Browsing by Author "Kardaş, Ferhat"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Article Ergenlerde Akademik Öz-yeterlik, İçsel Motivasyon, Azim ve Psikolojik Dayanıklılığın İyi Oluş ile İlişkisinin İncelenmesi(2021) Yıldız, Fatma Nur; Kardaş, FerhatBu araştırmanın amacı; akademik öz-yeterlik, içsel motivasyon, azmin gayrette sebat etme boyutu ve psikolojik dayanıklılık değişkenlerinin iyi oluş ile ilişkisini ortaya koymak ve bu değişkenlerin iyi oluşu etkileme mekanizmasını açıklamaya yönelik olarak alanyazın temelli geliştirilen bir model önerisini test etmektir. Araştırmanın çalışma grubu, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı liselerde öğrenim görmekte olan 300’ü kadın, 300’ü erkek olmak üzere 600 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmaya farklı sınıf düzeylerinden ve bölüm türlerinden öğrenciler katılmıştır. Araştırma verileri Çocuklar İçin Öz-yeterlik Ölçeği, Ergenler İçin Ders Çalışmaya Motive Olma Ölçeği, Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (EPDÖ), Kısa Azim Ölçeği ve Ergenler İçin Beş Boyutlu İyi Oluş Modeli: EPOCH ölçekleri kullanılarak toplanmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modeli ile gerçekleştirilmiş ve Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı ve Yapısal Eşitlik Modellemesi ile analizler yapılmıştır. Araştırma sonucunda öz-yeterlik, motivasyon, azim, psikolojik dayanıklılık ve iyi oluş değişkenleri arasında anlamlı pozitif ilişkilerin olduğu ortaya konulmuştur. Hipotetik modelin analizine yönelik bulgular önerilen hipotetik modelin mükemmel uyum gösterdiğini, akademik öz-yeterlik ve ders çalışmaya yönelik içsel motivasyonun artmasıyla, azmin gayrette sebat etme alt boyutunun ve psikolojik dayanıklılık düzeyinin de arttığı, bu iki değişkenin düzeyinin artmasının da bireylerin iyi oluş düzeylerini arttırdığı ortaya konulmuştur. Ortaya konulan bulgular çerçevesinde okullarda ve ruh sağlığı alanında çalışan araştırmacı ve uygulayıcılara çeşitli öneriler sunulmuştur.Master Thesis Examination of the Relationship Between Teachers' Prosocial Behaviors With Job Satisfaction and Professional Burnout(2020) Taşdemir, Oğuzhan; Kardaş, FerhatBu araştırmada öğretmenlerin prososyal davranış düzeyleri ile mesleki tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkide iş doyumunun aracı rolünün açıklanmasına yönelik alanyazına dayalı olarak geliştirilen bir hipotetik model test edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2020-2021 eğitim öğretim yılında Kars İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı merkez ve ilçelerde bulunan okullarda görev yapmakta olan 409'u kadın ve 192'si erkek olmak üzere 601 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin toplanması için Olumlu Sosyal Davranış Eğilimi Ölçeği, Maslach Tükenmişlik Ölçeği – Eğitimci Formu, Minnesota İş Doyum Ölçeği – Kısa Formu ve araştırmacı tarafından hazırlanan Demografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS ve AMOS paket programları kullanılmış ve Yapısal Eşitlik Modellemesinden yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında yapılan fark istatistiklerine göre, erkek katılımcıların mesleki tükenmişliğin duyarsızlaşma alt boyutundan ve olumlu sosyal davranışın kamusal olumlu sosyal davranış alt boyutundan aldıkları ortalama puanlar kadın katılımcıların bu ölçümlerden aldıkları puanlara göre anlamlı bir şekilde farklılaşmıştır. Kadın katılımcıların ise iş doyumunun içsel ve dışsal doyum alt boyutundan aldıkları ortalama puanlar erkek katılımcıların bu ölçümlerden aldıkları ortalama puanlara göre anlamlı bir şekilde farklılaşmıştır. Katılımcıların olumlu sosyal davranışın itaatkâr olumlu sosyal davranış ve gizli olumlu sosyal davranış alt boyutlarından aldıkları ortalama puanların medeni durumlarına göre bekâr katılımcılar lehine istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaştığı ancak diğer alanlarda katılımcıların medeni durumları açısından anlamlı bir farklılaşma olmadığı belirlenmiştir. Ortaya konulan ve test edilen modele göre prososyal davranış ile mesleki tükenmişlik