Browsing by Author "Alev, Nigar"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis The Impact of Renewable Energy and Non-Renewable Energy Consumption on Economic Growth in Turkey(2024) İliklerden, Şilan Arslan; Alev, NigarEkonomik büyüme, ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen temel faktörlerden biri olup, her zaman farklı değişkenlerle birlikte incelenmiştir. Bu bağlamda, ekonomik büyümenin kaynaklarının araştırılması ve iktisadi politikaların oluşturulması, sürdürülebilir büyüme için büyük önem taşımaktadır. Küreselleşme süreciyle birlikte, ülkeler ekonomik büyüme sürecine girmiştir ve bu süreçte enerji, büyümenin temel girdisi olarak büyüme modellerinde önemli bir yer tutmaktadır. 1973 ve 1979 yıllarındaki petrol krizleri, enerjinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini daha da vurgulamıştır. Bu çalışmada, Türkiye'de yenilenebilir enerji tüketimi ile yenilenemeyen enerji tüketiminin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi, ARDL sınır testi yöntemiyle analiz edilmiştir. 1990-2021 dönemi için Türkiye'ye ait zaman serisi verileri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, değişkenler ADF (Genişletilmiş Dickey-Fuller) ve PP (Phillips-Perron) birim kök testlerine tabi tutulmuş ve tüm değişkenlerin birinci farkta durağan olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, uzun dönem analizinde değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi bulunmuştur. Kısa dönemde, yenilenebilir enerji tüketimindeki %1'lik bir artış, ekonomik büyümeyi %0.304426 oranında artırırken, yenilenemeyen enerji tüketimindeki %1'lik bir artış ise ekonomik büyümeyi %0.954432 oranında artırmaktadır. Uzun dönemde ise, yenilenebilir enerji tüketimi ve yenilenemeyen enerji tüketimindeki %1'lik bir artış sırasıyla ekonomik büyümeyi %0.280938 ve %3.654517 oranında artırmaktadır. Granger nedensellik testi sonuçlarına göre, yenilenebilir enerji tüketimi ve yenilenemeyen enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında tek yönlü bir nedensellik ilişkisi gözlemlenmiştir.Master Thesis Investigation of the Impact of Exchange Ratevolatility on Inflation and Unemployment in Turkey(2024) Samsa, Hasan; Alev, NigarDöviz kuru oynaklığı, bir ekonominin istikrarını etkileyen önemli bir unsur olarak kabul edilmektedir. Enflasyon ve işsizlik oranları, ekonomik performansın temel göstergeleri arasında yer almakta ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların bu göstergeler üzerinde önemli etkiler yaratabileceği belirtilmektedir. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde döviz kuru oynaklığının enflasyon ve işsizlik üzerindeki etkilerinin daha belirgin olduğu vurgulanmaktadır. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı Türkiye'de enflasyon ve işsizliğin döviz kuru oynaklığı ile ilişkisini incelemektir. Araştırma, literatür taraması ve ekonometrik analiz yöntemlerini kullanarak gerçekleştirilmiştir. Kullanılan veri setleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kaynaklı olup, 2014-2023 dönemine ait çeyreklik verileri kapsamaktadır. Değişkenler arasındaki ilişki, zaman serisi analizi ve regresyon modelleri yardımıyla değerlendirilmiştir. Analiz sonuçları, döviz kuru oynaklığının enflasyon üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğunu ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların enflasyonu artırma eğiliminde olduğunu ortaya koymaktadır. İşsizlik oranı ile döviz kuru oynaklığı arasındaki ilişki ise daha karmaşık bir yapı göstermekte; belirli dönemlerde pozitif, diğer dönemlerde ise negatif etkiler gözlemlenmektedir. Bu durum, işsizliğin yalnızca döviz kuru oynaklığına değil, aynı zamanda diğer makroekonomik değişkenlere de bağlı olarak değişkenlik gösterebileceğini göstermektedir. Nedensellik analizinden elde edilen bulgular, para arzı, reel döviz kuru ve döviz kuru oynaklığının enflasyonun belirleyicisi olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte döviz kuru ve döviz kuru oynaklığının işsizlikle olan ilişkisine dair anlamlı bir bulguya ulaşılamamıştır.Article Is the Romer Hypothesis Valid for Newly Industrialized Countries? Evidence From Panel Ardl(Univ Islam indonesia, 2024) Celik, Huseyin; Alev, Nigar; Erdemli, MuhyettinPurpose & horbar; This study investigates the effect of trade openness on inflation, referred to as the Romer hypothesis, for Newly Industrialized Countries (NICs) from 1990 to 2022. Methods & horbar; It uses a panel ARDL method and the Dumitrescu-Hurlin (2012) causality test. Economic growth, credit, and money supply are included in the model as independent variables. Findings & horbar; The findings reveal no statistically significant long-term and short-term relationships between trade openness and inflation. However, money supply has statistically significant positive effects on