Tıpta Uzmanlık Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14720/13
Browse
Browsing Tıpta Uzmanlık Tezleri by Author "Adalı, Ertan"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
specialization-in-medicine.listelement.badge Adrenomedullin and Calcitonin Gene-Related Peptide Levels in Preeclamptic and Normal Pregnants and the Relationship Between Doppler Parameters and Severity of the Disease With These Levels(2011) Erol, Şerafettin; Adalı, ErtanPreeklampsi, kural olarak 20. gebelik haftasından sonra ortaya çıkan, daha çok primigravid gebelerde izlenen, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülen, maternal-fetal mortalite ve morbiditenin en önde gelen nedenlerinden olan bir multisistem hastalık olup patogenezi net bilinmemektedir. Hastalığın gebeliğin hangi evresinde başladığı ve gidişi feto-maternal morbidite ile yakından ilişkilidir. Hastalık sürecini başlatan ve dolayısıyla patolojiyi ortadan kaldıracak ya da bozulmuş olan dengeyi yerine koyacak uygun tedavi bilinmediğinden geçmiş tecrübelere dayanarak antikonvulsif ve antihipertansif tedavi, anne ve bebek hayatının tehlikeye girdiği durumlarda ise doğum, hastalığın tanımlanmasından günümüze kadar uygulanan standart tedavi olmuştur. Tüm bu nedenlerle gebeliği preeklampsi ile komplike olacak gebeleri önceden tanıyabilmek için bazı belirteçler bulunmaya çalışılmış, günümüze kadar yapılmış olan birçok araştırmaya rağmen halen hastalığın gelişimini öngörebilecek yüksek sensitivite ve spesifiteye sahip belirteçler tespit edilememiştir. Preeklampsi, patogenezi halen tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, plasental mikrodolaşımdaki değişikliklerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Maternal spiral arterlerin yetersiz trofoblastik invazyonu, düşük dirençli uteroplasental dolaşım gelişiminde başarısızlık oluşturarak yetersiz plasentasyona neden olmaktadır. Ayrıca preeklampsinin patogenezinde ve klinik tablonun oluşumunda yaygın vazokonstrüksiyona bağlı olarak gelişen artmış sistemik vasküler direncin de rol oynadığı bilinmektedir. Oluşmuş olan bu sistemik vazokonstrüksiyona karşı direnen sistemik vazodilatörlerde mevcuttur. Adrenomedullin (ADM) ve Kalsitonin Gen İlişkili Peptid (CGRP) aynı aileden olan güçlü birer vazodilatatörlerdir. Bu iki maddenin dolaşımdaki seviyeleri preeklampsinin patogenezinde rol oynayabilir. Preeklampsi gelişen gebelerde çeşitli fetal olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuzlukları belirlemenin yollarından biri de fetal doppler parametrelerinin incelenmesidir. Doppler bozuklukları, bazı maternal vazodilatatör seviyeleriyle ilşkileri olabilir.Bu çalışmadaki amacımız, hafif ve şiddetli preeklampsi ile komplike olmuş gebeler ve normal gebeler arasındaki bu maddelerin konsantrasyonlarını klinik bulgular ve perinatal sonuçlar eşliğinde karşılaştırmak ve preeklampsili hastalarda umbilikal arter patolojik Doppler bulguları ile bu maddelerin seviyeleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktırAnahtar kelimeler: Preeklampsi, Adrenomedullin, Kalsitonin Gen-ilişkili Peptid, Dopplerspecialization-in-medicine.listelement.badge Comparison of Imparied Doppler Indexes With Urotensin -2 Concentration of Plasma in Pragnancy Related Hypertensive Patient(2009) Demir, Mehmet Kadri; Adalı, ErtanPreeklampsi, insan gebeliklerini komplike eden, daha çok primigravid gebelerde izlenen, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülen, maternal ve fetal mortalite ve morbiditenin en önde gelen nedenlerinden olan bir multisistem hastalığıdırHastalığın gebeliğin hangi evresinde başladığı ve gidişi fetomaternal morbidite ile yakından ilişkilidir. Patolojik süreci başlatan ve dolayısıyla patolojiyi ortadan kaldıracak ya da bozulmuş olan dengeyi yerine koyacak definitif tedavi bilinmediğinden geçmiş tecrübelere dayanarak antikonvulsif ve antihipertansif tedavi; anne ve bebek hayatının tehlikeye girdiği durumlarda ise doğum, hastalığın tanımlanmasından günümüze uygulanan standart tedavi olmuştur. Tüm bu nedenlerle gebeliği preeklampsi ile komplike olacak gebeleri önceden tanıyabilmek için markerlar bulunmaya çalışılmış, günümüze kadar yapılmış olan birçok araştırmaya rağmen halen hastalığın gelişimi öngörebilecek yüksek sensitivite ve spesifiteye sahip belirteçler tespit edilememiştir. Preeklampsi, patogenezi halen tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, plasental mikrodolaşımdaki değişikliklerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Maternal spiral arterlerin yetersiz trofoblastik invazyonu, düşük dirençli uteroplasental dolaşım gelişiminde başarısızlık oluşturarak yetersiz plasentasyona neden olmaktadır. Ayrıca preeklampsinin patogenezinde ve klinik tablonun oluşumunda yaygın vazokonstrüksiyona bağlı olarak gelişen artmış sistemik vasküler direncin de rol oynadığı bilinmektedir. Ü- II güçlü bir vazokonstriktördür. Preeklampsinin patogenezinde rol oynayabilirBu çalışmadaki amacımız preeklampsili ve normal gebeler arasındaki U-II konsantrasyonlarını klinik bulgular ve perinatal sonuçlar eşliğinde karşılaştırmak ve preeklampsili hastalarada umbilikal ve uterin arter patolojik Doppler bulguları ile U-II seviyeleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.