arasındaki ilişkide iş doyumunun aracı role sahip olduğu belirlenmiştir. Prososyal davranışın mesleki tükenmişlik üzerinde iş doyumu aracılığıyla dolaylı bir etkiye sahip olduğu ortaya konmuştur. Bulgular alanyazın çerçevesinde tartışılmış, araştırmacı ve uygulayıcılara çeşitli öneriler sunulmuştur.Master Thesis Investigating Posttraumatic Stress Posttraumatic Growth and Hopelessness Levels of University Students Exposed To the Van Earthquake in Terms of Different Variables(2013) Kardaş, Ferhat; Tanhan, FuatBu araştırmanın amacı Van depremini yaşayan üniversite öğrencilerinin depremden Travma Sonrası Stres, Travma Sonrası Büyüme ve umutsuzluk belirtilerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmanın evrenini 2012-2013 eğitim öğretim yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi?nde öğrenim gören ve Van depremini yaşayan üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise üniversitenin farklı fakültelerinde öğrenim görmekte olan ve Van depremini yaşayan 1059 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak Deprem Sonrası Stres Düzeyini Belirleme Ölçeği , Beck Umutsuzluk Ölçeği, Travma Sonrası Büyüme Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan katılımcı bilgi formu (KBF) kullanılmıştır. Verilerin analizinde, betimsel istatistiksel ölçüler (aritmetik ortalama, standart sapma, standart hata, varyans, frekans ve yüzde), parametrik olmayan verilerde kullanıma uygun korelasyon tekniklerinden spearman rho analizi, Chaid analiz yöntemi ve heterojen olan örneklemi homojen alt kümelere ayıran İki Aşamalı Kümeleme Analizi (Two Step Cluster) kullanılmıştır. Veriler SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucunda travma sonrası stres ile travma sonrası büyüme arasında pozitif bir ilişki, travma sonrası büyüme ile umutsuzluk arasında negatif bir ilişki, travma sonrası stres ile umutsuzluk arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Chaid analizi bulgularına göre bağımlı değişkenler üzerinde en önemli yordayıcı etkiye sahip değişkenler olarak travma sonrası büyüme üzerinde umutsuzluk, travma sonrası stres ve cinsiyet; travma sonrası stres üzerinde umutsuzluk, travma sonrası büyüme, cinsiyet; umutsuzluk üzerinde ise travma sonrası stres, travma sonrası büyüme ve cinsiyet değişkenleri bulunmuştur. Araştırtmada bağımlı değişkenler iki aşamalı kümeleme analizi ile düşük, orta ve yüksek düzey olmak üzere üç farklı kategoriye ayrılmış, bu düzeylere göre farklı ilişkilere ulaşılmıştır. Yaş, sınıf düzeyi, depremde oluşan hasar düzeyi, yakın kaybı, önceki travmatik yaşantılar ve deprem sonrası psikolojik destek değişkenlerinin kurulan model içinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı görülmüştür. Bu bulguların travmatik yaşam olaylarına psikolojik müdahalelerde ve afetlerde ruh sağlığı politikalarını oluşturma sürecinde göz önünde bulundurulmasının yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda travmanın olumlu etkileri ve bunlarla ilişkili değişkenler, umutsuzluğu travmayı olumlu ya da olumsuz etkilemedeki rolü üzerinde durulması gereken noktalardır. Diğer yandan travma sonrası süreçte yapılan araştırmaların daha kapsamlı modellerle yapılması, travmaya etki eden değişkenlerin etkilerinin bütüncül olarak değerlendirilebileceği yöntemlerin kullanılmasının daha yararlı olabileceği düşünülmektedir. Bundan dolayı Chaid analiz yönteminin ruh sağlığı alanında yapılan araştırmalarda kullanılması önerilmektedir.Master Thesis Investigating the Relationship of Gratitude, Intolerance of Uncertainty and Resilince Wi̇th Life Satisfaction of Teachers(2021) Akkaya, Hatice; Kardaş, FerhatBu araştırmanın amacı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan öğretmenlerin şükran, belirsizliğe tahammülsüzlük ve psikolojik sağlamlık değişkenlerinin yaşam doyumunu yordama düzeyini ortaya koymaktır. Araştırma tarama modeliyle yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 497'si kadın, 278'i erkek olmak üzere 775 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplamada Şükran Ölçeği, Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde