Browsing by Author "Ebinç, Sait"
Now showing 1 - 19 of 19
- Results Per Page
- Sort Options
Article Cumhuriyetin Yüzyıllık Dönemecinde Köylülük Üzerine Yeniden Düşünmek(2024) Ebinç, SaitÖz: Bu makalenin amacı uzun bir zamandır Türkiye’de akademik ve entelektüel ilginin dışında kalmış olan köy ve köylülük konusu üzerinde yeniden düşünmektir. Bu konu üzerinde yeniden düşünmenin temel amacı Cumhuriyetin yüzyıllık dönemecinde Türkiye’de köyün ve köylülüğün değişim ve dönüşümünün hangi tarihsel eşiğe ulaştığını anlama çabasıdır. Türkiye’de son yirmi yılda kırsal toplumsal yapılar, sanayileşme, kentleşmeyle eğitim süreciyle olağanüstü bir değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Bu değişim ve dönüşüm siyasal tutum ve davranışlara nasıl yansımıştır. Bu değişimin kurumlar ve zihniyet bağlamında yansımaları nelerdir. Bu makale bu sorular ekseninde Cumhuriyetin kuruluş yıllarından başlayarak günümüze kadar olan değişim ve dönüşümü analiz edecektir. Metodolojik olarak bu değişimin ölçeği mekân bakımından kır-kent, zihniyet bakımından ise kentleşme- modernleşme ölçeğidir. Son olarak bu makale Cumhuriyetin yüzyıllık dönemecinde köy ve kenti alt alta ekleyip birbirinden çıkarmak suretiyle Türkiye’de bir bakıma yüz yıllık Cumhuriyetin envanterini çıkarmak anlamına da gelecektir.Master Thesis The Development of Nationalism and Nation Identity Construction Republican Period in Turkey(2019) Volkan, Mustafa; Ebinç, SaitBu çalışmanın amacı, milliyetçiliği kuramsal ve kavramsal olarak analitik bir düzlemde açıklamaya çalışmak, Avrupa'da ortaya çıkışını ve gelişiminin Türkiye üzerinde nasıl zuhur bulduğunu ortaya koymak olacaktır. Bu bağlamda millet ve milliyetçiliğin modern dönemin birer unsurları olup olmadığı ifade edilirken hangi kavramın diğerini yarattığı incelenecek ve bu inceleme esnasında öne sürülmüş yaklaşımlar analiz edilerek indirgemeci bir bakış açısından uzak durulacaktır. Avrupa'dan ortaya çıkıp tüm Dünya'ya hızlı bir şekilde yayılmakta olan milliyetçilik düşünceleri analiz edilirken, örnek olarak gösterilen ülkelerin konjonktür yapıları göz önünde bulundurulacak, milliyetçiliğin bu ülkelerde hangi görevi tamamlamak için ortaya çıktığı analiz edilecektir. Nihayetinde Türkiye'de ortaya çıkan ve gelişen Türk milliyetçiliği açıklanmaya çalışılırken dönemin siyasal, ekonomik ve toplumsal yapıları dikkate alınarak eleştirel bir tutum sergilenecektir.Master Thesis The Effect of the Relationship Between Media and Politics on the Masses in Turkey(2022) Mehmetağaoğlu, Yekbun; Ebinç, SaitSiyaset iktidarı ele geçirme ve devam ettirme mücadelesidir. Günümüzde bu mücadeleyi kazanmanın yolu ise bir ideolojiye sahip olmaktan ve bu ideolojiyi kitlelere yaymaktan geçmektedir. Medya teknolojik gelişmeler ile birlikte kitleselleşmiş ve etkisini toplumsal hayatın her alanında hissettirmeye başlamıştır. Bu gücün farkında olan siyasi partiler iktidara gelmek ve kalıcı olmak için medyayı kullanmaktadır. Medya iktidar ile kurduğu ilişkinin boyutuna ve durumuna göre kitleleri manipüle etmektedir. İktidar ile iyi ilişkilere sahip olduğu zaman, kitleleri iktidarın çıkarları için yönlendirmekte ve şekillendirmektedir. Ancak bu ilişki bir çıkar çatışmasına dönüştüğü zaman, medya kitleleri yönlendirme ve şekillendirme gücünü iktidar aleyhinde kullanabilmektedir. Bu iki güç arasındaki ilişkiden en çok etkilenen kitlelerdir. Çünkü kitleler, gündemi medya aracılığı ile takip etmekte, siyasi tutum ve davranışlarını medyanın sunduğu bilgilere göre şekillendirmektedir. Ancak medya ve siyaset arasındaki girift ilişkiden dolayı, gerçek bir dünyada değil kurgulanmış bir dünyada yaşamak zorunda kalmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de medya ve siyaset arasındaki ilişkinin kitleler üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Çalışmayı