin hiçbir kimlik duygusu olmadan sefil hayatlar yaşamalarına neden olmuş gözükmektedir. Bu olay örgüsünde, içinde bulundukları kötü durumun bir sonucu olarak, bir grup çocuk ve ergen, açlık oyunlarına katılmaya ve birbirlerini öldürmeye zorlanırlar. Nitekim 2540 CE'de, romanda tasvir edildiği gibi, insanlar artık duygulara ihtiyaç duymazlar ve duygusuz makinelere indirgenirler. Araştırmacılar, Capitol hükümetinin Açlık Oyunları'ndaki hâkimiyeti ile sert rejimi ve Cesur Yeni Dünya'da makine ve makine üreticilerinin insan seçimi üzerindeki zorbalığı ışığında kimliğin ve insanlığın önemine vurgu yapmaktadırlar. Sonuç olarak, Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sında ve Suzanne Collin'in Açlık Oyunları'nda insanlıktan çıkarma, genellikle statü, otorite ve sosyal temas yoluyla kolaylaştırılan ötekileştirilmiş bireyleri ve grupları hedef alır. Gayri meşrulaştırma, ahlaki dışlama ve nesneleştirmeyle bağlantılı bu kavram, dışlama ve şiddet gibi eylemlere yol açmaktadır. Kalıcılığına rağmen kimlik sıklıkla anlamını değiştirir ve kimlik arayışı ve kimlik tespiti varoluşun çeşitli alanlarına nüfuz etmeye devam eder. Çalışmamızın amacı Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sında ve Suzanne Collin'in Açlık Oyunları'nda kimliksizleşmenin ve duygusuzlaşmanın sonuçları araştırmaktır.Master Thesis Discrimination in the Postcolonial Period Through Theanalysis of Nervous Conditions, and the Lonely Londoners(2019) Ali, Banaz Salih; Edis, Zekiİnsanoğlunun sömürgeci geçmişindeki çektiği acıları ve zulmünü tasvir ederek, sömürge sonrası yazarlar sömürge rejimlerinin egemen ve marjinalleşmiş toplumlardaki etkilerini resmektedir. Postkolonize olmuş milletlerden bazı yazarlar, yitirilmiş tarihlerinin bir parçasını yeniden yazmayı seçiyorlar. Aslında, Tsitsi Dangarembga ve Samuel Selvon, ırkçılık ve sömürgecilik gibi birlikte ortaya çıkan sorunları resmeden önde gelen post-kolonyal yazarlardan ikisidir. Kolonileşmiş karakterlerin yaşamı boyun eğdirmek ve ayırımcılıkla karıştırılır; bu tür baskılar sömürge döneminde Afrikalıların kimliğinin bozulmasında önemli rol oynamaktadır. Romancıların ırksal gerilimi anlatmaya çalışması kolonileşmiş halkın varlığının kopması ve çalışma arkadaşlarının ulusal bütünlüğünün gevşetilmesinde etkili bir faktördür. Sömürgeciler ırkçılığın tohumlarını eker, çünkü ırk ayrımcılığı üstünlük ve aşağılık, itibarlılık ve itibarsızlık arasındaki farkı ifade eder. Bu tez, Samuel Selvon'un The Lonely Londoners ve Tsitsi Dangarembga'nın Nervous Conditions da sömürgeci ve ırksal ayrımcılığı söylemleştirmeyi hedeflemektedir. Romanlar, sömürgecilerin uyguladığı ırk ayrımcılığını ve sömürgecilerin kadınları için önemli bir engel olan cinsiyet ayrımcılığını anlatmaktadır. Öte yandan, yerlilerin kimliğini ve kültürel değerlerini değiştirmedeki sömürgecilerin dili kritik bir araç olarak kullanılmıştır. Bu araştırma aynı zamanda, sömürgecilerin sömürgecilere diğeri olarak nasıl davrandıklarını açıklamaya çalışmaktadır. İkili mücadele yalnızca üst düzey ile alt arasında değil, aynı zamanda ben ve öteki arasındaki insan ruhunda yaşamaktadır.Master Thesis Ecological Nostalgia in the Collection of Poems of Indian American Poet Joy Harjo(2020) Karam, Zahra