Bağımsız Örneklem T-Testi, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı ve Aşamalı Regresyon Analizi işlemleri uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre şükran ve belirsizliğe tahammülsüzlük düzeylerinde cinsiyete göre anlamlı farklılıklara rastlanmamıştır. Psikolojik sağlamlık ve yaşam doyumu düzeylerinde cinsiyete göre anlamlı farklılıklar görülmektedir. Sonuçlar erkeklerin psikolojik sağlamlılıklarının kadınlardan daha yüksek düzeyde olduğunu, yaşam doyumlarının ise kadınlardan daha düşük düzeyde olduğunu göstermektedir. Ele alınan bütün değişkenlerin birbirileriyle anlamlı ilişkilere sahip olduğu belirlenmiştir. Şükran, psikolojik sağlamlık ve yaşam doyumu arasında pozitif anlamlı ilişkiler; belirsizliğe tahammülsüzlük ile diğer değişkenler arasında ise negatif anlamlı ilişkiler elde edilmiştir. Yaşam doyumunu önem sırasına göre hangi değişkenin daha iyi yordadığını ortaya koymak amacıyla yapılan aşamalı regresyon analizi sonuçlarından elde edilen bulgulara göre yaşam doyumunu en çok şükran yordamaktadır. Daha sonra sırasıyla belirsizliğe tahammülsüzlük ve psikolojik sağlamlık gelmektedir. Aşamalı regresyon analizi sonuçlarına göre şükran duyma tek başına iyi oluştaki varyansın %18'ini; belirsizliğe tahammülsüzlük ve psikolojik sağlamlık ile birlikte %22'sini açıklamaktadır. Araştırmada şükran ve psikolojik sağlamlığın yaşam doyumu ile anlamlı pozitif ilişkilere; belirsizliğe tahammülsüzlüğün yaşam doyumu ile anlamlı negatif ilişkilere sahip olduğu ortaya konulmuştur. Buna göre üç değişken birlikte yaşam doyumundaki varyansın yaklaşık dörtte birini yordamaktadır. Bu bulgu hayatta olumlu şeylere odaklanma, insanları takdir etme, yapılan iyilikleri görme ve bunlara teşekkür etme gibi özellikleri ifade eden şükran duyma ile hayattaki zorluklarla baş etme becerisi olan psikolojik sağlamlığın artırılmasının ruh sağlığı açısından önemli olduğunu göstermektedir. Ayrıca belirsiz durumlar karşısında rahatsızlık duymaya ve kaygı yaşamaya sebep olan belirsizliğe tahammülsüzlüğün azaltılmasının da ruh sağlığı açısından önemli ve işlevsel olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çerçevede bu değişkenlere ilişkin müdahalelerin yapılmasının, bu değerlerin eğitim alanında kazandırılmaya çalışılmasının ve benzer çalışmaların farklı kitleler üzerinde yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir. Anahtar sözcükler: şükran, belirsizliğe tahammülsüzlük, psikolojik sağlamlık, yaşam doyumu.Master Thesis Investigation of the Relationship Between Self-Competence, Intolerance of Uncertainty and Mindfulness Variables With Flourishing in Teachers(2021) Bayraktar, Meral; Kardaş, FerhatBu araştırmanın amacı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan öğretmenlerin öz şefkat, belirsizliğe tahammülsüzlük bilinçli farkındalık ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırma verileri 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan öğretmenlerden toplanmıştır. Araştırmaya 500 öğretmen katılmış olup bunların 337'i kadın (% 67.4) ve 163'ü (% 32.6) erkektir. Araştırma ilişkisel tarama modeli ile yürütülmüş ve nicel araştırma deseniyle gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi vb. ile ilgili soruların yanıtlarını alabilmek için araştırmacı tarafından geliştirilen demografik bilgi formu Formu, Bilinçli Farkındalık Ölçeği (BİFÖ), Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PİOÖ),Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği (BTÖ-12) ve Öz Duyarlık Ölçeği (ÖDÖ) uygulanmıştır. Verilerin analizinde Bağımsız Örneklem T-Testi, tek yönlü ANOVA, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı işlemleri uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre öğretmenlerin psikolojik İyi oluş düzeyleri cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterirken, belirsizliğe tahammülsüzlük, bilinçli farkındalık ve öz şefkat düzeylerinde cinsiyete göre anlamlı farklılıklara rastlanmamıştır. Sonuçlara göre kadın öğretmenlerin psikolojik iyi oluşları erkek öğretmenlerden daha yüksektir. Psikolojik