Browsing by Author "Gök, Mustafa"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis An Analysis of Lgs Mathematics Questions in Terms of Pisa Mathematical Competency(2025) Yıldız, Birkan; Gök, MustafaMatematik öğretiminde öğrencilerin bilişsel gelişimini desteklemek ve uluslararası standartlarla uyumlu bir değerlendirme sistemi oluşturmak, sınav sorularının yapı ve içerik bakımından analiz edilmesini önemli hale getirmektedir. Bu araştırmanın amacı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) matematik sorularının, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü'nün (OECD) PISA temel matematik yeterlik düzeylerine göre dağılımını analiz etmektir. PISA temel matematik yeterlikleri; iletişim, strateji oluşturma, matematikleştirme, temsil, sembol kullanımı ve akıl yürütme olmak üzere altı temel bileşenden oluşmakta ve bu yeterlikler, sırasıyla 0'dan 3'e kadar dört farklı düzeyde değerlendirilmektedir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi deseni kullanılmıştır. Çalışma kapsamında, 2018-2024 yılları arasında uygulanan LGS matematik soruları doküman analizi yöntemiyle incelenmiş ve toplamda 140 soru analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, LGS matematik sorularının PISA temel matematik yeterlikleri düzeylerinde genellikle 2. düzeyde yoğunlaştığını göstermektedir. Özellikle, 2018 ve 2019 yıllarındaki sorular, orta ve yüksek zorluk seviyeleri arasında kısmen dengeli bir dağılım sergilerken, 2020 ve 2021 yıllarında üst düzey matematiksel yeterliklere daha fazla ağırlık verildiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte, 2023 ve 2024 yıllarında sınav sorularının daha dengeli bir yapıya yöneldiği ve orta düzey matematiksel yeterliklere odaklandığı gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, sınav sorularının zorluk seviyesi ve yeterlik dağılımında yıllara göre önemli farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırma bulguları, ders kitapları ve sınav soruları arasındaki uyumun sağlanması, öğrencilerin üst düzey matematiksel yeterliklerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılması ve sınav yeterlik düzeylerinin dengeli bir şekilde dağıtılmasının gerekliliğini vurgulamaktadır.Article Didactic Praxeologies Employed by Mathematics Teachers in Teaching the Inverse Function(2023) Gök, Mustafa; Erdoğan, AbdulkadirThis study investigates the praxeologies teachers use about the inverse function in the teaching process when the curriculum is changed. A case study, one of the qualitative research methods, was used in the study. The participants of the study were three experienced mathematics teachers. The data were collected by recording the teaching process of the teachers with a video camera and a voice recorder. The praxeological analysis method of the Anthropological Theory of Didactics (ATD) was used in the data analysis. The findings of the study show that teachers use two different praxeologies in the inverse function. The first one is praxeology based on informal mapping with the effect of the dominant definition of the concept of function in the curriculum, and this praxeology was used to introduce the concept of inverse function. The other praxeology, which shows the monoid structure more clearly, emerged due to both a necessity and the necessity to exhibit an approach appropriate to the curriculum in more complex tasks and was shaped as a mixed praxeology. It was determined that teachers did not structure both praxeologies well and made sudden transitions from one praxeology to another.Master Thesis The Effect of Mathematical Modeling Activites for 5th Grade Students in Countryside on Problem Solving, Motivation and Attitudes of Students(2022) Yiğit, Berna; Gök, MustafaBu çalışmanın amacı matematiksel modelleme etkinliklerinin kırsal kesimdeki 5. sınıf öğrencilerinin problem çözme becerisi, matematiksel motivasyon ve matematiğe yönelik tutumlarında etkisinin olup olmadığını araştırmaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmada uygun/kolayda örnekleme yöntemi kullanılmış olup, araştırmanın örneklemini Van'ın Muradiye ilçesinde bir devlet okulunda öğrenim gören 5. sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Problem Çözme Becerisi Ölçeği, Matematik Problemi Çözme Tutum Ölçeği ve Öğrenmede Motive Edici Stratejiler Ölçeği'nin motivasyon kısmı temel alınarak hazırlanmış Matematik Motivasyon Ölçeğinin uygulanması yoluyla elde edilmiştir. Ayrıca matematiksel modelleme etkinlikleri deneyimine ilişkin öğrencilerin görüşleri alınmıştır. Nicel verilerin analizi SPSS programı ile çözümlenmiştir. Kırsal kesimde öğrenim gören beşinci sınıf öğrencilerinde matematiksel modelleme uygulamalarının; öğrencilerin problem çözme becerisi, matematiksel motivasyon ve matematiğe yönelik tutum açısından ön test son test puanları arasında anlamlı farklılıklar bulunmadığı tespit edilmiştir. Ancak alt boyutlarda bazı artışlar olduğu tespit edilmiştir. Problem çözme becerisi alt boyutlarından anlama, uygulama, değerlendirme artış meydana geldiği görülmüştür. Matematik dersine yönelik motivasyon alt boyutlarından içsel hedef yönelimli, dışsal hedef yönelimli, öğrenme inancı, öz yeterlik düzeylerinde artış meydana geldiği görülmektedir. Matematik dersine yönelik tutumda hoşlanma alt boyutunda artış meydana geldiği görülmektedir. Matematiksel modelleme etkinliklerinin kırsal kesimde öğrenim gören öğrencileri destekleyecek şekilde yeniden yapılandırılarak daha uzun soluklu çalışmalar yapılması önerilmektedir.Article Examining the Attitude Change of Pre-Service Elementary School Teachers Towards a Course of Mathematics Education Within the Framework of Theory of Didactical Situations(2019) Akbaş, Elif Ertem; Gök, MustafaThis study investigated whether the training program given within the framework of theTheory of Didactical Situations (TDS) within a mathematics education course could changethe pre-service elementary teachers’ attitudes towards a mathematics education course in an11-week teaching process. In the study, the mixed method was used. The participants were 86pre-service elementary teachers (52 female and 34 male). In the study, the quantitative researchdata were collected using the Attitude Scale for Mathematics Education Courses (ASMEC),and the qualitative data were collected using semi-structured interviews. For the analysis of thequantitative data, paired samples t-test was applied, and for the analysis of the qualitative data,content analysis was conducted. The results revealed that the training program given in linewith TDS created a statistically significant difference between the pre-test and post-test scoresof the pre-service elementary school teachers with respect to their attitudes towards courses ofmathematics education (t(85)=-2.22, p=.029) and that there was no statistically significantdifference in terms of gender, though (t(84)=.987, p=.327 and t(84)=1.108, p=.258). It wasfound that the training program given in accordance with TDS had a positive influence onchanging and developing the attitudes of the pre-service elementary teachers towardsmathematics education courses.Master Thesis Examining the Opinions of Pre-Service Elementary Teachers on Constructive Activity Development Processes and Activity Development Status(2021) Gep, Melisa; Gök, MustafaGünümüzde eğitim fakültelerinin öğretim programlarında yapılandırmacı yaklaşım ilkeleri egemen bir şekilde yer almaktadır. Ancak bunun alan eğitimi derslerinde öğretmen adayları tarafından ne ölçüde bilindiği ve etkinlik tasarımında nasıl kullanıldığı açık bir şekilde ortaya çıkarılmamıştır. Bu çalışmanın amacı Didaktik Durumlar Teorisi (DDT) çerçevesinde tasarlanan etkinlikleri deneyimleyen sınıf öğretmeni adaylarının yapılandırmacı yaklaşıma uygun etkinlik geliştirme durumlarındaki değişimi ve yapılandırmacı yaklaşım doğrultusunda tasarlanacak bir ortamın bileşenlerine ilişkin bilgilerindeki değişimi ortaya çıkarmaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2019-2020 