Abdulrahman; Edis, ZekiNaturalizmin geçmişe dönük bir özlemi simgeleyen muhteviyatını araştırmak suretiyle, bizler yazarın karakterleri ile nasıl içli dışlı hale geldiğini ve onların zihinleri ile nasıl da alakadar olduğuna ilişkin içsel benliğini nasıl yansıttığını değerlendirmeye çalıştık. Natüralizmin nostaljik içeriği üzerinde çalışma, şair tarafından kullanılan dil ve edebiyatla birlikte psikolojinin daha kapsamlı bir incelemesini gerektirir. Harjo'nun iç dünyası ve bilinçaltı zihin durumu; mutlak etkilerin kapsamını ve sıklığını yansıtmaktadır. Harjo genellikle yansıtmak istediklerini şiirlerinde bir sembol aracılığı ile yansıtır. Roy Harjo'nun şiirlerindeki metaforlar çok şey ima etmektedir. Okuyucular şiirin temasını ve anlamını çoğunlukla bu metaforların yorumlanması ile anlamaktadırlar. Genellikle, Harjo bu sembolleri kullanarak ulusal-vatansever davranışları, canlıların organik kökenlerini ve doğanın en belirgin tipik unsurlarını destekler. Sadece tanımlamakla kalmaz, doğanın tanımını insan devletleri ve düşünceleriyle harmanlar ve kendini sembolik göstergelerle ortaya koyar. Harjo, tanımlayıcı ve yorumlayıcı yaklaşım benimseyerek şüpheli gözlemleri ile bağlantılı deneyimler yapar. Çevresindeki çevrenin bileşenlerini açıklamanın yanı sıra, varlıklar arasındaki tanımlanmış eşitliği de açıklamaya çalışır. Harjo'nun kişiselleştirilmiş şiirleri ile bilgilendirici bir şekilde kendisini bir parçası olarak görmesi doğaya yöneliktir. Ele alınan bütün hususları açıklamak için, bu çalışma onun şiirlerinin üç tanesini incelemektedir: She Had Some Horses, Conflict Resolution for Holy Beings, and A Map to the Next World. Anahtar Sözcükler: Psikoloji, sembolist, metafor, doğa, Harjo, betimleyiciMaster Thesis The Enlightenment of Afro-American Society(2019) Bilem, Mehmet; Edis, ZekiBugünkü Afrika kökenli Amerikan toplumunun doğru değerlendirilmesi Afrika kökenli bu toplumun tarihi arka planının incelenmesine bağlıdır. Tarih, günümüz sanat ve edebiyatının gerçek anlayışında kritik bir rol oynadığından, tarihsel ve sanatsal bir arka plan çalışması, sanatsal hareketlerin ve eserlerin anlaşılması için kritik öneme sahiptir. Bu tez, Afrika kökenli Amerikan toplumunun tarihini ve sanatını onların kölelik geçmişi çerçevesinde kronolojik olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Tezde benimsenen yöntem, olayların ve akımların anlaşılmasına katkıda bulunması umulan kronolojik bir sıralamaya dayanmaktadır. Bu çalışmada; ilk köle gemisinin beyazların toprağına temasından 'Vatandaşlık Hakları Hareketi'ne kadar, olayların ve figürlerin sonuçlar üzerindeki etkileri, olaylar ve önemli figürler ile beraber çalışılarak, objektif bir şekilde ortaya konarak analiz edilmiştir. Bu tezde, tarihi olayların, öne çıkan kişilerin, liderlerin ve zamanın aklının tarihsel arka planını ortaya koyduktan sonra, bunların Afrikalı Amerikan toplumuna özgürlük yolundaki katkılarını araştırmayı sorgulamayı amaçladım. Siyah ırkın kültürel, sanatsal ve bir dereceye kadar politik uyanışı olan Harlem Rönesans'ına tezde geniş bir yer ayrılmıştır. Harem'in devlerinin önemi vurgulanmış, onların Rönesans'a olan katkıları ve gelecek nesillere açtıkları yol ortaya konmuştur. Tezde uygulanan yöntem