iyi oluş, öz şefkat, bilinçli farkındalık ve belirsizliğe tahammülsüzlük değişkenleri okul düzeyi, hizmet süresi, medeni duruma göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Öğretmenlerin iyi oluş ve öz şefkat düzeyleri eğitim düzeyine göre farklılık gösterirken, bilinçli farkındalık ve belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyleri eğitim düzeyine göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Öğretmenlerin psikolojik iyi oluş ve öz şefkat düzeylerinde Lisans ve tezsiz yüksek lisans mezunlarının doktora mezunlarına göre anlamlı şekilde yüksek olduğu görülmektedir. Araştırma sonucuna göre tüm değişkenler arasında anlamlı ilişkilere rastlanmıştır. Psikolojik iyi oluş ile bilinçli farkındalık ve öz şefkat arasında pozitif yönlü ilişki bulunurken belirsizliğe tahammülsüzlük ile negatif yönlü ilişki bulunmuştur. Öğretmenlerin psikolojik iyi oluş düzeyi cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterirken, öz şefkat, bilinçli farkındalık ve belirsizliğe tahammülsüzlük düzeylerine göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Ayrıca öğretmenlerde psikolojik iyi oluş ve öz şefkat eğitim düzeyine göre anlamlı farklılık göstermektedir. Buna karşın öğretmenlerin psikolojik iyi oluş, öz şefkat, bilinçli farkındalık ve belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyleri okul düzeyi, medeni durum ve hizmet süresine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır. Elde edilen veriler alan yazına dayalı olarak tartışılmış, araştırmacı ve uygulayıcılara çeşitli öneriler sunulmuştur.Article Merhamet Eğitimi ve Eğitimde Merhamet(2022) Kardaş, Ferhat; Nas, EşrefMerhamet konusu günümüzde psikoloji, eğitim, sağlık, sosyal hizmet, hukuk ve etik gibi çeşitli alanlarda yaygın şekilde araştırılan konulardan biri haline gelmiştir. Temelde bireyin başkasının acısını fark etmesi ve o acıyı dindirmek için harekete geçip eylemde bulunması olarak kavramsallaştırılan bu kavram, ruh sağlığı alanında kaygı, korku, stres, depresyon, değersizlik, öfke, kendini suçlama, aşırı özeleştiri gibi çeşitli sorunların tedavisinde de etkin şekilde kullanılan terapötik güçlerden biridir. Yapılan araştırmalarda merhametin sosyalleşmenin gelişmesinde, sosyal adaletin sağlanmasında, prososyal davranışların ve iyi oluşun artmasında etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca merhametin zorlu duygularla başa çıkmada ve olumsuz psikolojik durumları azaltmada önemli bir işlev gördüğü ortaya konulmuştur. Merhamet kavramı bireyin hem kendisine hem diğer insanlara hem de doğaya ve diğer bütün canlılara duyduğu his olarak çok boyutlu şekilde ele alınmaktadır. Son yıllarda hem bireylerde merhameti geliştirmek hem de merhamet eğitimi yoluyla eğitim ve ruh sağlığı alanlarında olumlu sonuçlar elde etmek için çeşitli uygulamalar yapılmakta, eğitim programları geliştirilmekte ve yeni terapi modelleri ortaya atılmaktadır. Bu çalışmada merhamet konusuna artan ilgi, merhamete ilişkin çeşitli tanımlar, merhamet duymanın faydaları, merhametin gelişimi, merhamet temelli müdahale programları ve eğitim alanında merhamet konuları ele alınmıştır. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı merhametle ilgili alanyazındaki güncel araştırmalar ve ortaya konan yaklaşımlar çerçevesinde merhamet eğitimi ve eğitimde merhamet konularını çeşitli boyutlarıyla ele almak ve eğitimcilere, ebeveynlere, araştırmacılara ve uygulayıcılara bazı öneriler sunmaktır.Article Öz Şefkat Programının Ergenlerde Öz Şefkat, Öznel İyi Oluş ve Yaşamın Anlamı Üzerindeki Etkisi(2025) Kardaş, Ferhat; Utkan, RufeydeBu çalışmanın amacı, Öz Şefkat temelli psiko-eğitim grup müdahale çalışmasının lise öğrencilerinin öz-şefkat, iyi oluş, yaşamın anlamı üzerinde bir artışa neden olup olmadığını incelemektir. Deneysel desenli bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini, Türkiye'nin Van ilindeki 28 lise öğrencisi oluşturmaktadır; bu öğrencilerin 14'ü, deney grubunu, 14'ü kontrol grubunu oluşturmaktadır. Araştırmanın amaçlarına uygun olarak, deney grubuna öntest, sontest ve izleme