öğretim yılında Doğu Anadolu Bölgesi'nde bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 56 sınıf öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen yapılandırmacı ortamlar bilgi formu ile toplanmıştır. Bu form sınıf öğretmeni adayları tarafından DDT çerçevesinde verilen eğitimin öncesinde ve sonrasında doldurularak yapılandırmacı ortamlara yönelik onların bilgilerindeki değişim ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Verilerin analizi için gerekli temalar yapılandırmacı yaklaşımının bileşenlerini içeren çalışmalardan sentezlenerek oluşturulmuştur. Verilerin analizinde betimsel ve içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular; DDT çerçevesinde verilen eğitim öncesinde öğretmen adaylarının yapılandırmacı yaklaşımlarla ilgili sınırlı düzeyde teorik bilgileri olmakla birlikte bu bilgilerini uygun bir şekilde matematik öğretimine yansıtamadıkları ve DDT çerçevesinde verilen eğitimler sonrasında hem yapılandırmacı ortamlara ilişkin öğretmen adaylarının bilgilerinin arttığı hem de bu bilgilerini matematik öğretimine yönelik etkinliklere belirli düzeyde yansıttıkları tespit edilmiştir. Araştırmanın diğer önemli sonucu, yapılandırmacı yaklaşıma yönelik ortamları bilmenin bunları uygulamada öğretmen adaylarının kullanabileceği anlamına gelmediği şeklinde belirtilebilir. Öğretmen adaylarına alan eğitimi bağlamında yapılandırmacı ortamları daha fazla deneyimleme olanağının sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Anahtar sözcükler: yapılandırmacı yaklaşım, etkinlik tasarımı, didaktik durumlar teorisi, öğretmen adayları.Master Thesis İlköğretim Matematik Öğretmen Adaylarının Flipped Learning Bağlamında Matematiksel Modelleme Sürecinde Yaşadığı Zorluklar: Fonksiyonlar Örneği(2024) Sarımurat, Ahmet Ala; Gök, Mustafa; Taştepe, MehtapBu araştırmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının ters yüz öğrenme modeliyle yürütülen matematiksel modelleme eğitimi sürecinde karşılaştıkları zorlukları incelemektir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseni kullanılarak yürütülmüştür. Çalışma, 2022–2023 bahar döneminde bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 51 ilköğretim matematik öğretmeni adayı ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların 36'sı kadın, 15'i erkektir. Araştırmada, fonksiyon konusuyla ilişkili 4 farklı modelleme problemini öğretmen adaylarının çözüm sürecine ve bu süreçte karşılaştıkları zorluklara odaklanılmıştır. Veri toplama süreci, öğretmen adaylarının Akademik Öğrenme Yönetim Sistemi sistemine yüklediği ödevler, Geogebra kullanarak çözümledikleri modelleme problemleri, WhatsApp platformunda yapılan görüşmeler ve Zoom kayıtları üzerinden yürütülmüştür. Ayrıca, öğretmen adaylarının süreç hakkındaki düşüncelerini yansıtan görüşme formları da veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Verilerin analizi; öğretmen adaylarının matematiksel modelleme problemlerini çözüm süreçleri matematiksel modelleme yeterlikleri doğrultusunda betimsel analiz yoluyla yapılmıştır. Diğer veriler ise öğretmen adaylarının yaşadığı zorlukları odağında ulaşılan bulguların nedenlerine ilişkin analizlerden oluşmaktadır. Araştırmada elde edilen bulgular; öğretmen adaylarının matematiksel modelleme sürecinin tamamında zorluk yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu zorluklar matematiksel modelleme problemlerinin doğası gereği ortaya çıkan zorluklar, öğretmen adaylarının alan bilgilerinden kaynaklı zorluklar ve öğretmen adaylarının teknoloji kullanımına ilişkin zorluklar şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlar öğretmen adaylarının matematiksel modelleme eğitiminde yaşadıkları güçlükler noktasında önemli desteğe ihtiyaç duyduklarını göstermektedir. Öğretmen adaylarının yaşadıkları güçlükler odağında yenilikçi öğrenme ortamları tasarlanarak, daha fazla araştırma yapılması gerektiği düşünülmektedir.Article İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Yapılandırmacı Bir Ortam Deneyimi: Kesirleri Birim Kesirlerin Toplamı Olarak Yazma(2019) Gök, Mustafa; Arık, MelisaGünümüz matematik eğitiminde öğrenci merkezli öğretim durumlarının bilinmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda bir problemin çözümüne yönelik ortamın oluşturulması, öğrenenlere ortamdan geri dönüt sağlanması ve öğrenci merkezli ortamın gerektirdiği şartlarının korunması matematiksel bilginin yapılandırılmasında büyük bir öneme sahiptir.