sınırlandırmak amacıyla yakın tarihin önemli kırılma noktalarından biri olan 28 Şubat post-modern darbe süreci incelenmiştir. Konuya dair birçok dergi, makale, kitap ve gazete haberi incelenmiş ve medyanın, bu süreçte iktidar aleyhinde kamuoyu oluşturmak için manipülatif bir yaklaşım sergileyerek kitleleri etkisi altına aldığı sonucuna ulaşılmıştır.Master Thesis The Effects of Neoliberalism on Turkish Public Administration(2024) Sarğın, Aslihan; Ebinç, Sait1980'li yıllar ile birlikte kendini tam anlamı ile gösteren ideolojik bir siyasal düşünce olan neoliberalizm dünya çapında önemli bir etkiye sahip olmuştur. Neoliberalizmin devlet ile hem iç içe hem de ayrı olduğu yıllar içinde göz önünde olmuştur. Tarihsel perspektiften bakıldığında ise siyasal ideolojiler toplumları etkilediği kadar devleti ve aracılığı ile kurumlarını da etkilemiştir. Neoliberalizmi ise bu kervana dahil etmek yanlış bir tutum olmayacaktır. Fakat bundan önce neoliberalizmin tetikleyicisine bakmakta fayda olacaktır. Yani bundan önceki siyasal ideoloji olan liberalizmi tetikleyici olarak görmek mümkündür. Bu dönemde refah devleti ise liberalizm ile beraber önemli bir yer tutmaktadır. Liberalizm özgürlüğü, bireyciliği her şeyin üstünde tutan bir geleneğe sahip olmuştur. Devleti ise bu alana dahil etmek istememiştir. Bunu hem toplumsal hayatta hem de piyasada net bir şekilde görebiliriz. İlerleyen dönemlerde sosyal liberalizm olarak adlandırılan ve aslında liberalizm işle belli noktalarda ayrılan bir ideolojik düşünce ortaya çıkmıştır. Bu görüşle beraber belli bir dönem devletin müdahaleleri tekrar yoğun bir şekilde görülmeye başlanmış böylelikle bu durum sakıncalı görülmüş ve devlet elinin piyasadan çekilmesi yönünde karar verilmiştir. 1980 ile birlikte keynesyen ekonomi politikalarının tıkanıklığa sebep olduğunun görülmesi ile birlikte neoliberalizme yönelmişlerdir çünkü 'sosyal liberalizm' olarak adlandırılan bu düşünce ile birlikte devletin uygulama alanının genişlediği görülmüştür. Bu nedenle piyasanın rahat bırakılması öngörülmüştür. Bu süreçte etkin bir şekilde kurumlar etkilenmiştir. Bu noktada tez çalışmasında neoliberalizmin kamu yönetimine etkilerinin ne yönde olduğu üzerine bir araştırma yapılacaktır. 1980'ler ile beraber Türk Kamu Yönetimi kurumlarında ilerleme kaydetmiştir. Devletin piyasa temelli olarak ilerlemesi artık özel teşebbüsün ön planda olması görüşü kamu kurumlarını da etkin bir şekilde yörüngesine almıştır. Yeni kamu işletmeciliği adı altında hantallık, verimsizlik, etkinsizlik geride bırakılarak pasif olan insan yerine aktif insan olgusu ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Müşteri odaklı sonuçlara önem vermek işletmelerin temel dayanağı haline gelmiştir. Çalışma neoliberalizmin ve küresel boyutun beraberinde yerelleşme, serbestleşme ve deregülasyonun yaşandığı dönemleri de kapsamaktadır. Kamu yönetimini etkilediği gibi yeni düşünce akımlarını ön plana çıkarmıştır. Bu düşünce akımı 'Yeni Sağ' olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni sağ uygulamaları ise yeni kamu işletmeciliği yapısal olarak etkilemiştir. Çalışmanın son bölümünde de yeni kamu yönetimi anlayışı ile mevzuat ve projelere yer verilmiştir.Article Fransız Devrimi ve Sınıf Yapıları(2024) Ebinç, SaitBu makale 18. yüzyıldan başlayarak dünyanın siyasal ve toplumsal yapılarını derinden etkileyen Fransız Devrimi’ni ve toplumsal sınıf yapılarını analiz etmektedir. Bu analizde tarihsel ve nitel yorumlama yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemle Fransa’da toplumsal sınıf yapılarının tanımları, konumları ve siyasal pozisyonları analiz edilmiştir. Bu analiz ise iki temel sorun etrafında gerçekleştirilmiştir. Birincisi; devrim öncesi toplumsal sınıf yapılarıdır. İkincisi ise toplumsal sınıf yapılarının