testleri uygulanırken, diğer gruba öntest-sontest uygulanmıştır. Veriler, Öz-Şefkat Ölçeği Kısa Formu, Ergenler için Öznel İyi Oluş Ölçeği, Ergenler için Yaşamda Anlam Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verileri bağımlı ve bağımsız örneklemler için t-testi, tekrarlı ölçümler için iki yönlü ANOVA testi kullanılarak analiz edilmiştir. Öz- şefkat, iyi oluş ve yaşamın anlamı ön test sonuçlarının deney-kontrol grupları açısından anlamlı bir farklılık göstermediği görülüştür. Uygulama sonrasında, deney ve kontrol gruplarının öz-şefkat ve iyi oluş sontest puan ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı bir artış gösterdiği bulunmuştur. Yaşamın anlamı ile ilgili olarak, deney ve kontrol grubundaki katılımcıların sontest puan ortalamaları artmasına rağmen, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılaşma gözlenmemiştir. Deney grubunun öz-şefkat ve iyi oluş boyutlarında sontest ve izleme testi sonuçları arasında anlamlı bir farklılaşma bulunmazken, yaşamda anlam boyutunda sontest ve izleme testi puanları arasında anlamlı bir farklılaşma bulunmuştur. Bulgular çeşitli boyutlarda tartışılmış ve bazı öneriler sunulmuştur.Article Pozitif Psikoloji Temelli Bir Psiko-eğitim Programının Ergenlerin Karakter Güçleri Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi(2024) Kardaş, Ferhat; Yıldırım, İremSon yıllarda karakter güçlerinin ve erdemlerin fark edilmesi, güçlendirilmesi ve yaşamın her alanında kullanılmasının sağlanması önemli çalışma alanlarından biri hâline gelmiştir. Yapılan çeşitli araştırmalar çocuklar, ergenler ve yetişkinler üzerindeki olumlu ve geliştirici etkileri göz önüne alındığında, karakter güçlerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmasının birey ve toplum ruh sağlığı açısından önemli olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada ergenlere yönelik pozitif psikoloji temelli ve karakter güçlerini geliştirme odaklı bir psiko-eğitim programı hazırlanmış ve ergenlerin karakter güçleri, özsaygı, iyimserlik, şükran düzeylerinin artırılması ve kötümserlik düzeylerinin azaltılması amaçlanmıştır. Çalışmada ön test, son test, izleme testli, kontrol gruplu 2x3’lük split-plot deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmaya toplamda 32 öğrenci katılmıştır. Deney grubundaki katılımcılara 15 oturumluk pozitif psikoloji temelli müdahale programı uygulanmıştır. Veri toplama araçları olarak Karakter Güçleri Envanteri (VIA-IS-P), Pears-Harris Çocuklar İçin Öz Kavramı Ölçeği, İyimserlik-Kötümserlik Ölçeği ve Şükran Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, Mann Whitney-U testi ve Wilcoxon işaretli sıralar testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçları, psiko-eğitim programının ergenlerin öz saygı, iyimserlik, şükran ve toplam karakter güçleri düzeylerini artırmada ve kötümserlik düzeylerini azaltmada etkili olduğunu; psiko-eğitim programının ergenlerin karakter güçleri, öz saygı, iyimserlik, düzeylerini artırmada ve kötümserlik düzeylerini azaltmada orta, şükran düzeylerini artırmada ise yüksek etki değerine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ulaşılan bulgular çerçevesinde araştırmacı ve uygulayıcılara öneriler sunulmuştur.Master Thesis Psychological flexibility: A scale development study(2021) Durmuş, Güner; Kardaş, FerhatBu çalışma kapsamında psikolojik esneklik kavramını farklı boyutlarıyla kapsamlı bir şekilde tanıtmak ve bireylerin psikolojik esneklik düzeylerini ölçmek için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmek amaçlanmaktadır. Ölçeğin geliştirilme sürecinde öncelikle kapsamlı bir literatür taraması yapılmış ve alanyazını doğrultusunda 59 maddelik bir madde havuzu oluşturulmuştur. Madde havuzu uzman görüşüne sunulmuş ve gerekli düzenlemeler neticesinde 46 maddelik formuyla 163 kişi üzerinde pilot uygulaması yapılmıştır. Pilot uygulamanın ardından 39 maddeli form oluşturulmuştur. 