Investigation of the Effect of Subcutaneous Tissue Closure Technique on Postoperative Wound Complications in Cesarean Section: a Randomized Controlled Study

Abstract

Amaç: Bu çalışmada sezaryen operasyonu yapılan ve cilt altı dokusu 2 cm üzerinde olan olgularda, farklı sütür teknikleriyle cilt-altı yara dokusunun kapatılmasının yara komplikasyonları ve enfeksiyon belirteçleri üzerinde etkisinin incelenmesi amaçlandı. Yöntem: Bu randomize kontrollü çalışmaya Van YYÜ Tıp Fakültesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde hastanesinde sezaryen ile doğum yapan 300 olgu dahil edilmiştir. Olgular şu şekilde üç gruba ayrılmıştır: (i) cilt altı doku kapamada sütür atılmayan, (ii) cilt altı tabaka 3 adet tek sütürle kapatılan, (iii) kilitsiz sürekli tek sütürle kapatılan. Olguların klinik ve laboratuvar özellikleri ile postop yara değerlerndirme sonuçları incelenmiştir. Bulgular: Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, cilt altı sütür atılan olguların operasyon süresi anlamlı düzeyde daha uzundu (p<0,001). Bütün gruplarda postoperatif hemoglobin, hematokrit ve platelet değerleri anlamlı düzeyde düşüyorken, lökosit değerinin ise anlamlı düzeyde arttığı saptandı (p<0,001). Postop 2.gün ile karşılaştırıldığında, postop 10.günde lökosit sayısı ve CRP değerleri anlamlı olarak düşüktü (p<0,001). Kontrol grubunda %7, 3 adet tek sütür grubunda %3, kilitsiz sürekli tek sütür grubunda %1 sıklığında yara yeri enfeksiyonu saptandı. Cilt altı sütür atılan gruplarda postoperatif yara yeri enfeksiyon sıklığı daha az görülse de, bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p = 0,071). Sonuç: Sezaryende cilt altı sütür atılan olgularda, sütür atılmayanlardan daha az sıklıkta postoperatif yara yeri enfeksiyon bulgusu saptansa da, bu fark anlamlı değildi. Ek olarak cilt altı sütür atmanın, beklendiği üzere, operasyon süresini uzattığı görüldü.Aim: In this study, it was aimed to examine the effect of closure of subcutaneous scar tissue with different suture techniques on wound complications and infection markers in cases with cesarean section and subcutaneous tissue greater than 2 cm. Method: In this randomized controlled study, 300 cases who gave birth by cesarean section in Van YYU Medical Faculty Dursun Odabaş Medical Center Gynecology and Obstetrics clinic were included. The cases were divided into three groups as follows: (i) non-suturing in subcutaneous tissue closure, (ii) subcutaneous layer closed with 3 seperate sutures, (iii) subcutaneous layer closed with continuous single unlocked suture. The clinical and laboratory characteristics of the cases and the results of postoperative wound evaluation were examined. Results: Compared to the control group, the operation time of the cases with subcutaneous sutures was significantly longer (p<0.001). In all groups, postoperative hemoglobin, hematocrit and platelet values decreased significantly, while leukocyte values increased significantly (p<0.001). Compared to the postoperative 2nd day, the leukocyte count and CRP values were significantly lower at the postoperative 10th day (p<0.001). Wound infection was detected with a frequency of 7% in the control group, 3% in the 3 single suture group, and 1% in the unlocked continuous single suture group. Although the incidence of postoperative wound infection was lower in subcutaneous suture groups, this difference was not statistically significant (p = 0.071). Conclusion: Although the findings of postoperative wound infection were found less frequently in cases with subcutaneous sutures at cesarean section than those without sutures, this difference was not significant. In addition, as expected, subcutaneous suturing was observed to prolong the operation time.