Doktora Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14720/12
Browse
Browsing Doktora Tezleri by Author "Abdulsalam, Wısam Abdulrazzaq Abdulsalam"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis The Relationship of the Bone Void Space Parameter To Other Conventional Parameters: Confirmed by Mechanical Testing(2023) Abdulsalam, Wısam Abdulrazzaq Abdulsalam; Koç, AlaettinCBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen DA değerlerinin farklarının ortalaması -0,1284 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Alt uyum sınırı -0,3404 iken üst uyum sınır 0,0836 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=0,094; p=0,317). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen Conn dens değerlerinin farklarının ortalaması 0,0037 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Alt uyum sınırı -0,0002 iken üst uyum sınır 0,0076 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=0,006; p=0,488). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen FD değerlerinin farklarının ortalaması 0,2856 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Alt uyum sınırı -0,1374 iken üst uyum sınır 0,7085 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=-0,017; p=0,534). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen SMI değerlerinin farklarının ortalaması 0,3553 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0,01). Alt uyum sınırı -0,9391 iken üst uyum sınır 1,6497 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=0,039; p=0,422). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen TbTh değerlerinin farklarının ortalaması -3,5446 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Alt uyum sınırı -9,596 iken üst uyum sınır 2,5068 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=0,005; p=0,491). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen TbSb değerlerinin farklarının ortalaması -10,7243 olarak elde. Edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Alt uyum sınırı -25,6576 iken üst uyum sınır 4,2089 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=-0,182; p=0,823). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen BStv değerlerinin farklarının ortalaması 0,026 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur (p=0,061). Alt uyum sınırı -0,109 iken üst uyum sınır 0,161 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=0,021; p=0,457). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen BVtv değerlerinin farklarının ortalaması -0,0196 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur (p=0,444). Alt uyum sınırı -0,2767 iken üst uyum sınır 0,2375 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum elde edilmemiştir (ICC=-0,184; p=0,826). CBCT ve Micro yöntemlerinden elde edilen Voidspace değerlerinin farklarının ortalaması 42,6336 olarak elde edilmiş ve elde edilen bu fark ortalaması 0'dan istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Alt uyum sınırı 4,852 iken üst uyum sınır 80,4152 olarak elde edilmiştir. Ayrıca CBCT-MicroCT arasında istatistiksel olarak anlamlı orta düzey bir uyum elde edilmemiştir (ICC=0,61; p<0,001). Micro parametrelerinin Mechanic test üzerindeki etkisi çoklu lineer regresyon yöntemi ile incelenmiş olup kurulan lineer regresyon modeli istatistiksel olarak anlamlı elde edilmiştir (F=5,995; p=0,001). Bağımsız değişkenlerin modele dahil edilmesinde Enter yöntemi kullanılmıştır. Bağımsız değişkenlere ait VIF değerleri incelendiğinde bağımsız değişkenler arasında çoklu bağlantı problemi yer almamaktadır (VIF<10). Modele ait determinasyon katsayısı 0,634 olarak elde edilmiştir. SMI ve Micro Voidspace bağımsız