ideolojik ve siyasal biçimleridir. Bu analizde toplumsal ve siyasal kuramın temel kavramları kullanılmıştır. Makalenin odaklandığı diğer bir konu; Avrupa’nın siyasal tarihi içinde Fransız Devrimi’nin neden farklı ve özgün olduğu sorusudur. Bu metinde bu tartışma sorusunun iki odağını temsil eden Anglosakson tarihçiler ile Fransız tarihçileri arasındaki farklı yaklaşımlar karşılaştırılmıştır. Bu makalede ayrıca Fransız Devrimi’ndeki toplumsal sınıfların ideolojik temsil biçimlerinin sınıflar arasındaki gerilim ve çatışmaların devrime nasıl evrildiği incelenmiştir. Makalenin temel bulgusu Fransız Devrimi konusunda muhayyel ideolojik varsayım ve mitoslar halesinin ampirik ve monografik araştırmalar yapıldıkça Fransız Devrim tarihi ile ilgili bir paradigma değişimine yol açmasıdır.Master Thesis Fundamental Rights and Freedoms Within the Context of Individual Application To the Constitutional Court(2019) Çakan, Suat; Ebinç, SaitTemel hak ve özgürlükler oldukça eski bir geçmişe sahiptir ve her dönem insan için önemi tartışılmaktadır. Hamurabi dönemi, Eski Yunan, İslam dönemi ilk önemli temek hak ve özgürlüklerin sistemleşmeye başladığı ve kayıt altına alındığı dönemler olarak karşımıza çıkmaktadır Amerika Devrimi ile Fransız Devrimi de temel hak ve özgürlüklerin önemini ortaya koymaları bakımından daha üst düzeyde anayasal hakları güvence altına alan girişimler olarak bilinmektedirler. Kişi için en temel haklar olarak düşünce özgürlüğü, basın hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi haklar her daim ihtiyaç duyulan ve siyasal alanla da ilişkili olarak gündeme gelen haklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada kapsamı geniş olmakla birlikte genel olarak söz konusu hakların kullanılması ve kısıtlanması halinde de Anayasa Mahkemesi'ne başvurularak bu hakların elde edilmesi süreci ele alınacaktır. Güncel bazı davaların ele alınması ve bu kapsamda değerlendirilerek temel hak ve özgürlüklerin bu kapsamda hangi yasal süreçler çerçevesinde elde edilmesi gerektiği hususu işlenmiştir. Can Dündar ve Erdem Gül ve benzeri davalardaki basın hürriyeti ve ifade özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükler konusunda Türkiye'yi uluslararası alanda gündeme taşıyan davalarda basın hürriyeti konusundaki anayasal sürece vurgu yapmak ve süreci değerlendirmek, bu çalışma kapsamında üzerinde önemle durulan hususlardır.Article Helenistik Aklın Son Işığı: İskenderiye Kütüphanesinden Beytül Hikme'ye Düşünce Geleneği(2024) Ebinç, SaitÖz Bu makalenin amacı Antik Yunan düşüncesinin Doğu’daki uzantısı olan İskenderiye Kütüphanesi’ni konu edinmektedir. Makalenin temel odağı İskenderiye Kütüphanesinin Antik Yunan düşünce ve bilimini iletmedeki tarihi konumunu ve önemini incelemektedir. Antik Yunan düşüncesinin iletim kanalı olan Doğu Roma’nın Nisibis (Nusaybin) Edessa (Urfa) Antiok (Antakya) bölgelerindeki Süryani ve Nesturi heretik toplulukların önce Arapçaya daha sonra Latinceye tercüme faaliyetlerini açıklamaktadır. Bu tercüme faaliyetleri aracılığıyla akılcı uyanışın kaynaklarının toplumlar mekanlar arasındaki yolculuğu ve uğrakları tartışılmaktadır. Akılcı düşüncenin kaynakları Felsefe, Astronomi, Matematik Coğrafya Tıb bilimidir. Bu disiplinleri içeren doğa felsefesine ilişkin metinlerin tercüme faaliyetleriyle İskenderiye’den başlayarak 9. ve 10.yüzyılda İslam dünyasının en gelişmiş akıl bucağı olan Bağdat’taki Beytü-l Hikme’ye nasıl ulaştığı analiz edilmeye çalışılmıştır. İskenderiye Kütüphanesi ile ilgili zengin bir literatür olmasına karşın bu literatürün mitoslarla hakikatin iç içe geçtiği bir yapıya bürünmüştür. Bu nedenle bu makalede literatür tartışması ve bu konuda ileri sürülen tezler karşılaştırmalı bir yöntemle tarihsel perspektif içinde tartışılmıştır. Batı literatüründe kütüphanenin Müslümanlar