bilimin bir ilkesi olarak, Rönesans'ın faydaları ve zararları incelenmiştir. Hareketin entelektüellerinin, Afrika kökenli Amerikan toplumunun orijinal bir ürünü olan Caz Müziğine gereken önemi görmezden gelmeleri sorgulanmıştır.Master Thesis An Evaluation of the Bluest Eye by Toni Morrisonin the Light of Post-Colonial Studies(2024) Saçar, Merve Erdoğan; Edis, ZekiPostkolonyalizm, sömürgecilik ve emperyalizmin kültürel mirasını ele alan eleştirel bir yaklaşımdır. Edebiyatta postkolonyalizm, kolonileştiren ve kolonileştirilen arasındaki ilişkiyi, kolonileştirmenin kolonileştirilen insanlar ve kültürleri üzerindeki etkilerini ve postkolonyal toplumların boyun eğdirilmelerine direnme ve müzakere etme yollarını inceleyen önemli bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Postkolonyal edebi eserler kimlik, kültürel melezlik, güç ilişkileri ve kolonizasyonun dil ve kültür üzerindeki etkileri gibi temaları ele alır. Bu bağlamda postkolonyalizm, daha önce susturulmuş ve ötekileştirilmiş olanların seslerine bir platform sağladığı için edebiyatta önemli bir eleştirel yaklaşım haline gelmiştir. Yirminci yüzyılın en önemli postkolonyal yazarlarından biri olan Toni Morrison, Afro-Amerikan deneyimlerini ve tarihini edebi açıdan incelemesiyle tanınmıştır. Eserleri genellikle ırk, kimlik ve güç konularını ele alır ve postkolonyal teoriden derinden etkilenir. Morrison eserlerinde, beyaz olmayan insanları tarihsel olarak ötekileştiren ve baskı altında tutan baskın Batı anlatısını eleştirir. Afrikalı Amerikalıların özel deneyimlerini ve mücadelelerini aydınlatarak evrensel bir insan deneyimi fikrine meydan okur ve egemen anlatıdan nasıl dışlandıklarını vurgular. Eserleri aynı zamanda sabit, özselleştirilmiş bir kimlik fikrine meydan okumakta ve bunun yerine bireysel deneyimlerin akışkanlığını ve karmaşıklığını kucaklamaktadır. Morrison'ın The Bluest Eye adlı romanı ırk, toplumsal cinsiyet ve sınıfın karmaşık kesişimlerini keşfederek okuyucuları Amerikan tarihinin rahatsız edici gerçekleriyle yüzleşmeye zorlar. Dolayısıyla Morrison'ın eserleri, edebiyatın egemen anlatılarameydan okuma ve ötekileştirilmiş grupların deneyimlerine ışık tutma gücünün bir kanıtıdır. Bu nedenle, bu tezin amacı Toni Morrison'ın The Bluest Eye adlı romanını Postkolonyalizm çalışmaları bağlamında değerlendirmektir.Master Thesis Exploration of Identity in Chimamanda Ngozi Adichie's Purple Hibiscus, Half of a Yellow Sun, and Americanah(2019) Shareef, Siham Mohammed Saleem; Edis, ZekiBu çalışma; post-kolonyalist bir yaklaşımla kimlik arayışını tanımlayacak ve romanlarının çoğunda kimlik arayışını birincil tema olarak kullanan Afrikalı-Amerikalı bir yazara ışık tutacaktır. Yapılan bu çalışma; Chimamanda Ngozi Adichie'nin üç romanının incelemesidir ve çalışma ana kadın karakterlerin çatışmalarda içinde yaşadıkları toplumları ile mücadele eden bir kadın kimliği inşa etmek için ne şekilde savaştıklarını ve bu mücadelenin kadınların kendi gelişimlerini nasıl etkilediğini inceleyecektir. Bu tez, Adichie'nin eserlerindeki kadın karakterlere ve bu kadın karakterlerin kimlik oluşturmalarına vurgu yapacak ve post-sömürgeci bireyselliklerini nasıl bulduklarını belirleyecektir. Kimlik tanımı bu tezde üç romanda da