değişkenlerinin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi bulunmuştur (p değerleri sırasıyla (0,026; p<0,001). SMI değeri bir birim artığında Mechanic test 160,408 birim artmaktadır. Aynı şekilde Micro Voidspace değeri bir birim artığında Mechanic test değeri 4,977 azalmaktadır. Diğer değişkenlerin ise istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi bulunmamıştır (p>0,050). Micro parametrelerinin Mechanic test üzerindeki etkisinin stepwise eleminasyon yöntemi kullanılarak lineer regresyon analizi ile incelenmiş olup model 1 istatistiksel olarak anlamlı elde edilmiştir (F=27,348, p<0,001). Micro Voidspace değeri bir birim artığında Mechanic test değerleri 6,057 birim azalmaktadır (p<0,001). Model 1'e ait determinasyon katsayısı ise 0,503 olarak elde edilmiştir. Micro Voidspace bağımsız değişkenin olduğu modele Micro SMI değişkeninin eklenmesi ile elde edilen model 2'de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (F=21,536, p<0,001). Micro Voidspace değeri bir birim artığında Mechanic test değerleri 5,408 birim azalmaktadır (p<0,001). Micro SMI değeri bir birim artığında Mechanic test değerleri 120,026 birim artmaktadır (p=0,009). Modele 2'ye ait determinasyon katsayısı 0,612 olarak elde edilmiştir. CBCT parametrelerinin Mechanic test üzerindeki etkisi çoklu lineer regresyon yöntemi ile incelenmiş olup kurulan lineer regresyon modeli istatistiksel olarak anlamlı elde edilmiştir (F=4,225; p=0,005). Bağımsız değişkenlerin modele dahil edilmesinde Enter yöntemi kullanılmıştır. Bağımsız değişkenlere ait VIF değerleri incelendiğinde bağımsız değişkenler arasında çoklu bağlantı problemi yer almamaktadır (VIF<10). CBCT BVtv parametresinin VIF değeri 10 üzerinde olduğundan modelden çıkarılmıştır. Modele ait determinasyon katsayısı 0,498 olarak elde edilmiştir. Modelde yer alan bağımsız değişkenlerin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi bulunmamıştır (p>0,050). CBCT parametrelerinin Mekanik test üzerindeki etkisinin step Wise eliminasyon yöntemi kullanılarak lineer regresyon analizi ile incelenmiş olup model 1 istatistiksel olarak anlamlı elde edilmiştir (F=19,449, p<0,001). CBCT Void space değeri bir birim artığında Mekanik test değerleri 8,233 birim azalmaktadır (p<0,001). Model 1'e ait determinasyon katsayısı ise 0,438 olarak elde edilmiştir. CBCT Void space bağımsız değişkenin olduğu modele CBCT Tb.Sb değişkeninin eklenmesi ile elde edilen model 2'de istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (F=15,313, p<0,001). CBCT Void space değeri bir birim artığında Mekanik test değerleri 7,116 birim azalmaktadır (p<0,001). CBCT Tb.Sb değeri bir birim artığında Mekanik test değerleri 12,129 birim azalmaktadır (p=0,016). Modele 2'ye ait determinasyon katsayısı 0,524 olarak elde edilmiştir. Veriler IBM SPSS V23 ve R programı ile analiz edildi. Normal dağılıma uygunluk basıklık-çarpıklık değerlerine göre incelendi. CBCT ve mikro parametrelerinin Mekanik test üzerindeki etkisinin incelenmesinde lineer regresyon analizi kullanıldı. CBCT ve mikro arasındaki uyumun incelenmesinde Sınıf içi korelasyon katsayısı (ICC) ve Bland-Altman yöntemi kullanıldı. Önem düzeyi p<0,050 olarak alındı. Boş alan olarak adlandırılan yeni bir morfolojik ölçüm, trabeküler kemiğin mikro yapıları içindeki lokalize kemik kaybının boyutunu değerlendirmenin bir yolu olarak ortaya konmuştur. Birinci ve ikinci nesil HR-pQCT cihazlarında boş alanları bölümlere ayırma prosedürü, basitliği ve tam otomasyonu ile karakterize edilir. Yukarıda bahsedilen teknik, mevcut HR-pQCT analizinin basit bir uzantısıdır ve üretici tarafından sağlanan yazılım kullanılarak etkili bir şekilde yürütülebilir. Boş alan ölçümünü