600 kişi üzerinde yapılan AFA analiziyle 5 faktörlü varyansın % 52,58'ini açıklayan 23 maddeli bir yapı elde edilmiştir. Bu 5 faktör 'Bilişsel Esneklik', 'Odaklanma', 'Varoluşsal Esneklik', 'Uyum' ve 'Davranışsal Esneklik' olarak isimlendirilmiştir. Ölçek formunun açımlayıcı faktör analizi ile ortaya konulan nihai hali 320 katılımcı üzerinden doğrulayıcı faktör analizi ile analiz edilmiş ve model doğrulanmıştır. Ölçeğin ölçüt bağıntılı geçerliğini test etmek için Bilinçli Farkındalık Ölçeği ile benzer ölçüt geçerliği, Ruminatif Düşünce Biçimi Ölçeği ile ayırt edici ölçüt geçerliği test edilmiş ve doğrulanmıştır. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0.86; öntest-son test arasındaki ilişki 0.89 olarak hesaplanmıştır. Tüm bu analizler sonucunda geliştirilen Psikolojik Esneklik Ölçeği'nin geçerli ve güvenilir olduğu ortaya konulmuştur.Doctoral Thesis The Relationship of Perseverance, Hope and Self-Efficacy With Depression on Adolescents(2020) Taytaş, Metin; Kardaş, FerhatBugün ruh sağlığı problemleri ve bunun tetikleyicileri olan pandemi gibi küresel salgınların ergenler üzerindeki etkileri görece daha yıkıcı olarak karşımıza çıkmakta ergenlerin bilişsel, duygusal ve sosyal açılardan korunması ve rehabilite edilmesi her geçen gün daha fazla önem arz etmektedir. Bu nedenle pandemi sürecinde ve sonrasında ergenlerin pozitif taraflarını besleyecek psikolojik müdahaleler ve pozitif gençlik programlarının önemi kaçınılmaz olmaktadır. Bu bağlamda bu araştırmanın amacı umut, azim ve öz-yeterlik karakter güçlerinin ergenlerin depresyon düzeyleriyle ilişkisini incelemek ve bu değişkenlerin depresyon düzeyini etkileme mekanizmasını açıklamaya yönelik olarak alanyazın temelli geliştirilen bir model önerisini sınamaktır. Araştırmanın çalışma grubu, Van Merkezde lise öğrenimine devam eden 491 kız ve 259 erkek olmak üzere toplam 750 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmaya farklı sınıf düzeylerinden (9, 10, 11 ve 12. sınıf) ve okul türlerinden (Fen, Anadolu, Meslek ve İmam Hatip) lise öğrencileri katılmıştır. Araştırma verilerini toplamak için Sürekli Umut Ölçeği, Azim Ölçeği, Çocuklar İçin Öz-yeterlik Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Analizler için SPSS Statistics 25 ve AMOS 24 programları kullanılmıştır. Araştırma kapsamında önerilen model, yapısal eşitlik modellemesi ile test edilmiş ve kabul edilebilir uyum değerleri ile doğrulanmıştır. Çalışmada geliştirilen modelin fit uyum indekslerinin iyi uyum verdiği ve elde edilen katsayıların istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, bu çalışmada geliştirilen alternatif modelde azim umudu artırmakta, umudun artması özyeterliği arttırmakta, özyeterliğin artması da depresyonu azaltmakta ve depresyona karşı koruyucu bir faktör olmaktadır. Anahtar sözcükler: pozitif psikoloji, umut, azim, öz-yeterlik, depresyon.Master Thesis The Relationship of Self-Efficacy, Motivation, Grit and Resilience With Well-Being in Adolescents: a Model Test(2019) Yıldız, Fatma Nur; Kardaş, FerhatPozitif psikoloji yaklaşımının ortaya çıkmasıyla birlikte bireylerin iyi oluş ve mutluluk düzeyleriyle ilişkili değişkenlerin ortaya konulması ve iyi oluşu arttırıcı porgramların geliştirilip uygulanması yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Pozitif psikoloji yaklaşımının bakış açısı zaman içinde eğitim alanında da kabul görmeye başlamış ve pozitif gençlik gelişimi çerçvesinde öğrencilerin iyi oluş düzeylerinin arttırılması önem kazanmaya başlamıştır. Bundan dolayı da iyi oluş ile ilgili durumun ve iyi oluşu etkileyen değişkenlerin ortaya konulması önem kazanmaya başlamıştır. Bu çerçevede bu araştırmanın amacı; akademik öz yeterlik, içsel motivasyon, azim ve psikolojik dayanıklılık değişkenlerinin iyi oluş ile ilişkisini ortaya koymak ve bu değişkenlerin iyi oluşu etkileme mekanizmasını açıklamaya yönelik olarak alanyazın temelli geliştirilen bir model önerisini test etmektir. Araştırmanın çalışma grubu, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Van ilindeki liselerde öğrenim görmekte olan 300 kız, 300 erkek olmak üzere toplam 600 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmaya farklı sınıf düzeylerinden (9,10,11 ve 12. sınıf) ve bölüm türlerinden (sayısal, eşit