Öğrencimerkezliortamlardamatematikselbilginin yapılandırılmasında matematik eğitim teorilerinden yararlanılabilir. Bu çalışmanın çıkış noktası öğrenci merkezli bir ortamı deneyimleme yoluyla öğretmen adaylarını öğrenci merkezli ortamların bileşenleri ile karşı karşıya getirmektir. Öğrenci merkezli etkinlikleri deneyimleme bu tür ortamların tasarımının öğretiminde bir yol olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Matematik tarihi bu tür bir deneyimin tasarlanmasına yönelik zengin bir kaynaktır. Bu çalışmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmen adaylarına bir problemin -matematik tarihinden alınan-öğrenci merkezli bir öğretim ortamında uygulanma sürecini betimlemektir. Araştırmada durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. EtkinliktasarımındaveuygulanmasındaDidaktikDurumlar Teorisi’nden (DDT) yararlanılmıştır. DDT öğrenci merkezli ortamların tasarımı ve uygulanması sürecinde etkili yollar sunmaktadır. Çalışmanın katılımcıları amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilen ilköğretim matematik öğretmeni adayı 21 (10 kız ve 11 erkek) kişidir. Veriler kamera, ses kayıt cihazı ve öğretmen adaylarına dağıtılan A4 kağıtları aracılığıyla toplanmıştır. Uygulamanın analizi DDT’nin aşamaları doğrultusunda betimlenmiştir. Çalışmanın bulgularından DDT’nin öğrenci merkezli tasarımların öğretiminde etkili olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Bu tür farklı deneyimlerin lisans öğrenim sürecinde sayısının arttırılmasının öğretmen adaylarının bilmesi gereken öğrenci merkezli ortam tasarımlarına ilişkin birçok farkındalık sağlayacağı düşünülmektedir.Master Thesis Investigation of the Use of Interdisciplinary Mathematical Modeling Activities in the Transition To Stem Education in Middle School Mathematics Course: a Mixed Method Study(2021) Demir, Nihal; Gök, MustafaBu çalışmanın amacı; ortaokul 8. sınıf matematik dersinde disiplinler arası bir araç olarak öğrenci gruplarının matematiksel modelleme problemlerinin aşamalarını gerçekleştirmedeki yeterliliklerini ve matematiksel modelleme problemleri ile ilgili katılımcı görüşlerini incelenmek, uygulanan yaklaşımın öğrencilerin STEM'e yönelik tutumlarına ve STEM motivasyonlarına etkisini araştırmaktır. Araştırmada iç içe karma desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2020-2021 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde 8. sınıf düzeyinde öğrenim gören 64 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri; STEM'e yönelik tutum ölçeği, STEM motivasyon ölçeği, matematiksel modelleme etkinlikleri ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, STEM eğitimine geçişte disiplinler arası matematiksel modelleme etkinliklerinin kullanımının öğrencilerin STEM tutumlarının matematik alt boyutuna yönelik, STEM motivasyonlarının ise bilim, mühendislik ve matematik alt boyutlarına yönelik istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde bir etkisinin olduğu görülmüştür. Öğrencilerin deneyimleri ve görüşleri de, bu uygulamaların öğrencilerin STEM'e yönelik duyuşsal becerilerinin gelişmesine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Bu bağlamda STEM eğitimine geçişte matematiksel modelleme kullanımının STEM'in özellikle M boyutuna yönelik duyuşsal becerilerin olumlu yönde gelişmesine katkıda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçtan yola çıkarak, STEM'e geçişte disiplinler arası matematiksel modelleme kullanımının farklı değişkenler yönünden etkilerini ortaya çıkarabilecek farklı araştırmaların yapılması önerilmektedir.Master Thesis