kullanmanın bir avantajı diğer yoğunluk ve morfolojik özelliklerden bağımsız olmasıdır. Bu, zahmetli olabilen ve manuel düzeltme gerektiren hatalara eğilimli olabilen endokortikal şekillendirmenin belirlenmesi ihtiyacını ortadan kaldırdığı için özellikle faydalıdır (Whittier ve diğerleri, 2021). Kemik yapısının ve mineral yoğunluğunun ölçümü ve analizi, hem genç hem de yaşlı bireyler de dahil olmak üzere çeşitli yaş gruplarındaki bireylerde kemik sağlığını geliştirmeye yönelik gelişmiş müdahalelerin geliştirilmesi ve doğrulanması açısından çok önemlidir. Geleneksel kemik morfometrik tekniklerinin kullanılması, kemik yapısını karakterize etmek, ölçmek ve görsel olarak temsil etmek amacıyla mikro bilgisayarlı tomografi (μCT) verilerinin incelenmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Bununla birlikte, bu tür analizler çoğunlukla femur gibi uzun kemiklerin geleneksel analizine odaklanır. Yukarıda belirtilen ölçümler sıklıkla, süreçte kullanılanlar gibi atipik kemik numunelerinde yeni kemik oluşumunun ilgili modellerini veya eğilimlerini kapsamlı bir şekilde yakalamakta başarısız olur. rakam yenilenmesi. Hayvan deneylerinde yenilikçi ve karmaşık kemik modellerinin artan kullanımı ışığında, kemik analizi için geniş çapta dağıtılabilecek gelişmiş tekniklere acil bir ihtiyaç vardır. Bu yaklaşımlar, kemik mimarisinin doğru bir şekilde ölçülmesine ve görselleştirilmesine olanak sağlamalı, dolayısıyla tedavilerin daha titiz bir şekilde değerlendirilmesini ve hastalık koşullarının karakterizasyonunu kolaylaştırmalıdır (Hoffseth ve diğerleri, 2021). Çalışmalarının amacı, trabeküler bölmedeki lokalize kemik kaybını ve kemik yenilenmesini doğru bir şekilde ölçen sezgisel bir radyografik gösterge oluşturmaktı. 'Boşluk alanı' olarak adlandırılan bu ölçüm, doğrudan kemik durumunun boyutunu ölçer. 'Boşluk alanı' ifadesi operasyonel olarak kemiğin mikro mimarisi içinde mineralize trabeküllerden oluşan yapışkan bir ağdan yoksun alanlar olarak tanımlanır. Bu bölgenin kemik iliği içermesi beklendiğinden dokunun tamamından yoksun olması dikkat çekicidir. Bununla birlikte mineralize kemikten yoksundur (Whittier ve diğerleri, 2021). Kemik kırılganlığının değerlendirilmesinde çok sayıda yeni metodolojinin ortaya çıkması, kemik kuvvetinin sadece kütlesi tarafından değil aynı zamanda mikro yapısı tarafından da belirlendiği gerçeğine dikkat çekmiştir. Bu konuda oldukça etkili olduğu belirlenmiştir. Kemik kırılganlığının değerlendirilmesinde kemik mineral yoğunluğunun önemi yaygın olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, bazı yeni çalışmalar, kemik yoğunluğundan bağımsız olarak kemik yapısındaki küçük değişikliklerin, kırıklara karşı hassasiyetin artmasına yol açabileceğini gösteren kanıtlar sağlamıştır (Dalle Carbonare ve Giannini, 2004). Aynı vertebra kütlesi ve hacmine sahip bireylerde gözlenen kırıklar, mikro yapılarındaki farklılıklara bağlanmaktadır (Legrand ve ark. 2000). Kemiklerdeki mekanik mukavemetin kapsamlı değerlendirilmesi, kortikal kemik genişliği, kortikal kemik gözenekliliği, trabeküler kemik genişliği, trabeküler kemik formu, trabeküler trabeküller ve DA özellikleri gibi çeşitli faktörlerin dikkate alınmasını gerektirir. İskelet yapısındaki yatay trabeküllerin miktarı ilerleyen yaşla pozitif bir korelasyon göstermektedir. Atkinson'a (1967) göre, mevcut dikey trabeküllere uygulanan artan gerilimlere yanıt olarak, bunların kalınlaştığı görülmektedir. (Atkinson, 1967). Trabekül miktarı ile trabeküler kemiğin mekanik özelliklerine göre arasındaki mesafe arasındaki bağlantı 2002 yılında değerlendirildi ve çalışmada trabeküler kemik özellikleri ile Young modülü arasındaki ilişki araştırıldı. Kırılganlığın değerlendirilmesinde önemli bir parametre kemik mineral içeriğidir. yoğunluk parametresine kıyasla daha güçlü bir ilişkinin var olduğunu keşfettiler (Newitt ve diğerleri, 2002). (TV değerinin) kemiğin basınç dayanımının tahmininde etkinlik gösterdiğine dair bir öneri bulunmaktadır.