tarafından yakıldığıyla ilgili efsanelerle örülmüş pek çok anlatı olduğunu bunların temelsiz olduğunu ispatlayan kanıtlara ortaya koyularak tartışılmıştır. İskenderiye Kütüphanesi’nin Müslümanlar tarafından yakıldığı iddiasının temelsiz olduğu 19. Yüzyılda ispatlanmasına rağmen bu efsane son yüz yılda pek çok metinde yine de tekrarlanmaktadır. Batıda İslami fobinin bilimsel literatüre de bulaşan önyargısı bir şayia olarak pek çok Batı kaynaklı metinlerde tekrarlanmaktadır. Bu nedenle bu makale bu türden iddiaların temelsiz olduğunu ispatlamaya yönelik bir cevabı da içermektedir.Master Thesis Historical Development of Naqshbendism and Its Relationship With Politics: the Norshin Example(2024) Özkan, Orhan; Ebinç, SaitBu çalışma; Hâlidî Nakşîbendîyye Tarikatının genelde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde; özelde Norşin'de nasıl yayıldığını ve bu kolun günümüze kadar siyasetle ilişkisinin nasıl geliştiğini araştırmalar üzerinden ortaya koymayı amaç edinmiştir. Çalışma, nitel araştırma yöntemiyle birincil ve ikincil kaynakların yanı sıra doküman incelemesi üzerinden hazırlanmış, sözlü tarih metoduyla yarı yapılandırılmış kişisel görüşmelerle desteklendirilmiştir. Tekke ve medrese birlikteliği üzerinden yayılmacı bir politika izleyen Hâlidîlik, Doğu ve Güneydoğu' da kısa bir sürede yayılmıştır. İlk önce Nehiri Tekkesi üzerinden kabul gören Hâlidîliğin; Sıbgatullah Arvâsî üzerinden Bitlis'in Hizan ilçesinde, sonra da Arvâsî'den aldığı icazetle Abdurrahman-ı Tâğî'nin Norşin'de tekke açtığı görülmüştür. Nehiri Tekkesinden sonra Hâlidîliğin bölgedeki en etkili kolunun Norşin tekkesi ve medresesi olduğu kabul görmektedir. Bu da Abdurrahman-ı Tâğî'nin yetiştirdiği 19 halifeye ve bu halifelerin kendi bölgelerinde yaptığı irşat faaliyetlerine dayandırılmaktdır. Hâlidîliğin Norşin'e yerleşmesiyle Norşin Tekke ve Medresesinin sadece dini konularda değil toplumsal ve siyasal konularda da etkin olduğu görülmüştür. Çalışma dönemin siyasal olaylarına değinmiş ve Norşin Tekkesinin bu olaylar karşısındaki tutumunu incelemiştir. Bunun yanı sıra tek partili sistem sonrası dönemde Hâlidîliğin aktif siyaset içindeki pozisyonu 1990' ların sonuna değin işlenmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte Hâlidî tekkelerinin Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde yaşayan insanların oy kullanma yönelimleri üzerinde yarattığı etki gözlemlenmiştir. Sonuç olarak tekke ve medreselerin geçmişten günümüze siyasetle olan ilişkisinin dönemsel olarak farklılık gösterse de her zaman mevcut olduğu açığa çıkmaktadır.Article Homo İslamicus’dan Homo Economicus’a Karşılaştırmalı İki Farklı Medeniyetin Analizi(2023) Ebinç, SaitBu makalede çağdaş dünyanın ekonomik, politik ve diplomatik sorunlarının başında gelen İslam Uygarlığı ile Batı Uygarlığı arasındaki düşünsel, zihinsel ve ideolojik gerilimli ilişkileri bu iki medeniyet ekseninde analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu ilişki sadece gerilim yönü ile değil diyalog ve tolerans alanları bakımından analiz edilecektir. Bu analizde kullanılacak yöntem hem tarihsel hem de metodolojik olarak iki uygarlık arasındaki gerilimli ilişkileri düşünce, zihniyet insan bağlamında iki farklı ideal tip olan Homo Economicus ve Homo İslamicus üzerinden karşılaştırmalı bir yöntemle analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu analizde şu sorulara cevap verilmeye çalışılacaktır. Uygarlıklar arasındaki ilişki ‘insan’dan bağımsız ya da onun üstündeki ideolojik politik kurumlardan kaynaklanan bir gerilim midir? İnsan ve onun hakları siyasal ve ideolojik sınırları aşıp bir diyalog ve uzlaşma zeminini oluşturacak bir yetkinliğe ulaşabildi mi? Bu diyalog ve tolerans zeminleriyle ilgili geliştirilen projeler hegemonik bir tasarım mıdır? Toplumsal ve