Scientific Epistemological Beliefs of Yüzüncü Yıl University Scholars’s Qualitatively Form

Abstract

Bu çalışmada Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ndeki öğretim üyelerinin bilimsel epistemolojik inançları değerlendirilmektedir. Bu nedenle öğretim üyelerinin bilgi, bilme ve öğretme ile ilgili inançları araştırılmaktadır. Araştırma sürecinde öğretim üyelerinin bilim dünyası ile ilgili en önemli gördükleri ölçütler, en çok tercih ettikleri bilgi türleri ve bir bilgiyi niçin başkasına öğretmek için öğrendikleri konusunda genel bir değerlendirme niteliği taşımaktadır. Fen, sosyal, sağlık bilimleri alanına göre öğretim üyeleri görüşleri arasında çok belirgin farklılıklara rastlanmamıştırNitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu araştırmada olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyeleri oluşturmaktadır. Örneklemini ise amaçlı örnekleme yöntemi ile seçilen on beş öğretim üyesi oluşturmaktadır. Öğretim üyeleri çeşitli branşlar ( Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri, Sosyal Bilimler) ve unvanlardan (Prof. Dr. ,Doç. Dr. ,Yrd. Doç. Dr.) olmak üzere amaca uygun olarak seçilmiştir.Araştırmanın amacına uygun olarak yarı-yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler, nitel araştırma veri analiz yöntemlerinden betimsel ve içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler ve elde edilen bulgular doğrultusunda öğretim üyelerinin kendilerine özgü epistemolojik inançlara sahip oldukları ortaya çıkmaktadır. Bilgiyi, açıklamalar ve kanıtlar doğrultusunda değerlendirilebilecek yargı olarak gördüklerini, gerçekliğin doğrudan bilinemeyeceğini, bilgiyi insan zihninin ürünü olarak gördüklerini ve değişebileceğine inandıklarını görülmektedir.Öğretim üyelerinin, bilginin mutlak, kesin (ya doğru, ya yanlış), basit, kolay anlaşılır, birbiriyle ilişkisiz parçalardan oluşan bir yapıya sahip olduğuna inanmadıkları tespit edilmiştir. Ayrıca bilginin bir uzman tarafından oluşturulup öğrencilere aktarılan bir şey olduğuna inanmadıkları ifade edilmektedir. Bilginin mutlak ve kesin olamayacağına, yani duruma ve kültüre göre doğru ya da yanlış olabileceğine inandıkları saptanmıştır. Ayrıca, bilginin birbiriyle ilişkili birçok parçadan oluşan karmaşık ve belirsiz bir yapıya sahip olduğu belirtilirken, bilginin akıl yoluyla ya da deneysel kanıtlara dayanılarak birey tarafından üretildiğine inandıkları saptanmıştır. Uzmanların bilgisinin bile kesin olamayacağı, doğru bilinenlerin bir gün gelip yanlışlanabileceğine, yanlış bilinenlerin doğrulanabileceğine inandıkları yani değişebilirlik odaklı düşündükleri kanaatine varılmaktadır. Yani bilgiye kesin ölçüt konulmamıştır. Yorumlamacı ve kişiden kişiye, toplumdan topluma değişen bilgi ve bilim anlayışının hâkim olduğu bilgi inancı ağır basmaktadır. Deneyimle ve uygulamaya yönelik öğrenilen bilgilerin en çok kabul gören bilgi olduğuna dair inançlar belirgindir. Deneyimin öğrenmede ve bilmede ön plana çıkan bir durum olduğunu düşünenler ağırlıktadır. Bu durumda bilginin yapılandırılması gerektiğine ilişkin inançlar belirgindir. Bu noktada özellikle, işe yarayan bilgi ile sosyal ve ekonomik sonuçlar getirebilecek bilgi önem kazanmaktadır.In this study, scientific epistemological beliefs of teaching staffs in Yuzuncu Yil University are be evaluated. Thus, teaching staffs? beliefs about knowledge, knowing and teaching are be investigated. It is a general assessment about their most important criteria related with scientific world, most preferred knowledge types and, why they teach the gathered knowledge to others.Phenomenological pattern is used in this study which is also consisting qualitative research method. Research universe is comprised in Yuzuncu Yil University teaching staffs. It?s sample is comprised in fifteen teaching staffs chosen by intentional sampling method. Teaching staffs were chosen by different positions (Prof., Dr., Ass. Prof., Assistant Prof.) and majors (science, health, social sciences) intentionally.A semi-configured interview form is used for the aim of the study. Acquired data analyzed with descriptive and content analyze method which is one of the qualitative research data analyzing method. Towards the analysis and acquired findings, it is clear that teaching staffs have their own specific epistemological beliefs. It is seen that, they noticed the knowledge as a judgment assessed towards explanations and evidences; they believe that the truth could not be known directly; knowledge is an output of human mind and can be changed.It is stated that, teaching staffs do not believe that knowledge is absolute, precise (either true or false), simple, apparent and occurred by unrelated pieces. Also, they do not accept the state of knowledge that generated by an expert and transferred to students. They believe that knowledge cannot be absolute, precise so, it can be true or false according to conditions and cultures. Moreover, while it is indicated that knowledge has a form of complex, uncertain and lots of pieces related with each other, they believe that knowledge is produced by individuals through mind and experimental evidences. It is contended with even the experts? knowledge cannot be true, truths can one day be falsified, falses can one day be verified and that is, they consider change oriented. In other words, there is no certain measure for the knowledge. Interpreter and changeable knowledge and science conception from person to person, society to society is outweighed. It is clearly believed that acquired knowledge by experiences for practice intention is mostly accepted. They mainly believe that experience come into prominence in learning and knowing. In such a case, beliefs about knowledge configuration are explicit. At this point especially, useful knowledge and knowledge which brings out social and economical results are getting importance over time.