(Wojnar ve ark., 2019) konuyu daha da detaylandırmıştır. CBCT, µCT ve CT gibi tomografik görüntüleme tekniklerinden yararlanılarak elde edilen BS/TV ve BV/TV olmak üzere üç farklı faktörün kemiğin basınç dayanımına etkisinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna varılmıştır. önemli. BS/TV ve BV/TV parametreleri sırasıyla mikro bilgisayarlı tomografi (μCT) ve geleneksel teknik (CBCT) yöntemleri kullanılarak elde edildi. Basınç dayanımının diğer parametrelere göre tahmin edilmesi istatistiksel olarak anlamlı bir fark ortaya çıkarmıştır. .(Wojnar ve diğerleri, 2019). 2013 yılında yapılan bir çalışmada, insan deneklerde trabeküler kemik skoru (TBS) ile lomber omurların mikro mimarisi ve mekanik özellikleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma, trabeküler kemik skorunun (TBS) vertebral trabeküler mikro mimarinin göstergesi olduğunu ve vertebral mekaniği öngörmede ayrı bir faktör olarak değerlendirilebileceğini ortaya çıkardı (Roux ve diğerleri, 2013). Morfolojik faktörler, trabeküler mimarinin özelliklerini ve modelleme ve yeniden modelleme süreçlerindeki değişimini belirlemede önemli bir değere sahiptir. BV/TV ve anizotropi kombinasyonunun, diğer morfolojik indekslerle karşılaştırıldığında kemik trabeküllerinin sertliğini belirlemede daha etkili olduğu kanıtlanmıştır. Trabeküler mekaniği in vivo değerlendirmenin doğruluğunu arttırmak için araştırmacıların kullanılan görüntüleme ekipmanlarını ve metodolojilerini geliştirmeye odaklanmaları zorunludur. Bu iyileştirme, kemik hacmi fraksiyonu (BV/TV) ölçümlerinin hassasiyetini geliştirmeyi amaçlamalı ve kemik anizotropisinin dikkate alınmasını içermelidir. Özellikle, kemik anizotropisinin dahil edilmesi şu anda yüksek çözünürlüklü CT kullanımı yoluyla periferik bölgelerde mümkündür (Maquer ve diğerleri, 2015). Teo ve ark. (2007) µCT ve CT görüntüleme yöntemlerini kullanarak kemiğin mikro yapısını değerlendirdikleri bir çalışma yürütmüşlerdir. Değerlendirmelerinde değerlendirilen parametreler BV/TV, SMI, Tb.Th ve Tb.Sp idi. Yazarlar bu özelliklerin kemiğin mekanik özellikleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ileri sürmüştür (Teo ve ark., 2007). Kaya ve Koç, (2021) tarafından ex-vivo değerlendirme yöntemlerinin altın standardı ve µCT görüntüleme teknolojisi ile belirlenen mikro yapı parametrelerinin kullanımına odaklanan bir çalışma. Çalışma özellikle kemiğin basınç dayanımının belirlenmesinde BS/TV, BV/TV, FD, Tb/Th ve DA değerleri gibi parametrelerin kullanılmasının etkinliğini inceledi. Parametreler arasında bireysel olarak anlamlı farklılıklar görüldü. Kemiğin basınç dayanımı, mikro yapının tüm yönlerini içerecek şekilde CBCT ve µCT yöntemleri kullanılarak araştırıldı. BV/TV ve DA'nın basınç dayanımı tahmini üzerindeki etkisini değerlendirmek için çoklu regresyon modeli oluşturuldu. Sonuçlar, parametre değerlerini tahmin etmede hem BV/TV hem de DA'nın yeterli ve istatistiksel olarak anlamlı kabul edildiğini gösterdi. Parametrelerin istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi. Ayrıca µCT görüntüleme tekniği kullanılarak elde edilebilmektedir (Kaya ve Koç, 2021). Bu çalışmada aynı mikro mimari kemik parametreleri (DA, Conn.Dens., FD, SMI, Tb.Th, Tb.Sp, Bs/Tv, Bv/Tv) yeni parametrenin eklenmesiyle incelenmiştir ( void space), tüm numuneler CBCT ve µCT