sıkça kullanılan bir temadır. Bu tezde incelenecek olan Chimamanda Ngozi Adichie'nin romanları ve ana kadın karakterleri; Purple Hibiscus (2003) da Kambili, Americanah (2013) daki Ifemelu ve Half of a Yellow Sun (2014) daki Olanna Ozobia (2014) dır. Bu romanlardaki kadın karakterler yaşadıkları toplumlarında kadın olarak kim olduklarını bulmaya çalışmakla ilgilidirler. Bu üç romanın ana karakterleri, çağdaş kültürlerinde çeşitli tarafları geçen akıllı, güçlü ve özerk genç kadınlar olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, ırksal farklılıklar ve ataerkillik zorlukları gibi sosyal baskıların göç yoluyla nasıl gerçekleştiği anlatılmıştır. Onlar kendilerine ―Ben kimim?‖, ―ben neyim?‖ gibi sorular sorarak kendi dünyaları ve dış dünyadaki yerlerini ve kimliklerini tespit etmeye çalışırlar. Anahtar Kelimeler : Chimamanda Ngozi Adichie, Kimlik, Afrikalı-AmerikalıMaster Thesis The Historical Development of African-American English and the Importance of Language for the Culture, Personality, Identity of Black Americans(2022) Yıldırımçakar, Mehmet Salih; Edis, ZekiDil, sadece bir iletişim aracı olmaktan daha fazlasıdır. İnsanların duygularını, deneyimlerini ve fikirlerini ifade edebilmelerinin yanı sıra, dilin hayatın çeşitli alanlarına açılan başka pencereleri de vardır. Bir dilden bahsettiğimizde, o dilin konuşulduğu toplumun kültüründe ve onu konuşanların kişiliklerinde kilit bir role sahip olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Kullandığınız dil, kimliğiniz ve sahip olduğunuz geçmişiniz hakkında birçok ipucu verebilir. Bu bağlamda, bu çalışma kültür, tarih, kişilik ve kimlik açısından Afro-Amerikan İngilizcesine odaklanmaktadır. Konuştuğunuz dil; kültürünüzü, değerlerinizi, bakış açılarınızı ve kişiliğinizi etkiler. Afro-Amerikan İngilizcesi de diğer tüm diller gibi, Afrikalı-Amerikalı toplumunun gerçeklerini gösterir ve toplumun birçok geleneğini de yeni nesillere aktarır. Bu nedenle, Afro-Amerikan İngilizcesi, Afrikalı Amerikalıların kültürel ve tarihsel gelişimine eşlik etmiştir. Bu çalışma, Afro-Amerikan İngilizcesinin Afrikalı Amerikalılar için ne anlam taşıdığını ve onların belirli geleneklerini, değerlerini ve karakteristik özelliklerini nasıl yansıttığını tartışıyor. Afro-Amerikan İngilizcesi, Afro Amerikalıların çoğunun kullandığı dil olduğundan, ABD'deki Afro-Amerikalılar hakkında bize birçok ipucu sunar. Buna göre, bu çalışma aynı zamanda dil ve Afro- Amerikalılar arasındaki güçlü ilişkiyi ve siyah Amerikalıların kültürel değerlerini konuştukları dil ile nasıl ifade ettiklerini de irdelemektedir. Bu bakımdan, Afro-Amerikan İngilizcesi, Afrika kökenli Amerikalılar toplumunu bir bütün olarak temsil eder. Kısacası, bu çalışmanın temel amacı, Afrikalı Amerikalıların dilini, kültürünü ve edebi türlerini inceleyerek siyah toplumun kültür, kimlik, kişilik ve tarih gibi temel bileşenlerine ışık tutmaktır.Master Thesis Identity and Violence in Richard Wright's Native Son and Black Boy(2021) Sherwanı, Dastan Sherzad Tawfeeq; Edis, ZekiÇağlar boyunca Edebiyat, insanın hayatta kalma mücadelesini ifade etmek için her zaman etkili bir faktör olan bir dizi kültürel ve tarihi eser olarak tanımlanmıştır. Afrika - Amerikan edebiyatı, beyaz toplumda