Tıpta Uzmanlık Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14720/13
Browse
Browsing Tıpta Uzmanlık Tezleri by Department "Tıp Fakültesi / Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
specialization-in-medicine.listelement.badge Evaluation of Neuroprotective Effects of Mycophenolate Mofetil in Erperimental Head Injury(2014) Gökalp, Abdulsemat; Gülşen, İsmailAmaç: Çalışmamızda ratlarda oluşturulan diffüz kafa travması sonrası oluşan beyin hasarında mycophenolate mofetil'in (MMF) histopatolojik değerlendrime ve antioksidan enzim düzeylerini ölçürek nöroprotektif etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Çalışmada ağırlıkları 200-350 gram arasında değişen 29 adet erişkin erkek Wistar-Albino rat kullanıldı. Hayvanlar dört gruba ayrıldı. Kontrol grubu olarak A.grubu (n= 6), MMF grubu olarak B grubu (n= 7), travma grubu olarak C grubu (n=8), travma oluşturulup MMF verilen D grubu (n=8) olarak belirlendi. A grubuna (Kontrol grubu) intraperitoneal yolla sedasyon uygulanarak 1.saatte 1 cc serum fizyolojik uygulandı. MMF verilmedi ve travma uygulanmadı. B grubuna (MMF verilen grup) intraperitoneal yolla sedasyon uygulanarak 1. saatte MMF (30 mg/kg) verildi. Kafa travması oluşturulmadı, C grubuna (travma grubu) intraperitoneal yolla sedasyon uygulanarak marmarou'nun impact akselerasyon travma modeli ile diffüz kafa travması oluşturuldu. 1.saatte intraperitoneal yolla 1 cc serum fizyolojik uygulandı. MMF uygulanmadı. D grubuna (travma oluşturulan ve MMF verilen) intraperitoneal yolla sedasyon uygulanarak marmarou'nun impact akselerasyon travma modeli ile diffüz kafa travması oluşturuldu. 1.saatte MMF (30 mg/kg) intraperitoneal olarak uygulandı. Tüm gruplara 24 saat sonra intraperitoneal yolla sedasyon uygulanarak ekssanguinasyon uygulandı. Histopatolojik ve biyokimyasal çalışma için ratların beyin dokusu hasarsız olarak çıkarıldı. Histopatolojik kesitler hematoxylen ve eozin boyamaları yapıldı. Histopatolojik farklılıkları değerlendirildi. Biyokimyasal incemede beyin dokusunda 8-OHdG, CoQ10, MDA, SOD ve GSH düzeylerine bakıldı. Bulgular: Histopatolojik çalışmada hematoxylen-eozin boyaları kullanıldı. Tüm grupların H&E boyanmasında ışık mikroskop altında hücresel olarak değerlendirilmesinde farklılık gözlenmedi. Tüm gruplarda H&E boyamasında normal doku görünümü saptandı. Biyokimyasal çalışmalarda dokuda Coq10 / total Coq oranının ve SOD düzeyinin istatiksel olarak anlamlı değişiklik saptanmadı. MDA düzeyinde tedavi grubunda MMF'in antioksidan etki gösterdiği ve böylece doku MDA düzeyini tedavi grubunda travma grubuna göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde azalttığını gösterilmiştir. 8-OHdG düzeyinde tedavi grubunda MMF'in antioksidan etki gösterdiği ve böylece doku 8-OHdG düzeyini tedavi grubunda travma grubuna göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde azalttığını göstermiştir. GSH düzeyinde tedavi grubunda MMF'in antioksidan etki gösterdiği ve böylece doku GSH düzeyini tedavi grubunda travma grubuna göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde azalttığını göstermiştir. Sonuç: MMF' nin 8-OHdG, GSH, MDA düzeylerine etki etmesi antioksidan ve nöroprotective etki ettiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Diffüz kafa travması, mycophenolate mofetil, 8-OHdG, GSH, MDA, Coq10/total Coq oranı, SOD,specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Nvestigation of Total Sulphydryl and Protein Carbonyl Levels in Spina Bifida Aperta Patients(2023) Arslan, Mustafa; Arabacı, ÖzkanBu çalışmada, spina bifida aperta bulunan çocuklarda ve kontrol grubunda serum protein karbonil ve serum total sülfihidril düzeylerinin araştırılması ve bu parametrelerin spina bifida aperta patogenezindeki rolünün araştırılması amaçlandı. Yöntem: Çalışmaya, spina bifida aperta tanısı ile takip edilen 45 hasta ve bu hastalığa sahip olmayan 47 kontrol dâhil edildi. Seçilen hastalardan, ailenin onamı alındıktan sonra kan örneği alınarak serum protein karbonil ve serum total sülfihidril düzeyleri çalışıldı. Ayrıca hastalarda, NTD tipi, lezyonun bulunduğu seviye, klinik bulgular ve hidrosefali cerrahisi ihtiyacıyla birlikte, serum B12 vitamini, folat ve kalsiyum düzeylerine ilişkin bilgiler toplandı. Bulgular: Serum total sülfihidril düzeyi spina bifida aperta hastalarında 0.528±0.195 nmol/mg protein olarak saptanırken kontrol grubunda 1,105±0.102 nmol/mg protein olarak belirlendi. Ayrıca, hasta grubunda serum protein karbonil düzeyi 0,428±0,009 µmol/ml iken kontrol grubunda 0,216±0,009 µmol/ml idi. Her iki parametre açısından hasta ve kontrol grupları arasında anlamlı fark bulunduğu belirlendi (p<0,001). Meningomyelosel, meningosel, myeloşizis hastaları arasında her iki parametre açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuyordu. Sonuç: Oksidatif stresin iyi birer belirteci oldukları bilinen protein karbonil ve serum total sülfihidril düzeyleri ile yapılan bu çalışmada, spina bifida aperta hastalarında oksidatif stresin kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek olduğu belirlendi.specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Prolidase Activity in Meningomyelocelo Defect and Ichemia Modified Albumin Levels Research(2023) Zengin, İrfan; Akyol, Mehmet EdipAmaç: Bu çalışmada, meningomyelosel nedeniyle tedavi almakta olan çocuklarda ve kontrol grubunda serum prolidaz aktivitesi ve serum iskemi modifiye albümin (İMA) düzeylerinin araştırılması ve meningomyelosel patogenezindeki rolünü araştırmayı amaçladık. Yöntem: Çalışmaya nöral tüp defekti (NTD) tanısı ile takip edilen 45 hasta ve NTD hastalığı olmadığı bilinen 45 kontrol dahil edildi. Seçilen hastalardan ailenin onamı alınarak kan örneği alınarak serum prolidaz aktivitesi ve serum iskemi modifiye albümin çalışıldı. Ayrıca hastalarda, NTD tipi, lezyon seviyesi, klinik bulgu ve hidrosefali cerrahisi varlığıyla birlikte, serum B12 vitamini, folat ve kalsiyum düzeylerine ilişkin bilgiler toplandı. Bulgular: Takip edilen NTD hastalarının 20‟si (%44,4) erkek ve 25‟i kız (%55,6) idi. Bu hastaların yaş ortalaması 21,71±33,53 aydı. Hastaların 34‟ünde (%75,6) meningomyelosel mevcut iken 5‟inde (%11,1) meningosel, 6‟sında ise (%13,3) myeloşizis bulunuyordu. Serum İMA ve serum prolidaz aktivitesi için hasta ve kontrol grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulundu (her iki analiz için; p=0,001). Ayrıca, meningomyelosel, meningosel, myeloşizis hastalarında prolidaz aktivitesi açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadığı görüldü. Sonuç: Oksidatif stres için iyi bir belirteç olan serum İMA düzeyi ve kolajen metabolizmasında önemli rol oynayan serum prolidaz aktivitesinin meningomyelosel hastalarında yüksek olduğu saptandı. Bu sonuçlar, meningomyelosel hastalarında serum prolidaz aktivitesinin ve serum İMA düzeyinin süreğen yüksekliğinin nedenlerinin incelenmesinin, NTD'lerin patogenezinin aydınlatılmasına katkıda bulunabileceğini göstermektedispecialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Role of Matrix Metalloproteinases on the Development of Neural Tube Defect(2018) Akyol, Mehmet Edip; Arslan, MehmetNöral Tüp Defekti (NTD) en yaygın ve en ağır klinik özelliklere sahip konjenital malfarmasyonlardan biridir. Embriyogenez sırasında nöral plağın nöral tüpü oluşturamaması sonucu NTD oluşur. NTD'nin birbirinden faklı özellik gösteren birçok tipi vardır. NTD gelişiminde genetik ve çevresel faktörler rol oynamaktadır. Beslenme (folik asit ve B vitaminleri eklenmesi) gibi çevresel faktörlerle NTD oluşumu engellenmeye çalışılsa da bu yaklaşım yeterli olamamaktadır. NTD'nin önlenmesi için prognostik, prediktif ve/veya terapötik genetik faktörlerin belirlenmesine ihtiyaç vardır. NTD gelişimini ve oluşumunu gösteren biobelirteç bulunmamaktadır. NTD gelişiminde ektstraselüler matriksin (ECM) oluşumu, nöral krest hücrelerinin göçü önemli rol oynamaktadır. Matriks metalloproteinazlar (MMP) ECM yapılanmasında, hücre göçünde, hücre invazyonunda ve diğer hücresel davranışların belirlenmesinde majör rol oynamaktadır. MMP ekspresyonlarının ve aktivasyonunun NTD'deki rolü bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı insan NTD gelişimindeki MMP-1, -2 ve -9 genlerinin ekspresyonlarının rolünün araştırılması amaçlanmıştır. NTD tanısı konan yeni doğan 40 bebek hastadan periferik kan ve NTD dokusu ile sağlıklı doğan 4 bebekten periferik kan alınmıştır. Periferik kan ve dokulardan total RNA izolasyonu ve kantitatif Gerçek Zamanlı Polimeraz Zincir Reaksiyonu (Q-RT-PZR) ile MMP-1, -2 ve -9 gen ekspresyonları araştırılmıştır. İstatistiksel analiz için SPSS 20.0 kullanılmıştır. MMP-1,-2 ve -9 gen ekspresyonları açısından hasta ile sağlıklı bireylerin kan örnekleri arasında ekspresyon farklılıkları saptanmıştır. NTD dokularındaki MMP'lerin ve özellikle MMP-1 ve MMP-9 gen ekspresyonlarının periferik kan örneklerine göre ortalama 2 ile 5000 kat yüksek olduğu saptanmıştır. NTD'nin alt tipleri arasında MMP-2 ekspresyonu açısından anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,012) Hastaların Ca+2, B12 ve Folat seviyeleri ile NTD gelişimi ve MMP genlerinin ekspresyonları arasında anlamlı bir ilişki saptanamamıştır (p>0,05). Bu çalışmada NTD araştırmalarında periferik kan yerine NTD dokusu kullanılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, bu çalışma NTD gelişiminde MMP'lerin önemli rollerinin olabileceğini ve MMP-1, -2 ve -9 genlerinin ekspresyonlarının NTD' patogenezinde rol oynayabileceğini gösteren literatürdeki ilk çalışmadır.