kültürel birikimlerin biçimlendirdiği kimlik ve kişilik gibi tanımlamalar hegemonik ilişkilerden mi kaynaklanmaktadır? Bugünkü çağdaş İslam toplumlarında neden politik alandan bağımsız özgün ya da entegrist olmayan düşünce geleneği oluşamamaktadır.Master Thesis Islamic Revolution And Youth Staff Of Necip Fazıl Kısakürek(2019) Geyik, Şafak; Ebinç, SaitTürkiye'de siyasi düşüncenin oluşumunda edebiyatçı fikir ve dava insanlarının önemi büyüktür. Kaleme aldığı eserleri, yazdığı yazılarıyla, çıkardığı dergi ve gazeteleriyle, ülkenin birçok şehrinde hatta yabancı ülkelerde verdiği konferansları ve kurmuş olduğu 'Büyük Doğu Cemiyeti' ile geniş bir etki alanı oluşturan Necip Fazıl Kısakürek tiyatro, şiir, sanat, kültür, politika gibi farklı alanlarda eserler vermiş nadir sanatçı ve düşünürlerden biridir. Necip Fazıl Kısakürek Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaşlaşmacı laik hükümetinin seçilmiş bursiyeri olarak Fransa'da eğitim gördü. Fakat Türkiye'ye döndükten sonra Batı medeniyetini de Türkiye Cumhuriyeti'nin Batı'yı destekleyen fikri yapısını da sert bir şekilde eleştirerek, batılılaşmaya karşı İslamcı alternatifi destekleyenlere öncü oldu. Necip Fazıl Kısakürek eserlerinde, hitaplarında ve konferanslarında sıklıkla ülkenin içinde bulunduğu durumu ve buna neden olan etkenleri ele almış ve kendi inandığı değerler çerçevesinde çözüm önerilerinde bulunmuştur. Necip Fazıl gerek hitaplarında, gerek konferanslarında gerekse kitaplarında etkileyici bir üslup kullanır ve bu nedenle kitleleri peşinden sürüklemeyi başarmış bir karakterdir. Gençliğin yetişmesi için büyük çaba sarf eden Necip Fazıl geçmişinden kopmayan fakat onlarla aynı hatalara düşmeyecek, hesap soracak ve hesap verecek, maneviyat sahibi, gözükara, aşk ve vecd sahibi, aksiyoner bir nesil yetiştirmek gayesini gütmüştür. Necip Fazıl sistematikleştirdiği İslam'ı esas olan İnkılabın yönleri, bu inkılapla tesis etmek istediği devlet yapısı ve temel prensipleri üzerindeki bir inceleme yapılarak aynı zamanda yetiştirmek istediği ideal nesil/gençlik hakkındaki düşüncelerine yer verilmiştir.Master Thesis Life and Works of Nuri Demirağ(2022) Oyman, Eren; Ebinç, SaitMühürdarzade Nuri olarak da bilinen Nuri Demirağ Sivas'ın Divriği ilçesinde 1886 yılında dünyaya gelmiştir. Nuri Demirağ, ailesinin ekonomik yönden sıkıntıları sebebiyle erken yaşta çalışmak zorunda kalmıştır. On yedi yaşında Ziraat Bankası sınavına girerek başlamış olduğu memuriyet hayatı, daha sonraki dönemlerde çeşitli girişimcilik faaliyetleri ve siyasi yaşamıyla devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanı sonrası devlete maliyeti en düşük miktardaki demiryolu ihalesini alarak kilometrelerce demiryolu inşa etmiştir. Türk Hava Kuvvetlerine desteklemek adına para yardımlarıyla uçak satın almanın mantıklı bir yol olmadığını ifade ederek 1936 tarihinde Beşiktaş ilçesinde Uçak Fabrikası ve Atölyesi kurmuş ve akabinde pilot eğitimi verebilmek için okul inşa etmiştir. Nuri Demirağ'ın bir girişimci olarak ülke ekonomisine katkısının yanı sıra yerli ve milli bir sanayinin kurulmasına yönelik bir bilinçle yapmış olduğu faaliyetler öncü nitelikte olması bakımından önem taşımaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı Nuri Demirağ'ın yaşamındaki önemli çalışmalarını inceleyerek bu çalışmaların Türk sanayisine, sivil havacılığına katkılarını sistematik olarak ortaya koymak ve siyasi faaliyetlerinin başladığı Milli Kalkınma Partisinin kurulduğu ve faaliyet gösterdiği yıllardaki gelişmeleri incelemektir. Tüm bu amaçlar doğrultusunda, çalışmada kullanılan araştırma yöntemi tarihsel analiz ile birlikte doküman incelemesidir. Araştırma sonucunda ortaya konmuş olan ana hipotez ve temel varsayımlar doğrultusunda, Nuri Demirağ'ın yaşamı boyunca geliştirmiş olduğu düşünce sistemi ve