siyahi insanlara zarar veren çeşitli konuları ele almıştır. Literatür her zaman beyaz egemen toplumda bir Siyah Amerikalı olmanın anlamı gibi ana problemleri vurgulamaktadır. Edebi eserler, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Siyahlara uzun süredir reddedilen özgürlük ve eşitlik gibi Afrika-Amerikan edebiyatındaki ana konuları incelemiştir. Afrika-Amerikan kültürü, ırkçılık, eşitlik ve kölelik Afrika-Amerikan edebiyatının ana temaları olmuştur. Afrikalı Amerikalı yazarlar, edebi yazıları aracılığıyla canlı bir şekilde topluluklarının engellerini tasvir ettiler. Richard Wright, her iki romanı Native Son ve Black Boy ile ünlüdür ve Afro-Amerikalıların devam eden meselelerini açıklamakla meşgul olan üretken modern yazarlardan biridir. Wright, bu iki romanda, Siyah'ın Kimliği olan beyaz egemen Amerikan toplumunda ve her iki romanda da ana sorunla ilgileniyor. Wright, Amerikalıların siyahların baskısını nasıl kurduğu, ezilenler için nasıl bir insanlık trajedisi yarattığı konusunu vurgulamak için karakterizasyonu ve sembolizmi kullandı. Irk ve şiddet arasındaki ilişkinin romanlar aracılığıyla nasıl yıkım ürettiğini incelemeye çalışıyor. Romanlarındaki ana karakterler, beyaz toplumda bir birey olarak kimliklerini elde etmek için mücadele ediyorlar. Günlük yaşamlarındaki zor durumlarından dolayı birbirlerine şiddet uyguluyorlar. Bu tez, Richard Wright'ın her iki romanında da kimlik ve şiddetin nasıl sunulduğunu incelemeyi amaçlamaktadır. Her romandaki şiddetin ana kaynağını ve ana nedenlerini keşfetmek derinden kontrol edilmiştir. Dahası, her iki romanda da karakterlerin yaşamlarında şiddetin ardından keşfedildi. Son olarak, her iki romanda da her iki kavram aracılığıyla da ırkçılığın hafifletme süreci ve etkisi araştırılmıştır.Master Thesis The Impacts of Postcolonial Period on Afro-American Society(2021) Öner, Özgür; Edis, ZekiTarih boyunca Afrika kökenli Amerikan toplumunun kölelikten günümüze gelen süreçte özgürlükleri ve sahip olduğu haklar halen tartışılmaktadır. Özellikle sömürgecilik dönemi sonrası Afrika kökenli Amerikan toplumu kimlik arayışı için mücadele etmiş ve o dönemden günümüze daha da özgürleşme çabası içerisine girmişlerdir. Bu makale sömürge dönemi sonrası Afrika kökenli Amerikan ırkının kimlik arayışı için yaptığı mücadeleleri, karşılaştığı zorlukları ve sonuçlarını konu alan bir çalışmadır. Bu makalenin amacı, Amerika'daki siyahi ırkın, verilen mücadeleler ve yaşanan olaylar sonucunda günümüzde nasıl özgür bir birey haline geldiklerini kronolojik bir sıralamaya göre analiz etmektir. Bu çalışma, sömürgecilik döneminin tarihsel gelişimi ile başlayıp, sömürgecilik dönemi sonrası kimlik arayışı için verilen mücadeleleri, yazılan edebi eserler ve akademik makaleler ışığında 21. yüzyıla kadar uzayıp siyahilerin yükselişiyle devam eden ve günümüzde halen devam eden tarihsel süreci ele alır. Bu süreç içerisinde verilen mücadelelerde, Afrika kökenli Amerikan toplumunun tarihini değiştiren ve günümüzde siyahilerin bir birey olarak kimlik hakları kazanmasına ışık tutan sembol kişiliklerin hayatı bu çalışmanın en önemli unsurlarından biridir. Makaledeki tarafsızlık anlayışı gereği, siyahi organizasyonlar ve oluşumlarla birlikte, siyahi karşıtı