cihazlarıyla tarandı ve elde edilen taramalardan farklı parametre değerleri hesaplandı. Mikro-CT ve CBCT arasındaki uyumluluğu incelemek için toplanan verilere Bland-Altman analizi uygulandı. Hesaplama, CBCT ve Mikro yöntemler arasında DA değerlerinde ortalama -0,1284'lük bir fark ortaya çıkardı. Ayrıca gözlenen ortalama farkın sıfırla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p<0,001). Minimum anlaşma eşiği -0,3404, maksimum anlaşma eşiği ise 0,0836 olarak hesaplandı. Ayrıca çalışma, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (MicroCT) arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde uyum bulunmadığını ortaya koydu (ICC=0,094; p=0,317). Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ve mikroskopi tekniklerinden yararlanılarak elde edilen veriler Conn tarafından elde edildi. Yoğunluk değerlerindeki ortalama fark 0,0037 olarak hesaplandı ve 0 değeriyle karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu görüldü ( p<0,001). Araştırmacılar anlaşmanın alt sınırını -0,0002, anlaşmanın üst sınırını ise 0,0076 olarak belirlediler. Ayrıca çalışma, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (MicroCT) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum olmadığını ortaya çıkardı; bu, düşük sınıf içi korelasyon katsayısıyla da kanıtlanıyor (ICC=0,006; p=0,488). Koni Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (CBCT) ve Mikro yöntemlerden elde edilen FD değerlerindeki değişimlerin ortalaması 0,2856 olarak hesaplandı. Ayrıca ortalama varyansta istatistiksel olarak anlamlı bir sonuçla sıfırdan kayda değer bir sapma fark edildi (p<0,001). Minimum anlaşma eşiği -0,1374 olarak belirlenirken maksimum anlaşma eşiği 0,7085 olarak hesaplandı. Ayrıca çalışmamızda konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (Mikro-BT) arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde uyum olmadığı ortaya çıktı (ICC=-0,017; p=0,534). CBCT ve Mikro-CT yöntemleriyle elde edilen SMI okumaları arasındaki ortalama fark 0,3553 olarak belirlendi. Ayrıca, gözlemlenen ortalama farkın, 0,01'lik bir p değeriyle gösterildiği gibi, sıfırla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Anlaşmanın alt limiti -0,9391 olarak belirlenirken, anlaşmanın üst limiti 1,6497 olarak hesaplandı. Ayrıca çalışma, KIBT ile MikroBT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum eksikliği olduğunu ortaya çıkardı; bu, sınıf içi korelasyon katsayısının oldukça düşük olmasıyla da kanıtlanıyor (ICC=0,039; p=0,422). Araştırmacılar, CBCT ve Mikro-BT yöntemleri arasındaki TbTh ölçümlerindeki ortalama farklılığı hesaplayarak -3,5446 değerini elde etti. Ayrıca gözlenen ortalama farkın sıfırla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir (p<0,001). Minimum uyum eşiği -9,596, maksimum uyum eşiği ise 2,5068 olarak hesaplandı. Ayrıca konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (Mikro-BT) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum eksikliğinin keşfedildiğinin altını çizmek önemlidir (ICC=0,005; p=0,491). KIBT ve Mikro yöntemlerden elde edilen TbSb okumalarındaki farkların ortalama değeri -10,7243 olarak belirlendi. İstatistiksel analiz, tahmin edilen ortalama farkın istatistiksel olarak sıfırdan anlamlı olduğunu ortaya çıkardı (p<0,001). Uyumluluğun alt sınırı -25,6576, üst uyumluluğun sınırı ise 4,2089 olarak belirlendi. Ayrıca çalışmanın bulguları, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (Mikro-BT) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum bulunmadığını göstermiştir (ICC=-0,182; p=0,823). Araştırmacılar, CBCT ve Mikro yöntemler arasındaki BS/tv ölçümlerindeki ortalama tutarsızlığı 0,026 olarak hesapladılar. İstatistiksel