ağırlık, sözel, yabancı dil) öğrenciler katılmıştır. Araştırma verilerini toplamak için Çocuklar İçin Öz-yeterlik Ölçeği, Ergenler İçin Ders Çalışmaya Motive Olma Ölçeği, Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (EPDÖ), Kısa Azim Ölçeği ve Ergenler İçin Beş Boyutlu İyi Oluş Modeli: EPOCH ölçekleri kullanılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modeli ile gerçekleştirilmiş ve veri analizi için Pearson Momentler Çarpımı korelasyon Katsayısı ve Yapısal Eşitlik Modellemesinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda öz-yeterlik, motivasyon, azim, psikolojik dayanılılık ve iyi oluş değişkenleri arasında anlamlı pozitif ilişkilerin olduğu ortaya konulmuştur. Değişkenlerin cinsiyete göre farklılaşmasına yönelik bulgular; katılımcıların iyi oluş, psikolojik dayanıklılık, öz yeterlik ve motivasyon düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı şekilde farklılaştığını, kız öğrencilerin psikolojik dayanıklılık ve içsel motivasyon düzeylerinin erkeklere göre yüksek olduğunu, erkeklerin ise iyi oluş ve öz-yeterlik puanlarının kız öğrencilere göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Hipotetik modelin analizine yönelik bulgular önerilen hipoetik modelin mükemmel uyum gösterdiğini, akademik öz-yeterlik ve içsel motivasyonun azim ve psikolojik dayanıklılık düzeyini arttırdığını, bu iki değişkenin de bireylerin iyi oluş düzeylerini arttırdığını ortaya koymuştur. Ortaya konulan bulgular çerçevesinde okullarda ve ruh sağlığı alanında çalışan araştırmacı ve uygulayıcılara çeşitli öneriler sunulmuştur.Article Şükran Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(2019) Yalcin, Ilhan; Kardaş, FerhatŞükran, alanyazında bireyin gördüğü bir yardım ve iyilik karşısında yardım eden kişiye yönelik minnet duyguları, görülen bir faydaya karşı memnuniyet hissini ifade eden bir duygu ve birbiriyle ilişkili çeşitli alt boyutlardan ve düzeylerden oluşan genel bir kişilik yönelimi gibi farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Bu araştırmada son yıllarda bireylerin ruh sağlığını iyileştirmede etkili bir kaynak haline gelen şükran duymaya yönelik bir ölçme aracı geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede ilgili alanyazın taramaları ve ön analizlerden sonra oluşturulan ölçek formu üniversite öğrencilerine uygulanmış ve geçerlik-güvenirlik analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın sonucunda 25 madde ve 6 alt boyuttan oluşan bir yapı elde edilmiş ve ortaya çıkan yapının geçerlik ve güvenirlik değerlerinin iyi olduğu belirlenmiştir. Buna göre şükran duyma; Pozitif Sosyal Karşılaştırma, Olumlu Olana Odaklanma, Aile ve Çevrenin Katkılarını Fark Etme, Mahrumiyet Yerine Bolluk Hissi, Küçük Şeylere Şükran Duyma ve Şükranı İfade Etme alt boyutlarından oluşan çok boyutlu bir yapıdır. Ölçeğin benzer ölçek geçerliği analizleri yaşam doyumu ve algılanan sosyal destek değişkenleriyle yapılmış ve değişkenler arasında anlamlı pozitif ilişkilerin olduğu ortaya konulmuştur. Buna göre, Şükran Ölçeği bireylerin şükran duyma durumlarını geçerli ve güvenilir şekilde ölçen bir araç olarak ilgili araştırmalarda kullanılabilir.Article Türkiye’de İyi Oluş İle İlgili Yapılmış Araştırmaların Sistematik Olarak İncelenmesi(2019) Yalcin, Ilhan; Kardaş, FerhatBu araştırmanın amacı Türkiye’de iyi oluş kavramıyla ilgili 2000-2015 yılları arasında yapılmış araştırmaları incelemektir. Bu çerçevede “mutluluk”, “yaşam doyumu”, “psikolojik iyi oluş”, “öznel iyi oluş” kavramları kullanılmış ve bir üniversitenin elektronik kütüphanesi, ULAKBİM ulusal veri tabanı ve internet arama motorlarından yararlanılarak araştırmalar belirlenmiş ve ulaşılan 265 çalışma araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırma sonucunda iyi oluşla ilgili yapılan çalışmaların, incelenen yıllar açısından, büyük çoğunluğunun 2010-2015 yılları arasında yapıldığı, lise ve üniversite öğrencileri üzerinde yapılan araştırmaların daha fazla olduğu, deneysel çalışmaların ve model testi araştırmalarının sınırlı olduğu, araştırmaların çoğunluğunda beş maddeden oluşan Yaşam