inflation in the long run, while economic growth and credit exhibit no statistically significant impact. In the short run, money supply and economic growth reduced inflation. According to the Dumitrescu-Hurlin (2012) panel causality test, a bidirectional relationship exists between inflation and economic growth, money supply, and credit, while a unidirectional relationship is observed between inflation and trade openness. Implications & horbar; Reducing the external dependency of sectors that rely on imported inputs is necessary to mitigate the adverse effects of trade openness on inflation in NICs. It is crucial to ensure that monetary policy helps align money supply and credit expansions with real sector trends. Originality & horbar; This research is pioneering in its focus on testing the Romer hypothesis for Newly Industrialized Countries (NICs).Article Likidite Riski ve Finansal Performans İlişkisi: Özel ve Yabancı Sermayeli Bankalar İçin Karşılaştırmalı Bir Analiz(2023) Alev, NigarYetersiz likidite, banka başarısızlığının ana nedenlerinden biri olmakla birlikte, likit varlıkların sahip olduğu düşük likidite primi, yani likit olmayan varlıklara göre getirisinin daha düşük olması da banka başarısızlıklarına yol açabilmektedir. Bu nedenle likidite riski ve likidite riski yönetimi bankaların önem vermesi gereken konulardandır. Bu bağlamda bu çalışmada, Türkiye'deki 8 özel ticari banka ve 11 yabancı sermayeli ticari bankanın performansı ile likidite riski ve likidite riski yönetimi arasındaki ilişkinin 2010 yılının ilk çeyreğinden 2022 yılının dördüncü çeyreğine kadar incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla ortalama aktif getirisi ve ortalama özsermaye getirisi oranının bağımlı değişken olduğu iki farklı model kurulmuştur. Finansman açığının toplam varlıklara oranı, toplam kredinin toplam varlıklara oranı, likit varlıkların toplam varlıklara oranı, toplam öz sermayenin toplam varlıklara oranı, toplam varlıkların doğal logaritması, toplam kredilerin toplam mevduatlara oranı ve likit aktiflerin kısa vadeli yükümlülüklere oranı modellerde yer alan bağımsız değişkenlerdir. Bankalara ait veriler Türkiye Bankalar Birliğinin veri tabanından elde edilmiştir. Oluşturulan modeller Esnek Genelleştirilmiş En Küçük Kareler yöntemi ile tahmin edilmiştir. Regresyon analizlerinden elde edilen bulgular yabancı sermayeli bankaların likidite riski yönetiminde daha başarılı olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuca paralel olarak bulgular, likidite riskinin yabancı sermayeli bankaların performansını arttırdığı özel sermayeli bankaların performansını düşürdüğünü göstermiştir.Article Likidite Riski Yönetiminin Türkiye’deki Özel Ticari Bankalarının Kârlılığı Üzerindeki Etkisi: 2010-2021 Dönemi İçin Bir Analiz(2024) Alev, NigarBankaların temel işlevi, kısa vadeli mevduatları uzun vadeli krediye dönüştürmektir. Bu rol, bankaları doğası gereği likidite riskine karşı savunmasız hale getirir. Bu çalışmanın amacı, likidite riskinin Türkiye’de faaliyette bulunan özel sermayeli ticari bankaların karlılığı üzerindeki etkisini incelemektir. Verileri eksiksiz elde edilebilen sekiz özel ticari bankanın 2010-2021 dönemine ilişkin yıllık verileri Türkiye Bankalar Birliği’nin veri tabanından elde edilmiştir. Likidite risk yönetimi değişkenleri ile banka karlılığı arasındaki ilişkinin doğasını belirlemek için tanımlayıcı istatistikler, korelasyonlar ve regresyon analizleri kullanarak elde edilen ikincil verileri değerlendirmek için Stata 17 istatistiksel yazılım programı kullanılmıştır. Korelasyon analizi bulgularına göre, likit varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere oranı, likit varlıkların toplam mevduatlara oranı ve toplam kredilerin toplam varlıklara oranı negatif bir korelasyona sahiptir. Buna karşılık, kredinin toplam mevduatlara oranı karlılık ile pozitif ilişkilidir. Regresyon bulgularına göre, likit varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere oranı ve kredilerin toplam varlıklara oranı Türkiye’de faaliyette bulunan özel ticari bankaların karlılığı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve negatif etkilere sahiptir. Buna karşılık, kredilerin toplam mevduatlara oranı bankaların karlılığını olumlu etkilemektedir.Article Maliye Politikası Uygulamalarının İktisadi Büyümeye Etkisinin Asean Ülkeleri Örneğinde İncelenmesi(2024) Alev, NigarGelişmekte olan ekonomilerde, hükümet sürdürülebilir iktisadi büyümenin sağlanmasında aktif bir rol oynamak zorundadır. Bu nedenle iktisadi büyümenin sağlanmasında maliye politikası uygulamaları hükümetin önemli bir aracıdır. Maliye politikasının önemli bir kısmı, kamu harcamalarının yanı sıra vergilendirmedir. Birçok iktisatçı, kamu harcamalarının ve vergilerin bir ülkenin büyüyüp kalkınmasını sağlayan en önemli faktörler olduğuna inanır. Kamu