Minecraft ile Stem Uygulamalarının Öğrencilerin Uzamsal Yeteneklerine ve Stem Motivasyonlarına Etkisi(2022) Özen, Burcu; Gök, MustafaSTEM eğitiminin amacı fen, teknoloji, matematik ve mühendislik becerilerinin entegrasyonu ile iş birliği, yaratıcılık gibi becerilere sahip bireyler yetiştirebilmektir. Bu bağlamda, öğrencilerin severek oynadıkları Minecraft'ın STEM eğitimlerinin uygulanmasında motivasyon sağlayacağı düşünülebilir. Minecraft, üç boyutlu blokların kullanılması, nesneleri her açıdan görebilme gibi uygulamaları ile öğrencilerin uzamsal becerilerini geliştirebileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada, Minecraft ile STEM uygulamalarının öğrencilerin uzamsal yeteneklerine ve STEM motivasyonlarına etkisi araştırılmıştır. Araştırmada karma araştırma yöntemlerinden açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2021-2022 eğitim öğretim yılı 7.sınıf düzeyinde öğrenim gören 46 öğrenci oluşturmaktadır. Minecraft ile STEM uygulamaları, her hafta bir STEM etkinliği olacak şekilde 5 hafta süresince gerçekleştirilmiştir. Nicel veriler toplanırken sürecin başında ve sonunda deney ve kontrol gruplarına STEM motivasyon ve uzamsal yetenek ölçme testi uygulanmıştır. Nitel veriler ise yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla, STEM uygulamaları sonunda belirlenen deney grubu öğrencilerinden toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre; Minecraft ile STEM uygulamalarının, öğrencilerin STEM motivasyon ölçeğinde bilim, teknoloji, mühendislik, matematik alt boyutları ile toplam motivasyon düzeylerinde, uzamsal yetenek testinde ise uzamsal yönelim, uzamsal ilişkiler, uzamsal görselleştirme alt boyutları ile ölçek toplam puanlarında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde artış olduğu görülmüştür. Elde edilen nitel verilerden elde edilen bulgular da bu sonucu destekleyici niteliktedir. Bu bağlamda, STEM uygulamalarının STEM motivasyon ve uzamsal yetenek düzeyini artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçtan yola çıkarak, Minecraft'ın derslere entegre edilmesinin öğrencilerin akademik başarılarına ve bilişsel becerilerine etkisini ortaya çıkarabilecek araştırmalar ve farklı dijital oyunlar ile zenginleştirilen STEM uygulamalarının öğrenciler üzerindeki etkilerinin incelendiği çalışmaların yapılabileceği önerilir. Anahtar sözcükler: STEM, Minecraft, dijital oyunlar, uzamsal yetenek, STEM motivasyon.Article Öğretmen Adaylarının Üstün Yetenekli Öğrencilere Matematik Öğretimi Dersinde Ters Yüz Öğrenme Deneyimleri(2024) Yılmaz, Tuğba Yulet; Gök, MustafaBu çalışmada, “Üstün yetenekli öğrencilere matematik öğretimi” dersini ters yüz öğrenme modeli ile deneyimleyen ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının görüşleri incelenmiştir. Nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji deseni ile tasarlanan bu araştırma, 14 hafta boyunca bir devlet üniversitesinde ilköğretim matematik öğretmenliği programında öğrenim gören 28 öğretmen adayı ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış ve veriler içerik analizi ile analiz edilmiştir. Öğretmen adayları yaşadıkları deneyim sonucunda; ters yüz öğrenmenin tanımına, modelin güçlü ve zayıf yönlerine, modelde öğretmen ve öğrenci rollerine, ters yüz öğrenme ile geleneksel öğrenmenin karşılaştırılmasına ilişkin görüşlerini dile getirmişlerdir. Öğretmen adayları modelin güçlü yönü olarak en çok derse hazırlıklı gelme, ders içinde etkinliklere aktif katılma durumuna, zayıf yönü olarak da fazla zaman alması ve teknolojik yetersizlikler olması halinde ders içeriğine erişim sorununa vurgu yapmışlardır. Bu modelde; öğretmenlerin rehber olma rolünün, öğrencilerin ise hem ders öncesinde hem de ders içinde daha fazla sorumluluk üstlenme rolünün ön plana çıktığı belirtilmiştir. Geleneksel modelle karşılaştırıldığında ters yüz öğrenmenin derse ayrılan süreyi genişletmesi sebebiyle daha esnek bir ortamda, daha verimli ve kalıcı öğrenmeler sağladığı, grup çalışmasını gerektirdiğinden akran