S100A9 ve S100A4 Proteinlerinin Epileptik Nöbet Ayırıcı Tanısındaki Rolü ve Fizyolojik Kan Parametreleri ile İlişkisi

Abstract

Epilepsi, nöronal hipereksitabilite ve senkronize deşarjlarla karakterize, kompleks patofizyolojik mekanizmaların eşlik ettiği kronik bir nörolojik hastalıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, epilepsinin yalnızca nöronal düzeydeki elektriksel anomalilerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda nöroinflamasyonun da epileptogenez de kritik roller üstlendiğini ortaya koymuştur. Bu çalışmada, S100 protein ailesinin önemli üyeleri olan S100A4 ve S100A9 proteinlerinin epileptik nöbet patofizyolojisine bağlı olarak seviyeleri değerlendirilmiş; bu protein düzeylerinin, metabolik, hematolojik ve inflamatuar kan parametreleriyle olan ilişkileri incelenmiştir. Bu çalışma, İstanbul Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi Acil Servisi'ne epileptik nöbet semptomlarıyla başvuran 18–65 yaş aralığında, 90 hasta ile 50 sağlıklı bireylerden oluşan kontrol grubu üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya dahil edilen gönüllülerin demografik özellikleri, vital bulguları ve bazı fizyolojik kan parametreleri (WBC, HGB, PLT, Glukoz, Üre, kreatinin, sodyum, potasyum, ALT, AST, CRP, Laktat, CK, serum kreatinin kinaz seviyeleri) araştırıldı. Ayrıca serum S100A9 ve S100A4 seviyeleri ELISA yöntemi ile tespit edildi. Epileptik nöbet grubunda kontrol grubuna kıyasla glukoz, laktat, CRP ve potasyum düzeyleri bakımından anlamlı artış tespit edildi (p<0.01). Serum S100A4 ve S100A9 protein düzeylerinin epileptik nöbet grubunda kontrol grubuna kıyasla anlamlı derecede azaldığı tespit edildi (p<0.01). Sonuç olarak bu çalışmanın sonuçları, S100A4 ve S100A9 proteinlerinin epileptik nöbet patofizyolojisi ile ilişkili olduğunu düşündürmektedir. Bulgular, epilepsiye multidisipliner bir yaklaşım geliştirilmesinin önemini vurgulamaktadır.

Epilepsy is a chronic neurological disease characterized by neuronal hyperexcitability and synchronized discharges, accompanied by complex pathophysiological mechanisms. Recent studies have revealed that epilepsy is not limited to neuronal-level electrical abnormalities but also that neuroinflammation plays a critical role in epileptogenesis. In this study, the levels of S100A4 and S100A9 proteins, which are important members of the S100 protein family, were evaluated in relation to the pathophysiology of epileptic seizures, and the associations of these protein levels with metabolic, hematological, and inflammatory blood parameters were investigated. This study was conducted on 90 patients aged between 18–65 who presented to the Emergency Department of Istanbul Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital with symptoms of epileptic seizures, together with a control group consisting of 50 healthy individuals. The demographic characteristics, levels of consciousness, vital signs, and several physiological blood parameters (WBC, HGB, PLT, glucose, urea, creatinine, sodium, potassium, ALT, AST, CRP, lactate, CK, and serum creatine kinase levels) of the volunteers included in the study were examined. In addition, serum S100A9 and S100A4 levels were determined using the ELISA method. In the epileptic seizure group, significant increases in glucose, lactate, CRP, and potassium levels were observed compared to the control group (p<0.01). Serum S100A4 and S100A9 protein levels were found to be significantly decreased in the epileptic seizure group compared to the control group (p<0.01). In conclusion, the results of this study suggest that the S100A4 and S100A9 proteins are involved in the pathophysiology of epileptic seizures. These findings highlight the importance of developing a multidisciplinary approach to the study and management of epilepsy.