harcamaları, güçlü ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek için hükümetler tarafından etkili bir politika aracı olarak kullanılır. Hükümetler özel sektör harcamalarını artıracak bütçe genişlemesi yoluyla ekonomik büyümeyi teşvik ederek çarpan etkisi yoluyla ekonomik büyümeyi sağlamayı hedefler. Ancak kamu harcamalarındaki artış kimi zaman daha yüksek bir GSYİH ile sonuçlansa da genel ekonomik kalkınma dışlama etkileri nedeniyle engellenebilir. Harcanabilir gelir üzerindeki etkisi nedeniyle, vergiler genellikle hane halkının daha az harcama ve daha fazla tasarruf etme, tedariksiz iş gücü ve insan sermayesine yatırım yapma kararlarını etkiler. Ayrıca yüksek vergi oranları yerli ve yabancı doğrudan yatırımları caydırdığı ve böylece ekonominin uzun vadeli büyümesini olumsuz yönde etkilediği ölçüde, vergiler sermaye maliyetini yükseltebilir ve insanların yatırım yapma isteklerini azaltabilir. Bu kapsamda kamu harcamaları ve vergilerdeki değişimlerin ekonomik büyüme üzerinde farklı etkilerde bulunabileceği beklenmektedir. Bu kapsamda, çalışmada özellikle ASEAN ülkelerinde kamu harcamaları ve vergi gelirlerinin iktisadi büyüme üzerindeki etkisi Panel Westerlund Panel Eşbütünleşme Testi, DOLSMG ve Panel Nedensellik Testleri yardımıyla incelenmiştir. Eşbütünleşme testi sonuçlarından kamu harcamaları ve kamu gelirlerinde yaşanan artışların ASEAN ülkelerinin iktisadi büyümesi üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nedensellik testi sonuçlarından iktisadi büyümeden kamu harcamalarına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin bulunduğu tespit edilirken iktisadi büyüme ile kamu gelirleri arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir.Master Thesis Relationship Between Public Expenditures and Economic Growth: a Comparative Analysis for Developed and Developing Countries(2025) Demirel, Erkan; Alev, NigarBu çalışma, kamu harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisini gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bağlamında karşılaştırmalı olarak analiz etmekte ve harcama türleri ile ülke gruplarına göre anlamlı farklılıklar gösterdiğini ortaya koymaktadır. Korelasyon analizleri, gelişmiş ülkelerde sağlık ve toplam kamu harcamalarının ekonomik büyüme ile negatif ilişkili olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde ise benzer şekilde sağlık, tüketim ve toplam kamu harcamalarının büyümeyi olumsuz etkilediğini göstermiştir. Yatay kesit bağımlılığı ve homojenlik testleri, ülkeler arasında ortak şoklara duyarlılığı ve gelişmiş ülkelerde politika etkilerinin daha heterojen olduğunu ortaya koyarken, ikinci kuşak birim kök testleri ile Westerlund panel eşbütünleşme testleri, kamu harcamaları ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli ilişkilerin varlığını teyit etmiştir. CCE yöntemi ile yapılan tahminler, kamu harcamalarının etkisinin ülkelere göre değişkenlik gösterdiğini; gelişmekte olan ülkelerde ise bu etkinin genellikle negatif olduğunu göstermektedir. Granger nedensellik analizleri ise kamu harcamaları ile ekonomik büyüme arasında çift yönlü bir ilişki olduğunu ortaya koyarak, büyümenin özellikle sağlık ve savunma harcamalarını yönlendirdiğini işaret etmektedir. Sonuç olarak, kamu harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkileri bağlamında, ülke bazlı hedefli politikalar geliştirilmesi, harcama kompozisyonuna dikkat edilmesi ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde mali disiplin ile kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.Article Türkiye'de Hisse Fiyatları Kanalının Etkinliğinin İncelenmesi: 2006-2022 Dönemi İçin Bir Analiz(2025) Alev, NigarPara politikasının baskın hedefi fiyat istikrarıdır, ancak düşük işsizlik ve sürdürülebilir ekonomik büyüme de genellikle önemli hedeflerdir. Merkez bankaları para politikalarının etkin bir şekilde uygulanabilmesinde çoğunlukla parasal aktarım mekanizması araçlarını dikkate alırlar. Özellikle son dönemlerde varlık fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar bu çalışmanın yapılmasını gerekli kılmıştır. Varlık fiyatları kanalı bünyesinde bulunan hisse senedi fiyatları kanalının işleyişi, Türkiye ekonomisi için 2006Q1-2022Q2 dönemini kapsayacak şekilde VECM yöntemiyle araştırılmıştır. VECM analizi sonuçlarına göre, faiz oranları ile para arzı, yatırımlar ve sanayi üretim endeksi arasında negatif uzun dönem ilişkisi tespit edilmiştir. Diğer taraftan hisse senedi değişkeni ile para arzı ve yatırımlar arasında pozitif; sanayi üretim endeksi arasında negatif uzun dönemli bir ilişki bulunmuştur. Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkinin tespitinden sonra uygulanan Granger nedensellik, varyans ayrıştırma ve etki-tepki yöntemleriyle hisse senedi kanalının reel ekonomi üzerinde kısmen etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.