öğrenmesini teşvik ettiği işaret edilmiştir.Article Ortaöğretim Öğrencilerinin Olasılık Konusunda Temsil Edilebilirlik İle İlgili Kavram Yanılgıları(2018) Gök, Mustafa; Akbaş, Elif ErtemGünlük hayatta öğrencilerin tercihlerinde önemli bir rolü bulunan olasılık, matematikeğitimi açısından anlaşılması güç nesneler içermektedir. Bu zorluklardan biri, bir olaysonucunda ortaya çıkabilecek örnek bir durumu yansıtan temsil edilebilirliktir. Temsiledilebilirlik, öğretim sürecinde karşılaşılan durumun uygun bir modelinin sunulmasıyladurumu betimleyen ve öğrencilerin duruma ilişkin fikir geliştirmelerine yardımcı olan önemlibir kavramdır. Bu çalışmanın amacı, ortaöğretim öğrencilerinin (9, 10 ve 11. sınıf) olasılıkkonusunda temsil edilebilirlikle ilgili kavram yanılgılarını belirleyerek bu kavramyanılgılarının okul türleri ve sınıf düzeyleri açısından değişimini incelemektir. Araştırmadanicel araştırma yöntemlerinden anlık tarama modeli kullanılmıştır. Amaçlı örneklemeyöntemiyle belirlenen araştırmanın örneklemini Van ilinde farklı türde iki lisede 9, 10 ve 11.sınıflarda öğrenim gören 200 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak güvenirliği0.84 olarak hesaplanan İstatistiksel Muhakemede Temsil Edilebilirlik: Kavram YanılgılarınınBelirlenmesi ve Değerlendirilmesi testi Türkçe’ye uyarlanarak kullanılmıştır. Çalışmanınbulguları, öğrencilerin %41.5’inin olasılık konusunda temsil edilebilirlikle ilgili kavramyanılgısı olduğunu ortaya koymuştur. Kavram yanılgıları okul türleri açısından incelendiğindeaz da olsa nitelikli okullardaki öğrencilerde görülme sıklığı daha düşük oranda seyrettiğibelirtilebilir. Ayrıca sınıf düzeyi arttıkça temsil edilebilirlikle ilgili kavram yanılgı yüzdesininazaldığı belirlenmiştir. Olasılık gibi soyut konuların öğretiminde öğrencilerin günlükyaşamlarında kullandıkları örneklerin ve somut materyallerin tercih edilmesinin temsiledilebilirlik ile ilgili zorlukları azaltabileceği öngörülmektedir.Article Sınıf Öğretmeni Adaylarına Öklid Bölmesinin Bir Mobil Oyunla Tanıtılması(2020) Akbayır, Kamil; Inan, Mevlüt; Gök, MustafaÖğretmen adaylarının eğitiminde eğitsel dijital oyunların kullanılması,teknolojik gelişmelerin eğitim-öğretim ortamında nasılkullanılabileceğine ilişkin göstergeler sunması noktasında büyük biröneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarınamatematiksel kavramlardan Öklid Bölmesini (Kalanlı Bölme) tasarlananeğitsel bir mobil oyunla tanıtmaktır. Araştırmacılar tarafındanoluşturulan mobil oyunun tasarımında Didaktik Durumlar Teorisi’nin(DDT) temel bileşenlerinden biri olan adidaktik durumlardanyararlanılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.Tasarlanan oyun önce 3 sınıf öğretmeni adayına, sonra sınıf ortamında12 (8 kız ve 4 erkek) sınıf öğretmeni adayına uygulanarak (73 dakika)pilot çalışması yapılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını bir devletüniversitesinde öğrenim gören sınıf öğretmeni adaylarından 14 kişi (6 kızve 8 erkek) oluşturmaktadır. Asıl uygulama 67 dakika sürmüştür.Veriler, video kamera ve ses kayıt cihazı ile toplanmıştır. Verilerin analiziDDT’nin aşamaları doğrultusunda analiz edilmiştir. Analiz sonuçları,DDT çerçevesinde tasarlanan bir mobil oyun vasıtasıyla sınıf öğretmeniadaylarının matematiksel kavramlardan Öklid Bölmesini öğrenebileceğibir ortamın oluşturulabildiğini göstermiştir. Öğretmen adaylarınıneğitiminde matematiksel kavramların tasarlanan eğitsel bir mobil oyunlaöğretilme durumu, sınıf ortamında teknolojik araçların nasılkullanılabileceğine yönelik eğitim alanında farklı bir bakış açısı katmasınoktasında önemli bir rol üstlenebileceği düşünülmektedir.Article Sınıf Öğretmeni Adaylarının Bir Mobil Oyun Deneyimi: Aritmetiğin Temel Teoremi(2020) Gök, MustafaBu çalışmada sınıf öğretmeni adaylarının Aritmetiğin Temel Teoremini Didaktik Durumlar Teorisi (DDT) çerçevesinde tasarlanan bir mobil oyun aracılığıyla keşfetme süreçleri incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2018-2019 öğretim yılında