girişimcilik faaliyetleri ile Cumhuriyet döneminin öncü isimlerinden biri olduğu ve Türk sivil havacılığına, ekonomi ve siyasi kurumlarına katkısı bakımından öncü çalışmalara imza atan bir isim olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Master Thesis The Light of Criminal Law Principles Yıldız Examination of Jurisdiction(2023) Ekici, Erdem Yavuz; Ebinç, SaitAbdülaziz Han'ın vefatından, sonra cinayet şüphelilerinin yargılamasına, halefi II. Abdülhamit Han döneminde başlanmış olup, yapılan bu yargılama tarihi belgelere Yıldız Yargılaması olarak geçmiştir. Yapılan yargılama, Tanzimat'tan sonra kurulan, mahkemece yapılmış olup, yargılamanın ne derece adil ve tarafsız olduğu günümüze dek tartışılagelmiştir. Yargılamaya, ceza yargılamasına hakim ilkeler ışığından bakılarak yeni bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Ceza yargılamaları ilkeleri her ne kadar o dönem net olarak belirtilmemişse de, hukuk yargılamasında temel metin olan Mecellede ve diğer kanuni metinlerdeki hukuk yargılamasına esas alınan ilkeler baz alınacak ayrıca günümüzdeki ceza yargılaması ilkeleri ile mukayese edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca dönem siyaseti ve ekonomisi ele alınarak, dönemin yargı anlayışı tartışılacaktır.Article Muhâyyıleden Muhâkemeye: Mıllıyetçılık Kuramları Üzerıne Bır Deneme(2024) Ebinç, SaitBu makale milliyetçilik kuramları üzerine nitel bir analizi içermektedir. Çalışmanın amacı, milliyetçilik ideolojisinin metodolojik ve tarihsel olarak analizini yapmaktır. Bu analizin temel birimleri, milliyetçilik türleri, ulus ve onun siyasal statüsü olan ulus devlet kavramlarıdır. Milliyetçilik olgusu pek çok sosyal bilim disiplinin Siyaset biliminin, Sosyolojinin ve Antropolojinin kavram setlerinin kesiştiği ortak bir alandır. Bu nedenle Milliyetçilik, kuramları son yıllarda mikro milliyetçiliklerin yükselmesiyle birlikte kategorik sınıflamaları çoğalarak karmaşık hale gelmiştir. Bu karmaşıklığın iki nedeni vardır. Birincisi millet olgusunun yarattığı farklı toplumlardaki aidiyet bağlarının iç içe geçmiş çetrefilli bir ilişkiler yumağına dönmesidir. İkincisi ise milliyetçilik tanımlarının bolluğudur. Bu çalışmanın temel varsayımı milliyetçilik ideolojisinin diğer ideolojiler ve disiplinlerle olan çetrefilli ilişkisini ve metodolojik sınırlılıklarını ortaya koymaktır. Milliyetçilik kuramlarının farklı ideolojilerle olan çetrefilli ilişkisi farklı soyutlamalara neden olan bir konudur. Bu soyutlama düzeyleri verili toplumsal yapılarda farklı aidiyet ilişkilerini eş zamanlı içerebildiği gibi anakronik olarak modern toplumsal grup ve yapılarla da iç içe ve yan yana bulunmalarıdır. Bu makalenin temel bulgularından biri milliyetçilik söz konusu olduğunda farklı aidiyet ilişkileri hem birbirlerinin yerine ikame olan hem de birbirlerini tasfiye eden bir yapıya bürünmüş olmalarıdır. Bu makalede varılan diğer bir sonuç milliyetçilik konusunda birey toplum arasındaki aidiyet, mensubiyet ilişkilerinin iki yönlü zamansallığın gerilimini taşımış olmalarıdır.Master Thesis New Technopolicy: Society of One Person(2023) Kuş, Bayram Arda; Ebinç, SaitBu tez mühendislik, teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Tezde bu alanlar arasındaki ilişki ayrık ve teorik değil pratik ve bütüncül olarak ele alınmıştır. Geleneksel ve ileri teknolojilerin sosyal etkilerinin mühendisliğin pratik ve felsefi yönleri ile olan ilişkisi incelenmiştir. Sadece geçmiş yaklaşımları eleştirmek değil, aynı zamanda mühendislik mesleğinin uygulamalarının disiplinler arası doğası ve sosyal etkileri üzerinde yeni güncel tartışma alanları açmak amaçlanmıştır. Bu anlamda, teknolojik felsefenin temel kavramları ile disiplinler arası bir çerçeve oluşturularak sosyal ekonomik ve çevresel sonuçlar tartışılmaktadır. Somut örnekler