kurulan örgütlere de yer verilmiş ve objektif bir biçimde incelenmiştir. Günümüzde halen siyahi insanların özgür bir birey olarak varlığını sürdürmesinden rahatsızlık duyan toplumlar olsa da, siyahilerin uzun yıllar boyunca kölelik ve kimlik problemi yaşadıktan sonra, artık bir birey olarak kimliklerini ve benliklerini tüm toplumlara kabul ettirmişlerdir.Master Thesis The Importance of Literature in Language Teaching(2022) Arsan, Mehmet Çağrı; Edis, ZekiYüzyıllardır devam eden üretim süreci ve okunma talebi nedeniyle insanlar edebî eserleri sadece okumak için değil, eğitim çalışmaları ve dil öğrenimi gibi birçok amaçla da değerlendirmişlerdir. Eğitim ve edebiyat daima iki yönlü fayda içeren bir iş birliği içerisinde olmuştur. İyi bir eğitim geçmişi edebiyatın geniş bakış açılarına hâkim olabilmek adına elzemdir. Ayrıca konu özellikle yeni kültürleri ve dilleri keşfetmeye geldiğinde, edebiyat ilham kaynağına ve bilgiye açılan kapı olarak bütünün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle dünya çapında birçok kişi tarafından iyi bilinen ve kullanılan yeni bir dil öğrenmek, bireylerin hayata bakış açılarını nasıl genişletebileceklerinin önemini vurgulayan önemli bir husustur. Günümüzde İngilizce dili, dünyanın her bir köşesindeki insanlar tarafından sıkça kullanılan anlamına gelen 'Lingua Franca' olarak addedilerek büyük bir önem arz etmektedir. Yeni bir dil öğretmek adına yaklaşım, yöntem ve tekniklerin gelişim sürecine bağlı olarak, öğrenme süreci çok daha etkili ve kolay bir hal almaktadır. Edebiyat, birçok yaklaşım ve yöntemlere ilâveten, yeni bir dili öğretme ve öğrenme süreci boyunca pek çok yönden yardımcı olarak önemli bir rol üstlenmektedir. Bir kısa hikâye, genç bir öğrencinin dikkatini hemen çekebilirken, edebi bir şaheser, yetişkin öğrencilerin bağlamsal öğrenme yoluyla kelime kazanımını geliştirmelerine yardımcı olur. Bu tezde sınıf iklimi ve edebiyat arasındaki ilişki konusunda detaylı bilgi verilerek dil eğitimi sürecinde edebi metinlerin kullanımı incelenecektir.Master Thesis The Influence of Naturalismon Jack London's Works(2019) Kocaman, Tekin; Edis, ZekiBu çalışma Amerikan edebiyatının önemli yazarlarından Jack London ve natüralizm ile ilgilidir. London'ın eserlerinde natüralizmin etkisi ve realist öğelerbulunmaktadır. Jack London Amerikan Edebiyatına yeni bir soluk kazandırmıştır. Abartılı ve süslü bir anlayış yerine daha akıcı, sade ve realist bir sanat anlayışını benimsemiştir. Bu nedenle eserleri geniş kitleler tarafından benimsenmiştir. Londonçok sayıda eser vermesine ve edebiyat dünyasına yaptığı bunca katkıya rağmen, dünya edebiyatında hak ettiği yerin çok uzağındadır. Oldukça zorlu bir yaşam geçirmiş olan London bütün eserlerinde bunu dışa yansıtmıştır. Bilinçaltında bu zorlu yaşamın izleri önemli bir yer kaplamıştır. Daha sonra bu eserlerin satışından çok para kazandı. Jack London'ın karşılaştığı zorluklar onu olgunlaştırmış vezorlu yaşamı eserlerini yazması için iyi bir zemin oluşturmuştur.