analiz, gözlenen ortalama farkın sıfırla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olmadığını gösterdi (p = 0,061). Anlaşmanın alt sınırı -0,109 olarak belirlenirken, anlaşmanın üst sınırı ise 0,161 olarak belirlendi. Ayrıca çalışma, KIBT ile Mikro-BT arasında sınıf içi korelasyon değerinin de gösterdiği gibi istatistiksel olarak anlamlı bir uyum olmadığını ortaya çıkardı (ICC=0,021; p=0,457). KIBT ve Mikro-BT yöntemlerinden elde edilen BV/tv değerleri arasındaki farkların ortalama değeri -0,0196 olarak hesaplandı. Ayrıca gözlenen ortalama farkın sıfıra göre istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü (p=0,444). Minimum anlaşma eşiği -0,2767 olarak belirlenirken, maksimum anlaşma eşiği 0,2375 olarak hesaplandı. Ayrıca çalışma, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (Mikro-BT) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir uyum olmadığını da ortaya koydu (ICC=-0,184; p=0,826). Koni Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (CBCT) ve Mikro yöntemler arasında Void space değerleri açısından hesaplanan ortalama fark 42,6336 olarak bulunmuştur. Ayrıca gözlenen ortalama farkın sıfırla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p < 0,001). Minimum uyum eşiği 4,852 olarak belirlendi ancak maksimum uyum eşiğinin 80.4152 olduğu görüldü. Ayrıca çalışma, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ile mikro bilgisayarlı tomografi (Mikro-BT) arasında istatistiksel olarak anlamlı orta düzeyde bir uyumun bulunmadığını ortaya çıkardı (ICC=0,61; p<0,001). Çeşitli parametrelerin kemik kompresyon kuvveti üzerindeki etkisi değerlendirilirken Düzeltilmiş R2 değeri 0,753 olarak belirlendi. Optimal tahmin modelinde BV/TV ve DA parametreleri en etkili faktörler olarak belirlenmiştir. Bu senaryo µCT yaklaşımıyla elde edilen parametrelerin yalnızca sınırlı bir kısmını temsil eder. BV/TV ve DA parametrelerinin toplu olarak modelin %75,3'ünü oluşturduğunu tanımlayan çoklu regresyon modeli keşfedilmiştir. Mikroyapı, Koni Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (CBCT) görüntüleme tekniği kullanılarak incelendi. Çeşitli faktörler ile basınç dayanımı arasındaki bağlantıyı incelemek için başka bir çoklu regresyon analizi yapıldı. BV/TV ve DA parametrelerine ek olarak Con. Dens parametresinin de önemli bir etkisi oldu. Bu bulgulara dayanarak kesin bir açıklama yapılabilir. Yukarıda belirtilen sonuç, daha önce yapılan çalışmalarla paralel olarak yapılan araştırmanın doğrudan bir sonucudur (Kaya ve Koç, 2021). Çalışmada mikro-CT parametrelerinin Mekanik test üzerindeki etkisini çoklu doğrusal regresyon tekniğini kullanarak inceledik. Sonuçlar bu amaçla oluşturulan doğrusal regresyon modelinin istatistiksel anlamlılığa sahip olduğunu göstermiştir (F = 5,995; p = 0,001). Bağımsız değişkenleri modele entegre etmek için Enter yöntemi kullanıldı. Bağımsız değişkenlere ilişkin Varyans Enflasyon Faktörü (VIF) değerlerinin analizi yapıldıktan sonra bu değişkenler arasında yakınsama endişesine dair herhangi bir kanıtın bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu sonuç, tüm VIF değerlerinin 10 eşiğinin altında olmasıyla desteklenmektedir. Model için öngörülen belirleme katsayısının 0,634 olması önceki araştırmalarla uyumludur. Araştırmanın bulguları, sırasıyla 0,026 ve 0,001'den düşük p değerleri ile bağımsız değişkenler SMI ve Mikro-CT Void alanının istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğunu gösterdi. SMI değeri 1 birim artırıldığında Mekanik testte 160.408 birimlik artış gözlenmektedir. Benzer şekilde, Mikro Boşluklar tempo değerindeki bir birimlik marjinal artışın, Mekanik test değerinde buna karşılık