ile, mühendisliğin toplumu nasıl etkilediğine dair fikirlerin sosyal yükümlülükler konusunda ne kadar geniş bir perspektif sunduğu, doğrudan mühendislikle ilgilenmeyen kişiler için de adil ve eşit bir toplum yaratmaya nasıl yardımcı olabileceğini anlamak için ilgi çekici olabilir.Master Thesis Non-Governmental Organizations as Political Actors in the Process of Globalisation(2014) Sın, Uygar; Ebinç, SaitBu çalışmada, derinleşmeye devam eden küreselleşme sürecinde Sivil Toplum Örgütleri'nin(STÖ) gelişimi ve uluslararası politikada artan rolü, bütünsel bir yaklaşımla incelenmek suretiyle bu yöndeki çalışmalara ve literatüre katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Çalışmanın temel varsayımı, STÖ'lerin Soğuk Savaş sonrası dönemde Birleşmiş Milletler'deki(BM) ve uluslararası kuruluşlardaki etkilerini artırarak dünya politikasında artan bir rol oynamakta olduğudur. Bu açıdan bakıldığında STÖ'lerin, dünya politikasındaki 'aktör' konumlarının çeşitli unsurlar bakımından analiz edilmesi, bu unsurlar arasındaki ilişkilerin tespit edilmesi, bu alandaki önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır. Küreselleşme olgusu, sivil toplum örgütleri lehine, yeni yönetişim modellerini öne çıkarmaktadır. Küreselleşme, katılımcı demokrasiyi yaygınlaştırma yoluyla, STÖ'lere yeni ve güçlü bir ivme kazanma imkânı sağlamaktadır. Bu açıdan küreselleşme, alışılagelen ulus devlet değerinin yanı sıra bizleri başka alanları da düşünmeye zorlamaktadır. Gelişmeler, küreselleşme süreciyle ilgili ileriye dönük senaryolarından ikisini oluşturan 'küresel toplum' ve 'çoğulcu sistem' anlayışına katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada amaç, önemli bazı sonuçları ortaya çıkarmaktır. Tezin varsayımında olduğu gibi, STÖ'lerin dünya politikasında rolünün arttığı tespitini yapmaktadır. Ancak bu artış, söylem, eylem ve hukuki bakımdan olmak üzere üç açıdan değerlendirilmeye çalışılmıştır. Birincisi, STÖ'lerin rolünün artması söylemi, bütün dünyada kabul gören ve üzerinde uzlaşma sağlanmış bir durum olmaktadır. İkincisi, STÖ'lerin eylem ve faaliyetlere katılımı, söylemin biraz gerisinde kalsa da somut olarak arttığı açıktır. Üçüncüsü ise STÖ'lerin, hukuki süreçlerdeki yerinin güçlendirilmesi, en zayıf gelişen noktayı oluşturmaktadır. Bu çerçevede çalışmada ilk etapta küreselleşme süreci, akabinde sivil toplum olgusu ile sivil toplum örgütleri nihayetinde ise bu yapıların günümüz siyaseti üzerine etkileri ele alınmıştır.Master Thesis The Presi̇dency Government System and the Electoral Alliences in Turkey(2019) Bilgili, Mehmet Ali; Ebinç, Sait16 Nisan 2017 tarihinde halkoyuna sunularak kabul edilen anayasa değişikliği ile Türkiye'de uygulanan hükûmet sisteminde değişiklik yapılarak, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiştir. İttifak düzenlemesiyle getirilen yeniliklerden partilerin seçimlere ittifak yaparak girmelerine imkân sağlanması olumlu bir gelişmedir. İttifak yapan siyasi partilerin ülke geneli seçim barajı için ittifakın toplam oyları ile hesaplanması da aynı şekilde olumlu bir gelişme olup, yüksek seçim barajı engelinin siyasi partilerin elbirliği ile aşmaları bağlamında temsilde adalet ilkesine de aykırılık taşımamaktadır. Yeni hükümet sisteminin hayata geçmesiyle sonuçlanan; bu sürecin dünyada yaşanan yürütme erkinin giderek yasama erkinden bağımsızlaştırılması eğilimine de uygun olarak işlediği düşünülmektedir. Sistemin başarılı olup olmayacağını zaman gösterecektir. Bu konunun anlaşılabilmesi için yeni hükümet sisteminde siyasal partilerin nasıl şekil alacağı ve parti sistemi yapısının nasıl etkileneceği önem kazanmaktadır. Nitekim Türkiye'nin geçmişinde yer alan siyasal sistem sorunları hükümet sistemi ile ilişkili olduğu gibi, parti sistemiyle de ilişkilidir.Master Thesis Presidential