Önemli eserleri doğada yaşam ve hayatta kalma mücadelesi ile ilgili olmuştur.Bu sebeptenyirminci yüzyıl edebiyatının en önemli natüralist yazarlarındandır. London'ın siyasiolarak farklı düşünceye sahip olması onun için büyük problem olmuştur. İlk dönem romanlarında hep doğada yaşanan zorlu ve acımasız yaşamları anlatmış ve bu eserlerinde genellikle hayvan karakterleri önemli rolleralmıştır. Doğada ayakta kalmanın ne kadar zor ve dayanılmaz olduğunu eserlerinde hep vurgulamıştır. Güçlü olan yaşamını devam ettirdiği zayıf olanın ise hayatta kalma savaşını kaybettiğiçok yalın bir dille eserlerinde anlatmıştır. Eserlerindeki karakterler birbirlerine karşı acımasız ve birbirlerini yok etmek için fırsat kollamaktadırlar. Jack London sosyalizmden etkilenmiş ve bunu bazı eserlerinde de yansıtmıştır. İnsanlar arasındaki gelir adaletsizliğini vurgulamaktan hiç bir zaman kaçınmamıştır. İşçi sınıfının yaşadığı sorunlar, sınıf çatışması, yoksulluk, açlık gibi temalara bazı eserlerinde değinmiştir. Bu çalışmanın amacı Jack London ve fikirleri hakkında yazılanları inceleyerek onun siyasi, edebi duruşunu sorgulamaktır.Master Thesis James Baldwin's Role in Fighting Racism in America(2022) Berberoğlu, Sümeyye; Edis, Zekiİnsanlık tarihi incelendiğinde hemen hemen her toplumda çeşitli derecelerde bireylerin bireylere veya sistemlerin bireylere uyguladığı ırkçılık kavramının varlığını gözleriz. Tarih boyunca insanların maruz kaldığı ırkçılık, insan onuruna yakışmayan en aşağılayıcı ve acı verici haksız uygulamalardan birisidir. Irkçılığın temelinde; ekonomik durum, cinsiyet, kültür, inanç, dış görünüş, gelişmişlik düzeyi gibi pek çok husus vardır. Kısaca, ırkçılık sosyo-kültürel ve ekonomik şartları insanların birbirlerine üstünlük kurmak üzere kullanmaları neticesinde ortaya çıkan bir olgudur. Hayat; hayata kalma, üstün gelme mücadelesidir bu mücadelenin en acımasızcası çeşitli topluluklara ev sahipliği yapan kuruluş aşamasındaki Amerika'da gerçekleşmiştir. Amerika'da gerçekleşen bu mücadele vicdan, merhamet, insanlık, acıma duygusu olmaksızın temel insan haklarından yaşama hakkına dahi saygı gösterilmeksizin birbirlerini katletme de dahil olmak üzere her düzeyde şiddeti içererek meydana gelmiştir. İnsan onuru her zaman ve her yerde çoğunluğu önyargılara, kalıp yargılara ve saygısız tutumlara bağlı gelişen bu yaklaşıma karşı çıkmıştır. Yeni Dünya Amerika'da da birçok yazar, filozof, bilim adamı, yönetici olan sağduyu sahipleri birlikte yaşamın önünde sorun oluşturan ırkçılığa karşı mücadele etmişlerdir. Irkçılığa karşı mücadele edenler; ırkçılığın daha çok ten rengi üzerine yapılmasından dolayı Afrikalı-Amerikanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kişiler çok sayıda ırkçılık mağduru insana dokunarak adaletsizlik ve eşitsizlik konusunda insanları bilinçlendirmeyi amaçlamışlardır. Yazar ve sivil haklar aktivisti olan bu mücadelecilerden birisi de James Baldwin'dir. Çalışmamızda Baldwin'in edebi kişiliği üzerinde durulacak, Go Tell It on the Mountain, Another Country, Sonny's Blues eserleri incelenecek, ırkçılığa maruz kalan toplum kesiminin eşitlik mücadelesi değerlendirilecektir. Bu tezde, hayatını ne siyah ne de beyaz ulusa adamamış olan James Baldwin'in, eşitlik ve adalet vaat eden Amerika Birleşik Devletleri'nde ırksal baskı ve sosyal adaletsizlik konusunda kamuoyunu bilinçlendirme tutkusu ve anlayışı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Irkçılık, Jmaes Baldwin, Mücadele, Sivil Haklar