üniversitede öğrenim gören 19 (8 kız ve 11 erkek) sınıf öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Veriler video kamera ve ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınmıştır. Verilerin analizi betimsel analiz yöntemiyle yapılmıştır. Bu bağlamda analizler DDT’nin aşamalarının özelliklerine göre incelenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre, sınıf öğretmeni adayları bir mobil oyun aracılığı ile Aritmetiğin Temel Teoremine tasarlanan ortamın parametreleri doğrultusunda ulaşabilmişlerdir. DDT’nin aşamalarının bu bağlamda etkili bir yol sunduğu sonucuna ulaşılmıştır.Article Sınıf Ortamında Rutin Olmayan Matematik Problemi Çözme: Didaktik Durumlar Teorisine Dayalı Bir Uygulama Örneği(2017) Gök, Mustafa; Erdoğan, AbdulkadirMatematik öğretim programlarında ve matematik eğitimi literatüründe rutin olmayan problem çözme eylemine büyük önem verilmesine rağmen çalışmalar öğrencilerin rutin olmayan problemlerin çözümündeki başarılarının oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Çıkış noktası kavramsal öğrenmenin şartlarını belirlemek olan Didaktik Durumlar Teorisi (DDT) rutin olmayan problem çözme etkinlikleri için önemli bir potansiyele sahiptir. Bu çalışmanın amacı teorinin söz konusu potansiyelini sınıf ortamı bağlamında incelemektir. Çalışmada öncelikle problem çözmeye ilişkin literatür, DDT\"nin prensipleri ve kavramları verilerek, problem çözme yaklaşımı sınıf ortamı bağlamında tartışılmış, sonrasında bu prensip ve yaklaşımlar bir uygulama örneği ile desteklenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı bu uygulama bir devlet ortaokulunun 6. sınıfında okuyan 24 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 2 ders saatinde gerçekleştirilen uygulamanın verileri video kaydı ve öğrenci çalışma kağıtları aracılığıyla toplanmıştır. Veriler teorinin belirlediği aşamalara göre analiz edilmiştir. Tasarlanan ortamın öğrencilerin sezgisel stratejiler geliştirmesini desteklediği ve öğrencilerin tasarlanan ortamda karşılıklı etkileşim içinde ve muhakeme yoluyla yeni bilgilere ulaştıkları görülmüştür. Ayrıca DDT\"nin sınıf ortamında öğrencilerin problem çözme yaklaşımlarıyla ilgili ortam tasarımı, öğretmen ve öğrencilerin rolleri açısından birçok avantaj sağladığı belirlenmiştirArticle Yenilenen İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans Programı İle İlgili Öğretim Elemanlarının Görüşleri(2021) Demir, Nihal; Akbaş, Elif Ertem; Gök, MustafaBu çalışmanın amacı, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı itibariyle uygulanmaya başlanan ilköğretim matematik öğretmenliği lisans programının öğretim elemanlarının görüşleri doğrultusunda değerlendirilmesidir. Nitel araştırma yaklaşımının benimsendiği ve bütüncül tek durum çalışması deseni ile tasarlanan çalışmanın katılımcılarını, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bir devlet üniversitesinin matematik eğitimi anabilim dalında görev yapan 12 öğretim elemanı oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve verilerin analizinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular; derslerle ilgili görüşler, yaşanan/yaşanabilecek sorunlarla ilgili görüşler ve programın yeterlilikleri ile ilgili görüşler temaları altında sunulmuştur. Bu doğrultuda ulaşılan sonuçlar: Yenilenen programda kapatılan derslerle ilgili zıt görüşlerin var olduğu; yeni açılan derslerin, seçmeli derslerin ve derslerin sınıf düzeyine uygunluğunun genel olarak olumlu görüldüğü; derslerin kredilerinin ve içeriklerinin alan bilgisi dersleri açısından olumsuz görüldüğü; kurumsal boyutta, öğrenci boyutunda ve materyal boyutunda birçok sorunun yaşandığı/yaşanabileceği; programın öğretmenlik mesleği açısından yeterli bulunduğu; katılımcıların çoğu tarafından teknolojinin eğitime entegrasyonu ile matematik bilimini öğrenebilme ve öğretebilme açısından programın bazı eksikleri olduğu yönündedir. Bu bağlamda özellikle yenilenen programın alan bilgisinden ziyade alan eğitimine daha çok odaklandığı belirlenmiştir.