gelen 4,977'lik bir düşüşe yol açtığı gözlemlenebilir. Çalışmadaki geri kalan değişkenlerin, 0,050'nin üzerindeki p değeriyle kanıtlandığı gibi, istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi yoktu. Verilere eleme yöntemi kullanılarak doğrusal regresyon analizi ile Mikro-CT parametrelerinin Mekanik test incelemesi üzerindeki adım adım etkisi uygulandı. Mikro-CT parametrelerinin mekanik test üzerindeki etkisinin sıralı bir şekilde gözlemlenebildiğini gördük. Verilere eleme stratejisi kullanılarak doğrusal regresyon analizi yapıldı ve model 1'in istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi (F=27,348, p<0,001). Micro Void alanı değerinde 1 birimlik artış olduğunda Mekanik test değerlerinde 6.057 birimlik istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olmaktadır (p<0.001). Model 1 için belirleme katsayısı 0,503 olarak hesaplanmıştır. İstatistiksel analiz, Micro-CT SMI parametresinin, Micro Void alanının bağımsız değişken olarak görev yaptığı modele dahil edilmesinin, istatistiksel olarak anlamlı bir model ortaya çıkardığını gösterdi (F=21.536, p<0.001). Micro-CT Void alanının değeri bir birim artırıldığında Mekanik test değerlerinde istatistiksel olarak 5.408 birimlik anlamlı bir azalma görülmektedir (p<0.001). Micro-CT SMI değeri bir birim arttığında, Mekanik test değerleri buna karşılık gelen bir artış gösterir. 120,026 birim (p = 0,009). Model 2 için belirleme katsayısı 0,612 olarak hesaplanmıştır. CBCT parametrelerinin Mekanik test üzerindeki etkisi çoklu doğrusal regresyon analizi ile incelendiğinde, elde edilen 4,225 F değeri ve 0,005 p değeri temel alınarak doğrusal regresyon modelinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu ortaya çıktı. Bağımsız değişkenleri modele entegre etmek için Enter yöntemi kullanıldı. Bağımsız değişkenlere ait Varyans Enflasyon Faktörü (VIF) değerlerinin analizi yapıldığında bu değişkenler arasında çoklu doğrusallık belirtisinin olmadığı görülmektedir. Bu, tüm VIF değerlerinin 10 eşiğinin altında olmasıyla desteklenmektedir. CBCT Bv/Tv parametresi, Varyans Enflasyon Faktörü (VIF) değeri 10 eşiğinin üzerinde olduğundan modelden çıkarılmıştır. Model için tahmin edilen belirleme katsayısı şu şekildedir: 0,498. Model bağımsız değişkenler üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etki yaratmadı (p>0,050). CBCT parametrelerinin mekanik test incelemesine aşamalı etkisi, eleme yöntemi kullanılarak doğrusal regresyon analizi ile uygulandı. Temel amacımız, farklı CBCT ayarlarının mekanik test sonuçları üzerindeki artan etkisini incelemekti. Veriler, eleme stratejisi kullanılarak doğrusal regresyon analizine tabi tutuldu ve bu, model 1'in istatistiksel olarak anlamlı olarak seçilmesine yol açtı (F=19,449, p<0,001). CBCT Void space'in değeri bir birim artırıldığında Mekanik testten alınan puanlarda istatistiksel olarak 8,233 birimlik (p<0,001) anlamlı bir azalma görülmektedir. Model 1 için belirleme katsayısı 0,438 olarak hesaplanmıştır. İstatistiksel analiz, CBCT TbSb değişkeninin halihazırda bağımsız değişken CBCT Void alanını kapsayan mevcut modele dahil edilmesinin istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç verdiğini gösterdi (F=15,313, p<0,001). CBCT Void space değeri 1 birim arttığında Mekanik test değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı 7,116 birimlik düşüş görülmektedir (p<0,001). Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (CBCT) Trabeküler Kemik Skoru (TbSp) değeri bir birim arttığında, Mekanik test değerlerinde buna bağlı olarak 12,129 birimlik bir azalma söz konusudur (p=0,016). Model 2 için hesaplanan belirleme katsayısı 0,524 olarak belirlendi.