Doyumu Ölçeği’nin kullanıldığı, araştırmalarda çoğunlukla korelasyon, regresyon, t testi ve varyans analizlerinden yararlanıldığı, iyi oluşla çok sayıda farklı değişken arasında anlamlı ilişkilerin ortaya konulduğu belirlenmiştir.Article Umut Yorgunluğu: Ruh Sağlığında Güncel Bir Kavram(2025) Kardaş, Ferhat; Yıldırım, İremUmut, bireylerin geleceğe dair motivasyonlarını ve anlam arayışlarını şekillendiren temel bir duygudur. İnsanlar umutsuzluğu korkunç bir ruh hali olarak gördükleri için kendilerini kandırma pahasına umut etmeye ihtiyaç duymaktadır. Çünkü umuttan vazgeçmek yaşamdan vazgeçmektir. Bunun yanı sıra zorlama bir umudu benimsemek de umudun karanlık yönünü tanımlamaktadır. Umudun karanlık yönü kişiyi gerçeklerden uzaklaştırmakla birlikte ani ve derin bir umutsuzluğa çekme potansiyeline sahiptir. Bu döngüler, umut ya da umutsuzluğu seçmekten başka bir seçenek olmadığını düşündürmektedir. Ancak umut ve umutsuzluğun keskin sınırlarına karşı alternatif bir ruh hali olarak umut yorgunluğu, önemli bir noktada yer almaktadır. Umut, bireyler için güçlendirici bir kaynak olmanın yanı sıra gerçekleşmeyen beklentiler, sürekli hedef belirleme baskısı ve toplumsal bir çöküşe rağmen modern dünyanın sürekli olumlu olma ideolojisi altında bir yorgunluk kaynağına dönüşebilmektedir. Bu doğrultuda bireylerin umut yorgunluğu yaşaması kaçınılmaz hale gelmektedir. Umut yorgunluğu, bireylerde duygusal bir çöküş yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal düzeyde motivasyon kaybına ve hayal kırıklıklarına yol açmaktadır. Olumsuz etkilerinin yanı sıra bireylerin, çıkması oldukça zor olan umutsuzluk çukuruna düşmeden önce değerlendirmeler yaparak yaşamlarına farklı bir yön çizmeleri konusunda fırsat sağlayabilecek bir güce de sahiptir. Bu bakış açısı ile bu çalışmada umut yorgunluğu kavramı umutsuzluk, tükenmişlik, öğrenilmiş çaresizlik ve pozitif psikoloji konuları çerçevesinde ele alınmıştır ve çeşitli boyutlarıyla tartışılmıştır. Çalışmanın temel amacı, umut yorgunluğunu ele almak, buna yönelik bir tanım ve kavramsallaştırma ortaya koymak ve alanda çalışan araştırmacı ve uygulayıcılara bazı öneriler sunmaktır. Buradan hareketle umut yorgunluğu kavramının ruh sağlığı alanında daha fazla araştırılması ve müdahalelerle desteklenmesi gerektiğine dikkat çekilerek, kavramın literatüre özgün bir katkı sağlaması beklenmektedir.Article Van Depremini Yaşayan Üniversite Öğrencilerinin Travma Sonrası Stres, Travma Sonrası Büyüme ve Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi(2018) Kardaş, Ferhat; Tanhan, FuatBu araştırmanın amacı depreme maruz kalmış üniversite öğrencilerinin Travma SonrasıStres, Travma Sonrası Büyüme ve umutsuzluk belirtilerinin bazı değişkenler açısındanincelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubu Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğrenim gören veVan Depremini yaşayan 1059 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada, veri toplamak içinDeprem Sonrası Travma Düzeyini Belirleme Ölçeği, Beck Umutsuzluk Ölçeği, TravmaSonrası Büyüme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, betimsel istatistikler, parametrikolmayan verilerde kullanıma uygun korelasyon tekniklerinden spearman rho korelasyonanalizi, Chaid analiz yöntemi ve İki Aşamalı Kümeleme Analizi (Two Step Cluster)kullanılmıştır. Analizler sonucunda travma sonrası stres ile büyüme arasında pozitif bir ilişki,travma sonrası büyüme ile umutsuzluk arasında negatif bir ilişki, travma sonrası stres ileumutsuzluk arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Chaid analizine göre travma sonrasıbüyüme üzerinde sırasıyla umutsuzluk, travma sonrası stres ve cinsiyet; travma sonrası stresüzerinde umutsuzluk, travma sonrası büyüme, cinsiyet; umutsuzluk üzerinde ise travma sonrasıstres, travma sonrası büyüme ve cinsiyet değişkenlerinin anlamlı yordayıcılar olduklarıbelirlenmiştir. Bu bulguların travmatik yaşam olaylarına psikolojik müdahalelerde ve afetlerde ruh sağlığı politikalarını oluşturma sürecinde göz önünde bulundurulmasının yararlı olacağıdüşünülmektedir.