System and Applicability in Turkey(2013) Uzunparmak, Murat; Ebinç, SaitBu çalışmada, hükümet sistemleri ile Türkiye?de uzun yıllardır devam eden, sistem değişikliği ve başkanlık sistemi tartışmaları incelenmektedir. Başkanlık sisteminin, Türkiye için uygulanabilir olup olmadığı ya da ülkede parlamenter sistem içerisinde kalmak suretiyle sorunların çözülüp çözülemeyeceği çalışmanın temel sorunsalıdır. Hükümet sistemlerinin neler olduğu, kuvvetler ayrımına dayanan hükümet sistemlerinin tarihsel süreci, Türkiye?de parlamenter sistemin tarihsel gelişimi anayasalar esas alınarak analiz edilmektedir, Türkiye?de hükümet sistemi değişikliği tartışmalarına, sistem değişikliğinin maliyetine ve son olarak başkanlık sisteminin uygulanması durumunda doğabilecek muhtemel sonuçlara da bu çalışmada değinilmektedir. Anahtar Kelimeler: Siyaset, siyasal iktidar, istikrarsızlık, kuvvetler ayrılığı, kuvvetler birliği hükümet sistemleri, parlamenter sistem, başkanlık sistemi, diktatörlük, demokrasi, sistem değişikliğiMaster Thesis The Relationship of Tribe and Politics in Hakkari (1880-2011)(2014) Korkmaz, Engin; Ebinç, SaitBu çalışma da tarihsel süreçte genel olarak aşir (eşir) kavramı üzerinde duruldu. Kürtlerin yaşadığı sarp bölgelerin yaşam koşulların insanlar üzerindeki etkileri, aşiretsel örüntülerin toplumsal yaşam üzerindeki olumlu olumsuz yansımaları, akrabalık ilişkileri, yerleşme durumlarına, göç durumlarına bağlı olarak aşiretsel yapı anlatılmaktadır. Aşiretsel yapının feodal ilişki ağları içinde mi yoksa sosyolojik bir gerçek mi olduğu siyasal teoriler ışığında anlatılmaya çalışıldı. I. Bölümde genel bir demografik ve sosyolojik değerlendirme yapıldıktan sonra II. Bölümde Hakkâri ilinin aşiret ve siyaset ekseninde liderlik, aşiretsel iktidarı oluşturan temel seciyeler özellikle din ve aşiret siyaseti üzerinde duruldu. Osmanlı İmparatorluğunun son siyasi döneminde, II. Abdülhamit'in aşiret siyaseti, Hamidiye Alayları, Aşiret Mektepleri kısaca değinildikten sonra, Hakkâri siyasi ve kültürel hayatına önemli katkıları olan Saadeta Nehr-i ailesinin mensuplarından Şeyh Übeydullah'ın isyanı ve Cumhuriyet döneminde Hakkâri de meydana gelen isyanların genel bir değerlendirmesi yapıldı. 1945 yılından sonra Türkiye'deki çok partili siyasal hayat'ın başlaması ile Hakkâri ilinde Pınyanışi ve Ertuşi konfederasyonlarına bağlı aşiretlerin Türkiye'deki siyasal partilere katılmaları, aşiret ve siyasetin paralel bir kulvarda seyir etmesi, darbe dönemlerindeki siyasal davranışlar, son olarak milliyetçiliğe dayanan Kürt baş kaldırırsıyla aşiretsel siyasetin geldiği nokta, aşiretsel yapının çözülme aşamaları üzerinde durulmuştur.Article Türkiye’de Liberalizmin Tarihsel Seyri ve 1929 Dünya Ekonomik Krizi(2024) Ebinç, SaitBu makalenin konusu iki temel sorunsal etrafında temellendirilmiştir. Birincisi Türkiye'deki liberal ideolojinin düşünsel gelişimi birey ve toplum ilişkisi bağlamında liberal ideolojinin toplumsal karşılığı incelenmektedir. İkinci sorunsal ise Türkiye’de 1929 Dünya Ekonomik krizi ortamında liberal ilke ve amaçlarla kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulduğu ekonomik ve siyasal koşulları analiz etmektedir. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulma gerekçeleri toplumsal ve siyasal koşulların doğal evrimi içinde mi oluşmuştur? 1929 ekonomik kriz koşullarında Mustafa Kemal Paşa tarafından liberal bir parti kurulması, Batılı liberal kampa bir mesaj mıydı? Otoriter bir dönemde, Serbest Cumhuriyet Fırkası gibi liberal bir parti kurma girişimi, demokrasiye ve çok partili düzene olan inançtan mı kaynaklanıyordu? Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması muvazaalı güdümlü bir girişim miydi? Bu makalede bu tür sorulara hem tarihsel hem de metodolojik perspektiften cevap verilmeye çalışılmıştır.
